Erdoğan ve Davutoğlu’nun dış politikaları ABD ile İsrail’in Ortadoğu üzerinde oynadıkları oyunu daha çok güçlendirmekten başka bir işe yaramamış, aksine komşularımızla aramızı açarak, dökülen her kanda Amerika kadar Türkiye’yi de vebal altına sokmuştur.
Bundan ötürü Mısır’da kan dökülüyor, şu kadar Müslüman öldürülüyor diye fetva vermelerine gerek yoktur.
Erdoğan, ABD den aldığı icazetle (BOP Eş başkanı) tüm Ortadoğu üzerinde hâkimiyet kuracağını, "İslam dünyasının lideri “olacağını sandı ama işler umduğu gibi gitmedi.
Esat ile uğraştı. Esat’a karşı Güneydoğu illerimizde beslediği teröristlerle, sığınmacılarla ki bunların toplam sayılarının 5 milyon olduğu söyleniyor, hem sınırlarımızı yolgeçen hanına döndürdü hem de oralarda yaşayan halkımızı felaketlerin içine attı. Türkiye sınırlarındaki pek çok önemli noktanın ÖSO militanlarının kontrolüne geçmesini sağladı.
İçerde ise, PKK ile yaptığı anlaşmalar hem PKK ‘yı meşrulaştırdı hem de APO denilen caniyi Terörist başlılıktan Kürtlerin tek ve meşru temsilcisi, halk önderi durumuna getirdi.
Ülke topraklarını silahlı terörist gruplara açması, Suriye’ye yaptığı provokasyonların çoğunun fiyasko ile sonuçlanması, dik başlılığı kariyerini hem dışta hem de içte çizdi.
İmralı’daki cani emrediyor AKP bir dediğini iki etmiyor. İşler o kadar ileri gitti ki Diyarbakır'da açılışı yapılan ve adında 'Kürdistan' bulunan Gençlik Hareketi Derneğinin tabelasını astılar.
Yargıtay, Şanlıurfa’da bir vatandaşın yeni doğan çocuğuna ’Kürdistan’ ismi vermesini onayladı..
Terör örgütünün 15 Ağustos 1984'te yaptığı ilk silahlı eylemin yıldönümünü Şırnak'taki Kato Dağı'nda sabaha kadar şarkılı türkülü, havai fişeklerle, silah sıkmalarla kutladılar. Alevlerle APO ismini yazdılar ve dev Öcalan posteri açılmasına AKP hiç ses çıkartmadı.
Sanki Türkiye bölünmüşçesine PKK dayatıyor, istediğini yapıyor.
PKK ve BDP den her gün çeşitli tehditler geliyor başbakana. 1 Eylül tarihine kadar somut adımlar atılmazsa ve önerilen komisyonlar kurulmazsa sürecin tıkanacağını ve mücadelenin çok daha farklı yol ve yöntemlerle yükseltileceğini söylüyorlar.
(Başbakan ortaya çıkıp PKK’ya neler vaat ettiğini açıkça anlatmalıdır.)
Şehir içlerinde gayet rahat dolaşan silahlı PKK lılar yol kesiyorlar, haraç alıyorlar. Rezilliğin bini bir para derler ya. Aldığım duyuma göre ev ev gezip gençlere, ailelerine belediyelere, açacakları resmi kuruluşlarda çalıştırma vaatleri veriyorlarmış.
PKK çekiliyor denildi aslında çekilen Türk askeri oldu. Kısacası PKK tüm istediklerini alıyor. Bir tek sınırları resmen çizmeleri kaldı. Başbakan Mısır ile uğraşıyor.
Ey! Başbakan, Mısır’ı bırak ta dön biraz 10 yılda ne hale getirdiğin Ülkeye bak.
Bana kalırsa başbakan ülkeyi düşünmüyor artık. İşler öylesine karıştı ki kendi yarattığı canavar başına dert oldu.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu, çünkü bu kadar ihanetin de mutlaka bir bedeli olacaktır.
Şimdilerde derdi Mısır oldu. Ne yaparsa yapsın Türk Milleti asla bölünmeye izin vermeyecektir. Bu da demek oluyor ki PKK tehditlerini yaparsa karşılığını mutlaka bulacaktır.
Ülkeyi resmen iç savaşa sürüklemek isteyen başbakan eline ne geçecek onu da açıklamalıdır.
****
Rezalet!
Fatih Camisi'nde Cuma namazı sonrası toplanan bir grup, Mısır'da öldürülenler için gıyabi cenaze namazı kılmışlar. Allah kabul etsin. Açılan pankartlar ve karton dövizlerde yazılanlar insanın tüylerini ürperten cinsten.
Ne demokrasiden ne de darbeden yanayız biz ümmetten yanayız
Kahrolsun Sisi kahrolsun demokrasi, geliyor hilafetin sesi
Küçük bir çocuğun elinde ki pankartta: Demokrasi dediniz, ümmetin kanını emdiniz.
Ya müntekim Osmanlı Hükümetini yıkan İngiltere alçağından intikam al
Yine takkeli küçük bir erkek çocuğunun elindeki yazı aynen, insanlık için tek çözüm hilafet. Diyordu.
Gerisini yazmaya gerek yok. Yaşları 7 ile on arası ve daha küçükleri ön safta tutarak güya Mısır’a tepki yapılıyor ama aslında küçük beyinlere Hilafeti dolduruyorlardı Çocukların bir şeyden anladıkları yok tabi gülüşüp duruyorlardı.
Bu acı bir tablodur o yaşlarda çocukların top koşturmaları, sokakta oynamaları gerekirken hem dine hem de siyasete alet ediliyorlardı.
Arapça harfli siyah bayrakları ellerinde tutan adamların ben gerçekte birileri tarafından yönlendirildiklerine inanıyorum.
****
O minik çocuklar şimdiden hediyelerle aldatılarak, yoksul ailelerine para vererek baskı altında ve birer Atatürk düşmanı, kindar, dindar, çağın gerisinde kalan ŞERİAT ile yetişecekler. AKP iktidarda kalabilirse tabi!
TC.Tünay Süer
Yorum Gönder