Yüzlerce aydın, gazeteci, sanatçı ve asker hukukta yapılan usulsüzlükler sonucu ömür boyu ağırlaştırılmış cezalar alırken hukuku hatırlamadılar.
Cabası, “bağımsız yargı kararıdır herkesin saygı duyması gerekir” dediler.
Ta ki birader yumrum yiyene kadar.
Sanığı serbest bırakan yargı kararını topa tuttular.
Haksız eleştiriye dayanmayan bir yargıç, “çıkardığınız yasadan haberiniz yok, üst sınırı iki yılı aşmayan olaylarda Tutuklama olmaz diye yasa çıkaran sizsiniz” demek zorunda kaldı.
Hukuka saygımızdan ötürü, yumruk olayını da kınıyoruz.
Her hukuksuzluk sonunda söyleriz.
Herkes bir gün tarafsız ve bağımsız hukuka gereksinim duyacaktır diye.
Dinleyen kim?
Çuvaldızı başkasına batırıkken, acıdan bağıranların sesini duymayanlar,
İğnenin ucu kendilerine dokununca, yeri göğü inletircesine bağırmaya başlarlar.
Biraderin yaptığı da budur.
Hukuk fakültesinin birinci sınıfından başlayarak,
Adaletin tam gerçekleşmesi için,
Hukuken tarafsız, adil ve bağımsız olması zorunlu olduğu öğretilmektedir.
Biraderin kendisi de hukukçudur. Onunda bunları öğrendiği kuşkusuzdur.
Anayasamızda, Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu yazar.
Yine Anayasamızda, güçler ayrılığı (Yasama, Yürütme, Yargı) ilkesi benimsenmiştir.
Yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı da Anayasanın emredici kuralıdır.
Ülkemizde Anayasanın bu emredici kurallarının ödünsüz uygulandığını savlayan var mıdır?
Varsa beri gelsin.
İktidar yetkisini kullanan ve biraderin de mensubu olduğu parti, bağımsız yargıyı oluşturma konusunda hiçbir adım atmadığı gibi, kendi yargısını oluşturma çabaları hepimizce bilinmektedir.
Son söz.
Hukukun bir gün herkese gerektiği unutulmamalıdır.
22.08.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder