Bilindiği gibi boğazlar üzerinde yapılan köprüler iki yakayı birleştirmektedir...
Otobanlarda yolculuk yapanlara köprüye varmadan levhalarla başlıktaki uyarı yapılmaktadır.
Bunun amacı, sürücüleri uyarmak ve yanlış yola girmelerini önlemektir...
Buradan hareketle, yurttaşların Anaysa değişikliği referandumunda yanlış yapmamaları için tarihe not düşmek adına bir uyarıda bulunmak istiyorum...
AKP iktidara geldiği günden beri demokratik, laik ve parlamenter hukuk devletinin rejimi ile bir sorunlarının olduğunu biz biliyorduk...
Ancak bilmeyenlere anlatmasını becermemiş olacağız ki AKP her seçimde iktidara tek başına gelmeyi başarmış ve gün geçtikçe kurucu değerler konusundaki eleştiri dozunu artmaya başlamıştır.
Örneğin,
-Bir İmam Hatip Okulu Müdürü “İlk laik şeytandır. Dünyada ne kadar hırsız, p... varsa laiktir” demek cesaretinde bulunmuştur.
-İktidara yakınlığı ile bilinen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir- Sen) kendi müfredat önerilerini açıklayan raporda, “Ortaokul ve lise müfredatlarından inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersinin çıkarılması, din dersinin İslami ağırlıklı olmak üzere birinci sınıftan itibaren verilmesini” söylemiş ve hazırlanan Öğretim programında (müfredat) bu öneriler göz önünde tutulmuştur.
- Bazı AKP’li Belediyelerce evlenen çiftlere dağıtılan “Evlilik ve Aile hayatı” isimli kitapta, (Çalışma hayatında kadın iş yerinde kocasından daha yakışıklı erkeği görürse gönlü ona kayabilir, Kadının çalışması faydasızdır, Kadının çalışması ailede krize neden olur, Çalışan her iki kadından biri tacize uğrar, Kadın ev işinde ve kocasının hizmetini görmede maharetli olmalıdır.) gibi kadın ve erkek eşitliğini belirten Anayasa ve yasalara aykırı hükümler yazılmakta sakınca görülmemiştir.
-Bir AKP’li milletvekili laik Cumhuriyet için, “600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi" diyebilmektedir.
Bunlara benzer örnekleri çoğaltmak olasıdır. Bu kadarı ile yetiniyorum.
Referanduma sunulacak ve her ne kadar sistem değişikliği densede, resmen rejim deşikliği anlamına gelen Anayasa değişikliğinde oy kullanırken yıllardır AKP yetkililerinin kurucu değerlerimizle ilgili olarak söyledikleri bu söylemler göz ardı edilemez.
Ancak tartışmaların ve karşı çıkışların Sayın Cumhurbaşkanının şahsi üzerinde yapılması tamamen yanlıştır.
Başkanlığa gelecek kişi kim olursa olsun tüm yetkiler onda toplandığı için;
-Demokratik rejimin olmazsa olmazı güçler (Yasama, Yürütme, Yargı) ayrılığı ilkesinden vazgeçilmesi ve tek elde toplanması,
-Yargı bağımsızlığı, yapılacak üye seçiminin tek kişinin yetkisine bırakılması nedeniyle yok edilmesi,
-Yürütmenin dışarıdan atanması ve meclis denetimine (Gensoru ve sözlü soru) tabi olmaması,
-Gerek Başkanın, gerekse Bakanların sorumlu tutulması için kabul edilen 400 milletvekilini bulmanın olanak dışı olması,
-Başkanın, partisiyle ilişiğinin kesilmemesi, hem parti Genel başkanı, hem Başkan olmasının, değişiklikte yer almayan ve Cumhurbaşkanının yemini ile ilgili Anayasanın 103 maddesinde belirtilen tarafsızlık ilkesi ile bağdaşmaması,
Göz önüne alındığında, buna sistem değişikliği değil, rejim değişikliği demek daha doğru olacaktır.
Ülkemiz bulunduğu coğrafyadaki konumu nedeniyle bu rejim değişikliğini ve herseyi tek kişinin insafına bırakan durumu kaldıraramaz, herkes bundan zarar görecektir.
Onun için sandık başına giderken herkesin, çocuklarının aydın geleceği için çok düşünmesi ve elini vicdanına koyarak oy kullanması, ülkenin esenliği açısından kaçınılmazdır.
Köprüye gelmeden bu son çıkıştır.
Atı alan Üsküdar’I geçmeden.
30.01.2017
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder