Pirinç ve Bulgur - Mümtaz Soysal

Pirinç ve Bulgur - Mümtaz Soysal Dış politikada: Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak. Petrol zengini Arap âleminde Batılı çıkarlara taşeronluk ederek

Pirinç ve Bulgur - Mümtaz Soysal
TAM uymasa da diller güzeli Türkçenin deyişlerinden birine uygun düşen bir durumla karşı karşıyayız dış politikada: Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.
Petrol zengini Arap âleminde Batılı çıkarlara taşeronluk ederek “ileri demokrasi” deyip sonu belirsiz ayaklanmalarla paslaşarak onlara kucak açarken “soykırım” denen davamızda iki gol birden yemek pek iyi bir dış politika marifeti sayılmaz herhalde. Bunun için biri Erivan’dan, öbürü de Paris’ten gelen şutların gole çevrilmesindeki kusurlarımıza biraz daha yakından bakmak çok öğretici olabilir.
Kabul edelim ki soykırım konusu, hem komşumuz Ermenistan halkı hem de onun güçlü uzantısı ve destekçisi olan “diaspora”, yani dışa göçmüş Ermeniler için bugünkü durumlarını açıklamaya ve kimliklerini güçlendirmeye de yarayan acıklı bir geçmişin unutulmaz kalıntısıdır. “Biz yapmadık” ve “bizimkiler de çok çekti” savurmalarımız onların geçmişlerini unutturmaya yahut arşivlerdeki haklılığımızı kanıtlamaya yetmiyor. Yetmesi için iki yol var: Biri hukuk, öbürü içtenlikli ve doğru dış politika.
Birincisi, soykırım denen suçu uluslararası hukuk ve genel ceza hukuku ilkeleri açısından irdeleyerek, 1915’e ilişkin bir suçlamanın bugünkü geçersizliğini devletler-üstü hukuka dayandırmak olmalıdır.
İkinci yol, özellikle Yahudi soykırımı benzetmesini kökünden çürütmek amacıyla, Türk ve Ermeni halkları arasındaki yakınlığın yüzyıllarca sürüp de ancak dış etkenler yüzünden karşılıklı felakete dönüşmüş olmasından kalkıp eski sıcaklığı canlandıracak yeni bir ilişki zemini oluşturmaya yönelmelidir.
Yakın geçmişteki “protokol” girişimi, başkalarınca oluşturulup yabancı çıkarlara göre ayarlandığı için başarılı olmadı. Oysa Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiden yararlanıp Azerbaycan’la Ermenistan’ın karşılıklı isteklerini hakça uzlaştıracak bir Ankara’nın akıllıca oynayabileceği rol Bakû’yla birlikte Erivan’ı da bize yaklaştırır ve bölge barışına katkı sağlamış olurdu. Ama Batı’nın çıkarlarına apar topar hizmet etme telaşına kapılan iktidar sahiplerimiz, ilgilerini Balkanlar’la Kafkaslar’dan esirgeyip uhrevi inanç bakımından daha rahat ettikleri bir iklime çevirdikleri için artık yanıbaşımızdaki komşularla paylaşacak bulgurumuz da kalmamıştır .

Mümtaz Soysal/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget