Uğur Mumcu 19 yıl önce öldürüldü.
Öldürülmesinin üzerinden 7 yıl geçtikten sonra açılan davada Tevhid Selam Kudüs Ordusu’na mensup iki sanık, Ferhan Özmen ile Necdet
Yüksel, mahkûm edildi.
Fakat mahkeme kararında suçlu olduğu açıkça belirtilen Oğuz Demir hâlâ bulunamıyor.
Bu kişiler hakkındaki mahkûmiyet kararı kamuoyunu asla tatmin etmedi.
Yıllardır ve bugün de değişmeyen yargıya göre, Uğur Mumcu faili meçhul bir cinayetin kurbanı!..
Araştırma komisyonları bir yerde tıkandı.
Gerçek fail kim ve kimler veya cinayete azmettiren örgüt? Bulunamadı.
O tarihlerde molla rejimini Türkiye’ye ihraç etmeye çalışan İran’ın, laikliğin baş savunucusu Mumcu’yu istihbarat örgütüne öldürttüğü iddia edildi. Hatta bu görüşü doğrulayan bir dosya ile zamanın Dışişleri Bakanı Tahran’a gitti. Sonuç alınamadı.
Derin devlete kadar uzanan görüşler ortaya atıldı.
Fakat bütün araştırmalar Mumcu cinayetinin gerçek faillerini veya azmettirenleri ortaya çıkaramadı.
Bir süre sonra araştırmalar, soruşturmalar giderek hızını yitirdi ve meçhul failleri saptama çalışmaları unutulmaya bırakıldı.
***
Faili meçhul cinayetleri aydınlatmayı görev bildiğini açıklayan AKP hükümeti; Uğur Mumcu cinayetinin gerçek yüzünü aydınlatmaktan nedense bugüne değin kaçındı.
Ne zaman bu konu açılsa, doyurucu olmayan yanıtlar vermeyi yeğledi.
Oysa bugün hükümetin elinde düne oranla Mumcu cinayetinin gerçek yüzünü aydınlatacak yetenekte istihbarat servisleri, araç gereç ve eleman bulunuyor.
Ama harekete geçmeyince hükümet, kimi sorular akla geliyor.
Örneğin acaba hükümet; Tevhit Selam Örgütü’ne bağlı kişilerin hüküm giydiğini içeren mahkeme kararını yeterli gören bir mantıktan hareketle, Mumcu cinayetindeki esrarı çözmeye yanaşmıyor mu?
Fakat hükümetin hapishane duvarları dibindeki kazılarda bulunan 19 kafatasının faili meçhul cinayetlerin kurbanlarına ait olduğunu kabul ettiği bir dönemde; Uğur Mumcu gibi kamuoyuna mal olmuş bir değeri katleden meçhul kişileri, örgütü veya azmettireni ortaya çıkarmaya hevesli olmaması bir başka olasılığa güncellik kazandırıyor...
Hükümet acaba, Mumcu cinayetini aydınlatmaya girişirse devlet hesabına kaygı duyacağı kimi öğelerin ortaya çıkmasından mı kaygılanıyor?
***
Uğur Mumcu dün ve gece evinin önünde, öldürüldüğü sokakta, kimi toplantılarda ve TV’lerdeki kimi programlarda anıldı.
Merak işte: Özellikle Mumcu ile Cumhuriyet’te yazar veya yönetmen olarak, uzun yıllar birlikte çalışan; bugün çeşitli gazetelerde köşe yazarı “arkadaşlarının”, 19. ölüm yıldönümünde Mumcu’yu her yanıyla anlatacakları umuduyla dünkü yazılarına baktım...
Hürriyet’te Sedat Ergin’in, İsmet Berkan’ın, Yalçın Doğan’ın köşelerinde tek satır yok Mumcu ile ilgili.
Gazetede ölüm yıldönümü nedeniyle kısacık bir haber de...
Milliyet’te ilk sayfada kısa bir haber: “Mumcu’suz 19 yıl” başlığıyla... Mehmet Tezkan yazmamış.
Cumhuriyet’te genel yayın müdürü iken Mumcu ile yakın olan Hasan Cemal’in dün yazısı yok!
Radikal’de Cengiz Çandar, “Ben de Ermeniyim” izlenimi veren köşesinden, Hrant Dink olayını yazıyor.
Cumhuriyet’in Mumcu ile çalışan yazı işleri müdürü Okay Gönensin (Vatan) de başka havalarda.
***
Mumcu, “Vurulduk ey halkım unutma bizi” diyordu.
Vefasız “arkadaşları” gibi değil halkımız:
Unutmadı Mumcu’yu!
Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet
Yorum Gönder