Sıfatı Milli Savunma Bakanı. Adı İsmet Yılmaz.
Türkiye’nin dünden bugüne içinde bulunduğu zorlu koşullar dikkate alınırsa önem sırasında üst düzeyde görevli.
Meclis görüşmelerinde muhalefet milletvekilleri bedellinin ülkenin güvenliğini ve terörle savaşı etkileyeceğinden kaygılı. Doğal olarak “Genelkurmay’ın görüşünün alınıp alınmadığını” soruyorlar…
Bakan Yılmaz İsmet; demokrasi kültürünü konuşturuyor. Genelkurmay’ın görüşünü öğrenmek isteyenlere demokrasi tarihine geçen bir yanıt veriyor:
“Genelkurmay ‘evet’ dese ne olacak, ‘hayır’ dese ne olacak?”
Bu vesileyle öğrendik. Ülkeyi savunmak, terörle mücadelede ne kadar askere gereksinildiğini Genelkurmay değil; AKP’nin Meclis’teki çoğunluğu saptayabilirmiş!
***
TBMM’de, bu iktidarın söylemleriyle uygulamaları arasındaki derin uçurumu bütün çıplaklığıyla kanıtlayan bir başka olay daha yaşandı.
RTE’nin (1938’de) “Dersim’de katliam yaşandığını, CHP’nin tek başına iktidarda olduğu bu dönemde hiçbir suçu olmayan binlerce insanın katledilerek öldürüldüğünü” açıklamasından cesaret alan Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi, o yıllarda yaşananları Meclis’te araştırmayı amaçlayan bir önerge verdi.
Görüşmelerde AKP, ikiyüzlü davranışları bir kez daha sergiledi.
Grup adına Başbakan’ını aratmayacak sertlikte bir konuşmasından sonra BDP’nin araştırma önergesine AKP’nin -doğal olarak- katılacağını açıklayan cümlelerle sona ermesi beklenirken Mehmet Metiner; “Gelip geçici komisyonlarla bu işin çözümlenebileceği kanaatinde değiliz” dedi ve… Meclis’i de araştırma önergesini de dışlayıverdi.
***
Kimilerini tanımak partilerini tanımakla eşdeğer:
RTE, “Sen artık bu işlere karışma Mehmet” diye azarladı. Birkaç gün sonra Başbakan’ın bu sözünü yalanlayan bir açıklama yaptı Metiner, dedi ki: “Başbakanımız bana sen bu işlere karışma demedi. Konuşmamı kaynak gösterdi”.
Vatan’ın internet sitesi, Metiner’in açıklamasını ve konuşmasını izleyenlerin değerlendirmelerini yayımladı. (31.11.2011)
Bu değerlendirmelerden birkaç örnek:
Hasan Yenlay: “Bu davranışlar AKP’nin mayasında mı var? Her defasında iki ileri bir geri.”
Cengiz Deniz: “Bu adamın ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Başbakan sus dese susardım diyor. Ben kuklayım dese daha anlaşılır olamazdı.”
Gazi Duman: “Suç, her önüne geleni milletvekili yapanlarda aslında.”
Kadir Eti: “Ömürlerini Alevi inancının yok edilmesine vakfeden insanların şimdi çıkıp Alevleri savunması nasıl bir iman, inanç taşıdıklarının şifresidir aslında”.
Al: “Sabiha Gökçen Havaalanı’nın ismi Emine Erdoğan, Safiye Soyman, Huysuz Virjin havaalanı olabilir.”
Abbas Sağdıç: “Eğer sen bu milletin vekili isen, Sivas katliamı sanıklarını savunan 12 avukattan 8’i AKP milletvekili. Sen önce onlarla yüzleş”.
***
Ortalık toz duman.
Genelkurmay’daki, Başbakanlık’taki, daha nerelerde varsa arşivler açılsın pekâlâ!
Ama o tarihlerde Kürt (Dersim) isyanlarıyla yakından ilgili İngiliz, Fransız ve Rus arşivlerindeki belgeler de araştırmaya başlıca malzeme olsun!
Silivri’de tutuklu Mehmet Perinçek’ten bir mektup aldım. Şunları yazıyor:
“Ben Rus arşivlerinde on seneyi aşkın süredir araştırmalar yürütüyorum. Cezaevinde tamamladığım ve birkaç gün önce çıkan yeni kitabım da ‘Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları’ başlığını taşıyor. Bu kitabımda Dersim isyanıyla ilgili, olayların yaşandığı dönemde sıcağı sıcağına yazılmış raporlara yer verdim.
Bu rapor ve kaynaklardaki Dersim isyanı hakkındaki tespitleri şu şekilde özetleyebiliriz:
Dersim isyanı, gerici Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarının bir devamıdır. İsyan, Cumhuriyet rejimiyle feodal kalıntılar arasındaki çatışmanın bir yansımasıdır. Dersim’de kanun tanımayan çağdışı bir rejim sürmektedir. Devlet içinde bir devlet gibidir. Bu sebeplerle bölge ulusal ekonomiyle de bütünleşememektedir. Kemalist rejim, ortaçağdan kalma bu yapıyı ortadan kaldırmak için harekete geçmiş, bunun üzerine kendi egemenliklerinin son bulacağını gören gerici aşiret reisleri, bölge halkının belirli konulardaki memnuniyetsizlerinden faydalanarak geniş çaplı bir isyan başlatmışlardır. İsyanda Hatay meselesinden dolayı Türkiye’yle sorun yaşayan Fransa da rol oynamıştır. Bazı aşırılıklar olmakla birlikte Türk hükümetinin Dersim isyanına karşı aldığı önlemler meşru ve haklıdır.”
Şayet Dersim’i, içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye araştıracaksak; Mehmet Perinçek’in kitabı önemli bir kaynak!
Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet
Yorum Gönder