Seçimlerde seçmeni sandığa götürüp oy
kullandırmak, önemli bir sorundur. Bu sorunun aşılmasının, sandığa ve
oylara sahip çıkılmasının yolu, seçim bölgesi sandık örgütlenmesinden
geçmektedir. Bu örgütlenme her sandık çevresi için yapılmalı ve o
sandıkta oy kullanacak seçmenlerin örgütlenmesini hedeflemelidir.
Yerel
seçimler yaklaşıyor. Öyle görülüyor ki, 30 Mart 2014 yerel seçiminin
hazırlıkları, Taksim-Gezi Parkı Direnişi’nin ve bu direnişin yarattığı
toplumsal hareketliliğin etkileşimleri ile şekillenecek. Bu durum bir
yandan yeni olanaklar yaratırken, diğer yandan da yeni sorumluluklar
yüklüyor.
Önümüzdeki seçim süreci, solun, sosyal demokratların,
dünyadaki yeni gelişmeler ışığında oluşturacakları yeni politikaları,
yeni projeleri, yeni söylemleri, halkın en geniş kesimleriyle
buluşturacakları etkin bir platform olacaktır. Geçmişten günümüze,
önemli seçim deneyimine, birikimine ve geleneklerine sahip olan ülkemiz
solunun ve özellikle de CHP örgütünün, bu platformu en iyi şekilde
değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Ülkemizin muhalefet güçleri
ve CHP örgütleri, yeni bir anlayışla ve yeni bir çalışma tarzıyla yerel
seçimlere hazırlanmalıdır. Toplumsal politikaların ve sorunlara somut
çözümler getiren projelerin öne çıktığı, partinin yönlendiriciliğinde
kolektif bir anlayış harekete geçirilmelidir.
Halkın en geniş
kesimleriyle hayatın içinde bütünleşmek, seçim çevrelerinde ‘ortak bir
akıl’ ve ‘ortak bir ses’ oluşturmak, temel hedef olmalıdır.
Nasıl hazırlanmalı?
Seçim
çalışmalarının planlanmasında ve politikalarının saptanmasında, seçim
çevrelerinin bölgesel ve yerel koşulları önemlidir. Seçim çevresinde
yaşayan yurttaşların öncelikleri nedir? Seçmenin nüfus yapısı,
demografik, ekonomik ve sosyal özellikleri nasıldır? En önemli sorunlar
nedir? İşte tüm bu sorulara yanıt bulmak ve seçim kampanyasında
değerlendirmek üzere elimizde bir ‘yol haritası’ olmalıdır.
Bu
araştırma, il ve ilçe örgütlerinin organizasyonuyla üyeler tarafından
gerçekleştirilebilir. Aslında bu araştırmanın, sonuçlarıyla getireceği
temel yararının dışında, parti aksiyonerlerini doğrudan saha çalışmasına
çıkarmak bakımından da ayrı bir yararı olacağını düşünüyoruz. Partinin
en aktif unsurları, doğrudan seçmenle, halkla ilişki kuracaklar ve seçim
çevrelerindeki yurttaşın önceliklerini, gündemini birinci elden,
doğrudan kavramış olacaklardır. Anket çalışması, yeni örgütsel ilişkiler
için vesile olacak, yeni fırsatlar yaratacaktır. Gençlik ve kadın
kollarına da yeni deneyimler kazandıracaktır.
Hazırlığını ve
koordinasyonunu yaptığımız böyle bir saha araştırması, 28 Mart 2004
yerel seçimleri öncesinde CHP İzmir örgütü tarafından başarıyla
gerçekleştirilmiştir. Verilerinden yararlanılmasının ötesinde, örgütte
müthiş bir elektriklenme sağlamıştır.
Demokrasi ve seçim atölyeleri
Bilişim
ve iletişim olanaklarının sonuna kadar değerlendirileceği çalışmalarda,
partinin il ve ilçe örgütlerinde, 30 Mart seçimlerine yönelik, parti
politikalarının ve projelerinin irdelendiği hızlı eğitim programları
gerçekleştirilebilir. Ayrıca uluslararası sol ve sosyal demokrat
hareketin, Sosyalist Enternasyonal’in seçim deneyimlerinden de
yararlanılmalıdır. Seçime yönelik eğitim çalışmalarının, giderek ‘Sosyal
Demokrasinin Demokrasi ve Seçim Atölyeleri’ne dönüştürülmesi
hedeflenmelidir.
Ülkenin ve kentlerin gündemlerinde etkinlikleri ve
ağırlıkları her geçen gün artan demokratik kitle örgütleri, sendikalar,
meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ile seçimlere yönelik somut
işbirlikleri oluşturulmalıdır. Bu işbirliklerinden seçmenin sandığa
taşınmasında ve seçim güvenliği için de yararlanılmalıdır.
Yerel
seçimlerin önemli ve temel birimi muhtarlıklardır. Muhtarların seçim
sürecinde çok önemli işlevleri vardır. Seçimlere hazırlık kampanyasında,
bu kesim çok önemsenmeli ve bu kesime yönelik özel çalışma planları
hazırlanmalıdır.
Seçim kampanyasının ana omurgasını, her zaman olduğu
gibi partinin en örgütçü ve özverili kesimi olan kadın ve gençlik
kolları oluşturacaktır. Kent çeperlerinde, yoksul semtlerde ve kırsal
kesimde, kadın kolları yoksulluğa ve işsizliğe karşı ‘Dayanışma
İnisiyatifleri’ oluşturabilir. Semtlerin ve yerleşim birimlerinin somut
koşullarına uygun olarak pratik çözümler geliştirebilirler (Beceri
kursları düzenlenmesi evlerde iş-örgü-dokuma atölyeleri kurulması gibi).
Yardımlaşma ve dayanışma kampanyaları örgütleyebilirler. Kadınların gün
alışkanlığından yararlanarak, evlerde ‘Dayanışma Günleri’
düzenleyebilirler. Gezici hukuk, sağlık (kadın hastalıkları ve göz-diş
tarama başta olmak üzere) ekiplerini ilgili yerlere yönlendirebilirler.
Doğum olan evler, küçük armağanlar götürülerek kadın kolları tarafından
ziyaret edilebilir. Cenazesi olan ailelere de başsağlığı ziyaretleri
yapılabilir. Bu çalışma tarzının, yalnızca bir seçim dönemi çalışması
olmaktan öte, kalıcı bir siyasal çalışma geleneğine dönüşmesi
hedeflenmelidir.
Gençlik kolları da semtlerdeki gençlik lokallerine,
spor kulüplerine yönelik özel çalışma planları yapabilir. Gezici tiyatro
grupları oluşturabilir. Semt kahvehanelerinde kitaplıklar kurabilir.
İşsiz gençliğe yönelik dayanışma etkinlikleri düzenlenebilir. Semtlere
kitap, kırtasiye ve spor malzemeleri dağıtılabilir. Bu çalışmalar
sırasında, siyasal alanda en çok gereksinimi duyulan yeni genç insanlar
siyasete kazanılabilir.
‘Seçim çevresi sandık örgütlenmesi’
Seçimlerde
seçmeni sandığa götürüp oy kullandırmak, önemli bir sorundur. Bu
sorunun aşılmasının, sandığa ve oylara sahip çıkılmasının yolu, seçim
bölgesi sandık örgütlenmesinden geçmektedir.
Bu örgütlenme her sandık çevresi için yapılmalı ve o sandıkta oy kullanacak seçmenlerin örgütlenmesini hedeflemelidir.
Mehmet Şakir ÖRS
Yorum Gönder