Bir baba oğluna niçin “Devlet” adını koyar, hiç düşündünüz mü?
Oğlunun, “Devlet” gibi, itibarlı-koruyucu-güçlü olmasını istediğinden olabilir mi? CHP’li olan Salih Bahçeli herhalde bu sebepten oğlunun adını “Devlet” koymuştur!
Fakat kimse Salih Bey gibi düşünmemiş ki, Türkiye’de adı Devlet soyadı Bahçeli olan başka bir kişi bile yok! 80 milyonda bir tane yani!
MHP’lilerin “Devletin Başına Devlet Gelecek” diye bağırdıkları, Devlet Bey hiçbir zaman devletin başına gelemeyeceğini anlayınca, tüm geçmişini, tüm söylediklerini yalayıp yuttu ve sonunda Sarayın yolunu tuttu! Erdoğan’ın Fethullah Hoca ile aynı olan menziline o da varır mı, beraberce göreceğiz…
Bize düşen, Saray Acemisi Bahçeliye, Saray Adabını anlatmak ve ona yardımcı olmaktır. Hadi başlayalım bakalım, sonu nereye varacak;
Sayın Bahçeli;
Öncelikle ve ivedilikle Erdoğan’ın sizin için söylediği “Hırsız-PKK destekçisi-şeytan-ruhsuz-vampir-müfteri” gibi hakaretleri lütfen unutun ve Reisi gördüğünüz her yerde ayağa kalkıp, başınızı öne eğin.
Kendileri yeryüzünde Allah’ın elçisi Padişahlar gibi olduğu için doğrudan yüzüne bakılmaz, taş olursunuz!
Yapınız gereği sizin harem ile bir ilişkiniz olmayacağı için, size bu yönde bir nasihate gerek yok!
Saray entrikalarından uzak durun. Aynen “Dilsiz Kalfa” gibi gerekirse hiç konuşmayın. Sallayın başınızı, alın maaşınızı, sürün sefanızı!
Mesela, Erdoğan’ın kıymetlisi Yasin Aktay yine “Türk ırkı diye bir ırk yoktur” derse, sakın itiraz etmeyin. Haklısın kardeş havasında selam verip geçin…
“Lâiklik yeni Anayasada olmamalıdır” diyen TBMM Başkanı ile arada bir kahve içip dostluğunuzu arttırın.
“Yıllarca Kürt olduğumu dile getiremedim” diyen saatçi Zafer Çağlayan’ı görünce “Haklısınız, ben de Siverekli olduğumu söyleyemedim” diye saatçıya moral verin.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne “Kürdistan” diyen Mehdi Eker’i
“Hay ağzını öpeyim” diye kutlayın!
Sakın ola ki anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilemez diye ısrarcı olmayın. Dünya dönüyor, siz de dönüverin!
Reis Başkan olunca, PKK ile Oslo’da yapılacak görüşmelere siz katılın. Hakan kardeşinizi de yanınıza aldınız mı, tamamdır.
Ülkenin tüm sınır kapılarını Habur’a benzetiniz. Askerimizi-Polisimizi-insanlarımızı öldüren PKK’lılar yine davul-zurna eşliğinde gelsinler. Silahlarını bırakmasalar da beraberce kardeşlik şarkıları söyleyip, Cudi’de pikniğe çıkın…
Duşakabinoğulları, Bornozoğullarından sonra siz de “Püskevitoğulları” güçlerini Sarayın Hassa askerleri arasına sokun!
Sayın Bahçeli;
Siz siz olun sakın Pensilvanya’ya gitmeyin. Bu yaştan sonra “Suat Kılıç” muamelesi görmek size çok ağır gelir! Ama illâ bir yere gideceğim diyorsanız Reza Zarraf’ı ziyarete gidin. Hayırsever çocuğun hayrından siz de yararlanın…
Gün akşam olmak üzere be Devletlim! Dün doğduk, yarın öleceğiz! Haysiyetmiş, onurmuş, vatanmış, sözünün eri olmakmış, dürüstlükmüş boş ver gitsin. Bunlar karın doyuruyor mu?
Münker ve Nekir soracak; “Ya Devlet, İbnü’l Samiye!”
Eee, sen onlara anlatırsın gari! Bizden uzak ol, uzak…
Sağlık ve başarı dileklerimle
24 Ocak 2017
Rifat Serdaroğlu
Yorum Gönder