Bu soru önergesinde “uzun tutukluluk süreleri”ne dikkat çekmiş ve bu yüzden cezaevlerinin, kapasitelerinin iki üç katından fazla tutuklu ve hükümlüyle dolduğunu öne sürmüş.
Örneğin kendi seçim bölgesi Gaziantep’teki 400 kişi kapasiteli H tipi cezaevinde 800, 780 kişi kapasiteli E tipi cezaevinde ise bin beş yüzün üzerinde tutuklu ya da hükümlü kalıyormuş.
Mehmet Şeker, bu durumun Türkiye genelindeki diğer cezaevleri için de geçerli olduğunu söyleyerek, Adalet Bakanı’na şu soruları sormuş:
***
1) 2003-2011 yılları arasında, yıllar itibariyle ülkemizdeki toplam tutuklu ve hükümlü sayısı nedir?
2) Türkiye’deki her bir cezaevinin kapasitesi ve barındırdığı kişi sayısı; tutuklu ve hükümlü bazında nedir?
3) Kapasitesini iki üç kat aştığı için tutuklu ve hükümlülerin nöbetleşe uyuduğu kaç cezaevi vardır?
4) AKP iktidarı döneminde insan hakları gaspı nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kaç kişi müracaat etmiştir? Bunlar içerisinde kaçının davası Türkiye’nin aleyhinde sonuçlanmıştır? Bu davaların kaçı uzun tutukluluk sürelerini içermektedir.
5) AKP iktidarları döneminde tutuklu sayısının olağanüstü darbe dönemlerinden bile fazla olması “ileri demokrasi” söylemlerinizle bağdaşıyor mu?
6) AKP iktidarları döneminde Türkiye’nin cezaevi devletine dönüştüğü şeklindeki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
***
Ben de bu sorulara birkaç ilavede bulunmak istiyorum:
1) Kapasitesinin iki üç katı insan barındıran cezaevlerinde koridorlara yer yatağı sermeyi… Tuvaletler önünde biriken kuyrukları eritmek için konser alanlarında kullanılan portatif tuvaletlerden satın almayı… Doktor yerine sağlık personeli çalıştırmayı… Cezaevi dahilinde özel lokantalara yer tahsis etmeyi düşünüyor musunuz?
2) Cumhuriyet tarihinin sizden önceki hiçbir döneminde ulaşılamayan rekor tutukluluk sayısıyla gurur duyuyor musunuz? Bu rekorunuzu tescil ettirmek için Guinness Rekorlar Kitabı’na başvuracak mısınız?
3) İlave yatak koyamadığınız için tutukluların ve hükümlülerin nöbetleşe uyudukları cezaevlerini dikizlemek için; 2002′den bu yana hangi cezaevine kaç kamera koydunuz? Bunun için kaç para harcadınız?
4) Tuvaletler hariç tüm cezaevlerindeki özel ve genel mekânları tek tek görüntüleyen bu kameralar, Adalet Bakanlığı’nın Ankara’daki merkezine de servis yapıyor mu? Yanıtınız “Evet”se, buna neden gerek duyuyorsunuz?
5) Siz de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek gibi “tutukluluk sürelerinin gereğinden fazla uzadığını ve cezalandırmaya dönüştüğü”nü düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız; neden bir yasa tasarısı hazırlayıp, Bakanlar Kurulu’na sunmuyorsunuz?
6) Evrensel hukuk kuralları; tüm zanlıların, haklarındaki suçlama mahkeme kararıyla sabitleşinceye kadar suçsuz sayılmaları gerektiğini söylerken… Hukuk önünde “suçsuz” kabul edilen tutukluların, insanlık dışı koşullarda yaşatılarak cezalandırılmaları, sizce de bir tür “devlet suçu” değil midir?
7) Cezaevlerindeki yaşam, böylesine içler acısı bir haldeyken; siz gönül huzuruyla uyuyabiliyor musunuz?
*****
ADAY!
Time dergisi “Dünyada Yılın Adamı”nı seçmek için internet ortamında bir anket başlattı. Bildiğiniz gibi Başbakan da AKP’lilerin organize oylarıyla bu ankette açık ara önde gidiyor.
İşte bundan rahatsızlık duyan bazı kişiler, yine internet ortamında organize olmuşlar ve karşı bir kampanya başlatmışlar…
Sen misin başlatan?
Sabah’ın yazarlarından Ersin Ramoğlu, bu kişilerden “Puştlar”, “Hainler”, “Utanmazlar”, “Densizler”, “İhanet Çetesi” olarak söz etmiş… Sonra da sormuş:
“Bir yerinize mi battı?”
Ben bu üslubu bir yerden hatırlıyorum da… Acaba nereden?
Bu arkadaşlar demokrasi konusunda atıp tutarlar; ama kendileri gibi düşünmeyenleri de anında “hain” ilan ediverirler…
Sevgili AKP’li seçmenler; Ersin Ramoğlu’nun adını yazın bir kenara…
Göreceksiniz; dört yıl sonra vekiliniz olacak!
*****
GÜNÜN SORUSU
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, MİT ile terör örgütü mensuplarının Oslo’da görüşmeleriyle ilgi olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve eski MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamış… Sorum size:
Bu suç duyurusundan sizce sonuç çıkar mı?
*****
Cumhurbaşkanı’na iki soru…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şike cezalarında indirim yapılmasını öngören yasayla ilgili rahatsızlığı bulunduğunu söylemiş.
Kendisine iki sorum olacak:
1) O zaman bugüne kadar pek fazla yapmadığınız bir şeyi yapıp, yasayı Meclis’e iade edecek misiniz?
2) Aynı rahatsızlığı bedelli ve dövizli askerlik yasasıyla ilgili olarak da hissetmiyor musunuz? Bu ülkenin yoksul vatandaşları askere giderken, zenginlerin 30 bin lirayı bastırıp tezkerelerini banka şubesinde almaları, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu?
Mustafa Mutlu/VATAN
Yorum Gönder