Mısır’da ki katliam ve hilafet naraları - Gündüz Akgül

Mısırda, Adevviye Meydanı'nın darbe karşıtlarına yapılan ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olan katliamı, azıcık vicdan sahibi olan herkesin şiddetle kınaması gerekmektedir.
İnsanlık dışı bu katliamı şiddetle kınıyorum. 
Müslümanın, Müslümana karşı işlediği bu katliam, duyarlı olan çeşitli gruplar tarafından haklı protesto edilirken, ülkemiz açısından büyük bir tehlikeyi de gözler önüne sermektedir.
Yazılı ve görsel medyaya yansıyan görüntü ve haberlere göre;
Fatih Camii'nde Cuma namazı sonrası toplanan bir grup, Mısır'da öldürülenler için gıyabi cenaze namazı kıldı.
Bu tepki insani bir davranıştır ve doğrudur.
Ancak daha sonra;
"Ne darbe, ne demokrasi biz ümmetten ve hilafetten yanayız",
''Kahrolsun Sisi, Kahrolsun demokrasi geliyor hilafetin sesi"
Yazılı pankartların arkasında toplanan kalabalık tekbir getirerek, dua etti.
"Zulmedenler, yakında nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını görecekler"
Yazılı pankartın da taşındığı protestocu grup içinden bazılarının da;
"Demokrasi demokrasi dediniz ümmetin kanını emdiniz",
"Demokrasinin döktüğü kanların hesabı sorulacak",
 ''Demokrasi eşittir küfür sistemi"
Yazılı dövizler taşıdığı görüldü.
Denilmektedir.
Laik bir ülke olan Türkiye’mizde eğer bunlar açıktan söylenebiliyor ve orada bulunan emniyet güçleri olaya müdahale etmiyorsa sözün bittiği yerdeyiz.
Önceleri Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde, bölücülük ve irtica iç tehdit olarak tanımlanmaktaydı.
Hatırlanacağı gibi AKP iktidarı MGK’nun önerisi üzerine 22.11.2010 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında kabul ettiği yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde, “irtica” iç tehdit olarak kabul edilmemiş onun yerine, “dini kullanarak yıkıcı faaliyette bulunan örgütler” ile önceki belgede de bulunan bölücülük iç tehdit olarak kabul edilmiştir.
Bu duruma göre yukarda belirtilen sloganlar,
Laik rejim için tehlike mi, değil mi?
Bu sloganları atanlar,
Dini kullanarak yıkıcı faaliyette bulunanlar olarak kabul edilecek mi? Edilmeyecek mi?
Bunlar cesareti kimden alıyorlar?
İşin içinden çıkan varsa buyurun yanıtlasın.
Gezi Parkı direnişinde, yasal hakkını kullanarak kendilerine baskı yapılmamasını ve özgürlüklerinin kısıtlanmamasını isteyen gençleri “Çapulcu, Vandal ve yasa dışı örgüt mensupları” olarak gören Sayın Başbakan bu konuda ne düşünüyor? Merak ediyorum.

18.08.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget