Büyük Atatürk bugün yaşıyor olsaydı,
sanırım, Sayın Başbakan’a dış politika konusunda aşağıda yer alan
öğütleri verirdi. Sayın Başbakan, eğer Atatürk’ün bu öğütlerine kulak
vermiş olsaydı, bugün özellikle Arap komşularımızla ilişkilerimizde
yaşamakta olduğumuz sorunları yaşamamış olurduk! Şimdi Atatürkümüzün dış
politika öğütlerini birlikte değerlendirelim:
1) Gerçekçilik:
Atatürk’ün dış politikasının temel niteliği, gerçekçiliği, yani hedef
saptamadaki ustalığıydı. Gerçekçi bir dış politika, maceracılıktan uzak
bir dış politikaydı. Yeni Türk Devleti, gücünün ve olanaklarının
bilincinde olarak dış politikasını saptamalıydı. Türkiye, ancak sahip
olduğu gücün çerçevesinde bir dış politika yürütmeliydi. Bu
“gerçekçilik”te, “ödün vermek” ya da “sindirilmek” söz konusu değildi.
Bu “gerçekçi” yaklaşım doğrultusunda, hangi koşullarda olursa olsun,
herhangi bir baskıcı güce karşı direnişte bulunulacaktı. Acaba bugün
Sayın Erdoğan’ın liderliğindeki hükümet, Türkiye’nin gücüne koşut bir
dış politika mı izlemektedir?..
2) Diyaloğa açık olmak: Atatürk,
düşmanlık ilişkisinde aşırılıktan kaçındığı gibi, dostluklara gereğinden
fazla bel bağlamamak gerektiğini de biliyordu. Uluslararası ilişkilerin
dayandığı temel ilke ulusal çıkarlardı ve Türkiye’nin dış politikası
da, bu ilke göz önüne alınarak saptanmalıydı. Acaba Sayın Başbakan,
bugün uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ön plana
alarak mı yoksa kendi inandığı değerler çerçevesinde duygusal öğelerin
etkisiyle mi bir dış politika izlemektedir?..
3) Dünü, bugünü ve
yarını başarılı kavrayış: Atatürk, dünü çok iyi bildiği için, bugünü
ustalıkla kavrayabiliyor; böylece, yarını da ustalıklı biçimde önceden
tahmin edebiliyordu. Acaba bugün AKP hükümeti, tarihten gerekli dersleri
alarak mı ileriye dönük bir dış politika uygulamaktadır?..
4) Tam
bağımsızlık: Türk devleti, öteki devletlerle olan ilişkilerinde tam
bağımsızlığını hiçbir zaman yitirmemeliydi. Atatürk’e göre, “tam
bağımsızlık” siyasal, ekonomik, mali, yasal, askeri ve kültürel
bağımsızlık demekti. Eğer bu alanlardan herhangi birinde bağımsızlık söz
konusu değilse, o zaman devlet tam bağımsız sayılamazdı. Acaba Sayın
Başbakan, bugün Türkiye’nin tam bağımsız bir dış politika izlediğini
göğsünü gere gere söyleyebilir mi?.. AKP’nin dış politikası, bugün büyük
ölçüde ABD’nin politikası doğrultusunda biçimlendirilmemektedir mi?..
5)
Barışçı dış politika: Bugün AKP hükümetinin başta komşuları olmak
üzere, dünya devletleriyle ilişkilerinin, büyük Atatürk’ün “yurtta sulh,
cihanda sulh” ilkesiyle bağdaştığı söylenebilir mi?..
6) Güvenlik
politikası ve ittifaklar sistemi: Atatürk’ün görüşüne göre, Türkiye,
öncelikle kendi gücüne dayanacaktı. Atatürk, Osmanlı Devleti’nin çöküş
nedenlerinden birinin, kendi gücüne dayanmaktan uzaklaşmak olduğunu çok
iyi saptayarak aynı yanlışlığa sürüklenmemeye özen göstermişti. Bugün
Türkiye’nin öncelikle kendi gücüne dayanarak bir dış politika izlediği
söylenebilir mi?..
Atatürk, büyük devletlerle ittifaklardan uzak
kalmak istiyordu çünkü büyük bir devletle ittifak durumunda, iki
müttefik devlet arasındaki ilişkiler, kolaylıkla ‘koruyucu devlet’ ve
‘koruma altındaki devlet’ ilişkilerine dönüşebilirdi ve bu ittifakların
bedeli genellikle güçsüz devletlere ödetilirdi. Büyük Atatürk,
Türkiye’nin bugün başta ABD olmak üzere Batılı devletlerle ilişkilerini
yıllar öncesinden nasıl bu denli doğrulukla teşhis edebilmişti?..
7)
Ulusalcılık-insaniyetçilik: Atatürk, yeni Türkiye’ye ulusal bir yapı
kazandırmaya çalışmış; ancak, “ulusalcılık” düşüncesini hiçbir biçimde
aşırılığa götürmemişti. Bugün AKP hükümetinin ulusalcı bir dış politika
izlediği söylenebilir mi?..
8) Çağdaşlık: Atatürk, Türkiye’nin
çağdaş bir devlet olmasını ve hatta çağdaşlığın ötesine geçmesini
hedeflemişti. Çağdaşlaşma, bir Batı taklitçiliği ya da Avrupa’ya benzeme
özentisi değildi. Atatürk, çağdaş uygarlığı şöyle tanımlamaktaydı:
“Çağdaş uygarlık öyle güçlü bir ateştir ki, ona kayıtsız olanları yakar,
mahveder. Ülkeler çeşitli, ancak uygarlık birdir ve bir ulusun
gelişmesi için de, bu tek uygarlığa katılması gerekir.” Bugün sizler,
Türkiye’yi çağdaş bir devlet olarak tanımlayabilir misiniz?..
9)
Akılcılık: Atatürk’ün dış politikası, ideolojik dogmalar ve önyargılar
yerine, akla ve bilime dayanıyordu. Bugün uygulanmakta olan dış
politikanın akılcı olduğu, akla ve bilime dayandığı söylenebilir mi?..
10)
Eşitlik: Atatürk’ün dış politikada titizlikle savunmuş olduğu bir ilke
de, eşitlik ilkesi, yani Türkiye ile başka egemen devletler arasında
yasal açıdan mutlak eşitliğin var olmasıydı. Sayın Erdoğan’ın özellikle
Batılı devletlere yönelik izlediği dış politikanın, eşit devletler
arasında yürütülen bir dış politika olduğu söylenebilir mi?..
Sayın
Başbakan, Türkiye’nin uluslararası toplulukta itibar sahibi, saygın bir
devlet olarak yer almasını istiyorsa, büyük Atatürk’ün özetle yukarıda
saymış olduğum ilkelerine özenle uymalıdır.
Yorum Gönder