Kara Pazar Ve Türkiye’deki ABD Depoları - Müyesser Yıldız

Suriye’ye hava saldırısı için nefesler tutuldu.

Gecikmenin nedeninin “diplomatik”  girişimler veya kimyasal raporların beklenmesi değil, Esad’ın füze rampalarının yerini sürekli değiştirmesi olduğu söyleniyor.

ABD ve Ankara, 1 Eylül Pazar gününe kilitlendi. Müdahalenin o gün olacağı ileri sürülüyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’in, Suriye'de kimyasal silah kullanılmasına dair ABD istihbarat birimlerinin araştırmasının henüz sonuçlanmadığını, ancak hafta sonuna kadar raporu açıklayabileceklerini belirtmesi de bu beklentiyi doğrular nitelikte.

1 Eylül, birçok açıdan tarihi bir gün.       
         1 Eylül 1920’de Fransızlar, başkenti Beyrut olan Lübnan devletini kurdu. Suriye yapılacak saldırının başını çeken ülkelerin başında Fransa’nın geldiği ve Suriye’den de devletçikler çıkarılmasının planlandığı düşünülürse, gerçekten anlamlı bir gün.

Daha önemlisi 1 Eylül, 2. Dünya Savaşı’nın başladığı gün. 1939’da Almanya, Polonya’ya saldırdı ve o dünya savaşı yaşandı. Suriye müdahalesiyle birlikte 3. Dünya Savaşı’ndan söz edildiğine göre, 1 Eylül’ün seçilmesi şaşırtıcı olmaz.

2. Dünya Savaşı’nın 50. Yılında, 1 Eylül tarihi Dünya Barış Günü ilân edilmişti. Barış Günü’nde savaş, emperyalizme ne de yakışır!..       

                                             -Şövalye Paul Fırkateyni-
  
Suriye’ye müdahaleye hazırlanan “Gönüllüler Koalisyonu”  cephesinde ilginç gelişmeler var. İngiltere öncülük yaptı, ama tatilini yarıda kesip gelen “kırmızı çantalı”  Başbakan Cameron Meclis’ten onay çıkmayınca, “İngiliz Parlamentosu'nun müdahale istemediği açık. Buna göre hareket edeceğim”  dedi. Tipik İngiliz siyaseti; Başlat. Çekilip, arkadan idare et!..

Kendisini Suriye’nin tarihi sahibi gören Fransa’da da aynı dönüş var. Düne kadar savaş hazırlığı yaparken, birden “politik çözüm”den söz etmeye başladı. 
 
Suriye müdahalesinin ne menem bir şey olduğunu anlamayanlar için bir not: Fransa’nın Akdeniz’e gönderdiği fırkateynin adı “Şövalye Paul”.  Libya’daki gibi açıkça, “Bu bir Haçlı savaşı”  demelerine gerek kalıyor mu?
                          
                                    -ABD, Türkiye’yi Ne Zaman Koruyacak?-

ABD’nin açıklaması da önemli. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, “Olası bir kimyasal silah saldırısında, Türkiye'yi korumak için taahhütlerinin bulunduğunu”  vurguladı.

 

“Gönüllüler Koalisyonu”  gaz verip, çekilirken şöyle bir senaryoya ne buyurulur?

Türkiye’ye meçhul bir “kimyasal saldırı”  olur ve o “Gönüllüler”, Türkiye’ye, “Siz önden buyurun” der mi, der!..

                                            -4 İldeki Depolarda Ne Var?- 

ABD faaliyetleriyle ilgili olarak aylardır Ankara’da konuşulan şu ilginç iddiaları da dikkate alalım:
  
ABD, Hatay, Adana, Gaziantep ve Kilis’te birtakım depolar kiraladı. Bu depoların niçin kiralandığını, içinde neler olduğunu bilen yok...

ABD’den, Ankara’ya 3 adet zırhlı taşıyıcı geldi. O illere sık sık seferler düzenleyen araçlarla ne getirilip, götürülüyor, meçhûl...

Suriye’ye müdahale ihtimalinin artması üzerine depoların bulunduğu yerlerde ofisler de açıldı ve kuvvetle muhtemel CIA ajanları resmen iş başı yaptı. Ne iş yapıyorlar, oralarda ne arıyorlar, soran-bilen yok...

Zafer Bayramı’nın yıldönümünde ne kara bir tablo... Kendi ellerimizle bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!..

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
30 Ağustos 2013

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget