Bugün Yeni Akit Gazetesinde “Ergenekon’u eski Türkiye ile Yeni Türkiye’nin hesaplaşma mücadelesi olarak okumaktan yanayım” diyen Mehmet Doğan;
Türkiye’de eski sistemin kırılmaya başlamasının Turgut Özal ile başladığını, Özal’ın Eski Türkiye’ye fazla dokunmadan yeni Türkiye’yi (!) güçlendirecek hamleler yaptığını, bunda da başarılı olduğunu,
28 Şubat’ın tıpkı daha önceki darbeler ve müdahalelerde olduğu gibi, demokratik sistemde Eski Türkiye’yi (!) iktidara getirecek bir dönüşüm sağlayamadığını,
“Kullanım tarihi çoktan geçmiş olan resmî ideolojinin son barutları da böylece harcandı.” Diye yazmış.
Yazının sonlarına doğru eski Kültür bakanı Ertuğrul Günay’a da dokunmuş;
“Ne yazık ki, Kültür Bakanlığı, uzun süre Eski Türkiye ile ideolojik bağları devam eden birine emanet edildi.” Demiş.
İtirafname gibi olan yazıdan anlaşıldığı gibi Ergenekon düzmecesinin ortaya atılmasının birinci sebebi ABD ile yapılan anlaşmalar, ikinci sebebi ise bitmeyen bir kin ve intikam ateşiyle Atatürk’le hesaplaşmaktır. Bunu herkesin çok iyi anlaması gerekir. Bilhassa AKP li genç seçmenlerin.
Bir diğer yazar da “Müslüman olduğumuz için bizden mucit çıkmaz.” Diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı eleştirmiş. Yazısında bir sürü Müslüman icadından söz etmiş. Buraya kadar güzel de, sonunu nereye bağlamış bakın:
Cumhuriyet kurulduktan sonra zihinler hepten dumura uğradı. Eğer icat yapamıyorsak bu, Müslüman oluşumuzdan değil,” Cumhuriyetin insanımızı yetiştirme tarzından değil mi?” Demiş.
Hay, cumhuriyet kadar başınıza taş düşsün emi, diyorum ben de.
Bu adamlar aydınlıktan korkan karanlıklarda yaşayan Ortaçağ zihniyetini benimsemiş ve öyle yetişmiş zavallıların torunlarıdır mutlaka. Bunlar işin cumhuriyet çok lüks gelmiş alışamamışlar, şeriat isterük diye adeta haykırıp gençliğin kafasını kendi karanlık düşünceleri ile karıştırmak isteyenlerdir.
Bir diğeri başbakanın rahatsızlığı ile sosyal medyada çıkan yazılar için; Sosyal medya pislik deryasıdır, asparagas ihtimali büyüktür.” Ah, o ittihakçı kafası, Ah o Ergenekon kafası. Kafa bu. Kin ve nefret Ergenekon zihniyetinin bütün ”hücrelerinde, demiş.
Günahım kadar sevmediğim insanlardan teki olan Hasan Celal Güzel de, Gezi Parkı olayının “Türk Baharı” adı altında senaryosu yazılan bir komplo olduğunu, yönetimin hazırlıksız yakalandığını, başbakanın taviz vermeden sonlandırdığını yazmış. Kafasına göre de Ergenekoncuların Eylül planı diye bir senaryo karalamış.
Yazılanlardan anladığımız Atatürk diyenlerin tümü, bu zavallıların gözlerinde topyekûn Ergenekon’cu oluyorlar. Açıkça Atatürkçü diye itham edemiyorlar, onlara göre Ergenekon devlete başkaldıran suç örgütü. Böyle beyin yıkamaya kalkıyorlar.
Oysa Ergenekon Türk Destanlarının içinde apayrı yeri olan en büyük Türk destanıdır. Sahte deliller ile onlarca, yüzlerce vatanseverimizi tutsak etmeleri, bu davanın adını Ergenekon koymaları sadece Atatürk’ten ve cumhuriyet rejiminden intikam almaları değil Türk Milletinden de intikam alma duygularını akla getiriyor.
O zaman bunlar hangi millettendirler diye düşünüyorum.
Hiç mutlu olmasınlar zira demir dağları eriten bizlere ne diktatörlük söker ne de hücrelere kapatılmak. Bir gün yakın gelecekte mutlaka bu zincirleri de kıracağız..
*****
Bugüne kadar elime almadığım ama iki kez Bağcılar’daki matbaalarına CHP liler olarak protestoya gittiğim, bazen bilgim olsun ne yazmışlar diye internetten incelediğim bu gazetenin yazdıklarını neden sayfama aldım sebebi var.
Darbelerden öylesine söz ediyorlar ki, sanki bu darbeleri CHP istemiş ve yaptırmış gibi. Oysa 28 Şubat dahil olmak üzere darbeler sola ve CHP ye karşı yapılan darbelerdir. Darbelerden en çok etkilenen sol kesim olmuş palazlanan da sağ kesim olmuştur. CHP 11 yıl kapalı kalmıştır.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) 1971 ve 1980 darbeleri sonrasında kapatılmıştır.
İşte Mehmet Doğan bunu açık açık anlatmış yazısında. Özal’ın Eski Türkiye’ye fazla dokunmadan yeni Türkiye’yi (!) güçlendirecek hamleler yaptığını itiraf etmiş.
60 yıldır koalisyonlar hariç neden CHP iktidar olamadı diye bakarsak CHP ‘in gelmiş geçmiş hiçbir genel başkanı Amerika’ya taviz vermemiş, iktidar olabilme adına vatanı bölme, satma durumuna getirmemiştir.
Gazetelerimi bayiden alırken başlığına gözüm ilişti. FİLA’ ya tepki yağıyor yazıyordu. Nedenini öğrenmek bir de bakayım, bu günlerde neler yazmış merakı içinde aldım.
İsabetli karar vermişim.
Efendim Twitter hesabından GEZİ. Eylemcilerine (Onların deyimi ile provokatörlere) Rıza Kayaalp isimli Milli güreşçi “Ermeni bunlar” ifadesiyle twittler atmış şikâyet üzerine Uluslararası Güreş Federasyonu (FİLA) altı ay müsabakalardan men cezası vermiş. Bunun için AKP li bakanlar devreye girmişler, Melih Gökçek efendi de birlik olmuşlar Bakan Suat Kılıç el atmış ve ceza şimdilik askıya alınmış.
Aman efendim, güreşçiye bir methiye düzmüşler ki sormayın!
Dünya şampiyonu imiş eyvallah, dünya şampiyonu olması ne ırkçılık, ne de diğer kimselere hakaret etme hakkı verir. Gelin görün ki AKP yandaşı olunca akan sular durduruluyor.
Öte yandan dünyaca ünlü piyanistimiz Fazı Say Twitter’dan atılan bir tweti paylaşması sonrasında hakkında dava açılmış ve 10 ay mahkûmiyet kararı alınmıştı. Dini değerleri aşağılamışmış, kılıf hazır hemen. Hiç bir bakan arkasında durmadığı gibi mahkûm ettirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Gezi Parkı olaylarında elinde koca bir pala ile halka saldıran sapık ise gözaltına alınıp kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Savcının serbest bırakılmasına itiraz etmesinden bir gün sonra 10 Temmuz 2013 günü Fas'a gittiği ortaya çıktı. Nasıl oldu bu?
Tıpkı Tuncay Güney vakası gibi birileri cebine para koyup kaçmasını sağladılar.
Bir de meşhur Osmanım denilen sahtekâr, katil var biliyorsunuz. Ergenekon Davalarında savcıların göz bebekleri, kıymetlileri olan Osman! Davaların seyrini değiştiren senaryoyu oynayan karşılığında tahliye edilen Osman(!)
Osman davaların uzaması ile posta atmış. Daha bekletirlerse konuşurum diye. Osman’ın bu tehdidi onu ileride canından edebilir. Bir gün konuşma ihtimaline karşın susturulabilir. Dünyada hep böyle olmuştur çünkü.
Bilmem kaç sene cinayetten ve fuhuş yaptırmaktan, küçük erkek çocukları taciz etmekten hüküm giymiş adamı böylesine salıvermek dünyada eşi görülmediği gibi Türkiye’de adaletin nasıl işlediğinin göstergesidir. Ayrıca bir hukuk skandalıdır.
Ne diyeyim AKP sayesinde Türkiye suçlular, katiller cennetine döndü. Bu da gösteriyor ki devlet diye bir şey kalmamış. Meclis, yargı, asker, polis hepsi, hepsi bir tek kişinin emrine bakar olmuş.
*****
CHP li vekillerin evlerine tek tek hırsızlık süsü verilerek ajanlar girmeye başladı. Ne arıyorlarsa! Bir yandan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye çıkartmakla tehdit ederlerken öte yandan 15 Milletvekilini fişlediklerini söylüyorlar.
Yetmedi!
GERÇEK GÜNDEM den Deniz Doğruer’in haberine göre - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP heyeti Irak'a gitmeye hazırlanırken Dışişleri Bakanlığı'ndan uyarı gelmiş.
Dışişleri Bakanlığı Irak'a gitmeye hazırlanan CHP heyetinin ziyareti iptal etmesini istemiş. Bunun ne anlama geldiğini düşünmeye gerek var mı acaba? Ana muhalefet Partisine ültimatom çekiliyor. Gerekçe ne gösterilecek ve Kılıçdaroğlu ne yapacak ben de merakla beklemekteyim.
Stadyumlara getirilen cezalar ve 44 milyon dolarlık,(Bir kısmı örtülü ödenekten karşılanıyor.) yeni sipariş verilen 400 bin ton biber gazı, zırhlı araçlar ve TOMA’lar neden acaba?
Polisin koruması gereken kendi vatandaşına karşı daha saldırgan olacağını gösteriyor. Şimdiye kadar olanlar Mısır Ordusunun halkın üzerine ateş açmasından farklı mıydı zaten. Savunmasız halka yapılan tek taraflı bir savaş görüntüsü vermiyor muydu?
Bir yandan PKK’ in tehditleri bu demek oluyor ki Türkiye’yi çok daha kötü günler beklemektedir. Yargıyı, askeri ve polisi kendi bünyesine katan bir iktidar her şeyi yapabilir. O gücü kendisinde görüyor çünkü.
Yıllar önce yazmıştım AKP yargıyı da eline geçirdiği zaman ,ortada ne parti kalacak ne de meclis. Bakınız yavaş yavaş o günlere doğru gidiyoruz.
Bir an önce Milli Güç oluşturmalı CHP, İŞÇİ Partisinin çağrısını tekrar düşünmeli hatta vakit kaybetmeden çalışmalara başlamalıdır.
TC.Tünay Süer
14.Ağustos.2013
Yorum Gönder