Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz ve Fransız cetvelleri ile çizilen sınırlar değişiyor…
Görülen o ki, mevcut sınırlar kalkacak, etnik ve mezhepsel kimlikler üzerinden yeni sınırlar çizilecek!
Eşzamanlı ve eşdeğerli üç hedef görünüyor:
1) İsrail devletinin varlığını güvenceye kavuşturmak.
2) Petrol üretimini denetlemek.
3) Küresel tehdit iddiasıyla ortaya çıkan Radikal Siyasal İslam akımlarını engellemek.
Elbette bu proje, “zamanın ruhuna uygun” etiketlerle sunuluyor:
“Demokratikleşme”…
“İnsan hakları”…
“Terörle mücadele”…
“Kitle İmha Silahlarına” karşı kampanya…
“Halkını katleden diktatörlere karşı” müdahale…
Zaman zaman Suudi Arabistan, BAE gibi diktatörlüklerin de, bu sözde “Demokrasi” savaşında “demokrasi güçlerinden yana tavır koyması” ya da Mısır’da olduğu gibi, “demokrasi adına darbe yapanların halkı katletmeleri” tarzında gariplikler görülüyor ve taraflarla amaçlar birbirine karışıyor ama, artık “Olacak o kadar”!
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da neler olup bittiğini ve bu olaylar sırasında ABD ile Türkiye’nin rollerini, “son kullanma tarihi geçen” liderlere neler olduğunu merak edenler, benim “ABD’nin Siyasal İslamla Dansı” adlı kitabıma bakabilir.
Bütün bu süreç içinde Türkiye, ne yazık ki “Kendi ayağına kurşun sıkan” bir devlet konumunda oldu:
Irak’ta, Saddam’ın devrilmesine destek verdi; Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırdı, Güney sınırının bir bölümü üzerindeki denetimini yitirdi ve PKK terörünü tırmandırdı.Suriye’de, önce Esad’la kanka oldu, onu güçlendirdi, sonra Suriye politikasını, yanlış olarak tek kişiye indirgedi; Esad karşıtlığına dönüştürdü…
Böylece Güney sınırının geri kalan bölümünü de, hem İslam adına terör yapan örgütlerin hem de kimlik savaşı veren Kürtlerin savaş alanı haline getirdi.Bütün bunlar yetmiyormuş gibi:
Irak’taki siyasal çekişmelerde, Suriye’deki sıcak savaşta ve Mısır’daki kardeş katliamında taraf oldu…
Ülkenin güvenliğini, güvenilirliğini, prestijini, gücünü, hem müttefikleri hem de muarızları nezdinde erozyona uğrattı.
Bundan sonra ne olacağını görmek için benim “Dans” kitabıma tekrar bakabilirsiniz!
Emre Kongar
Yorum Gönder