Yeni bir 12 Eylül dönemi yaşıyoruz. Cezaevleri tıka basa dolu... Sıra geldi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na . Hani neredeyse onu da yaka paça atacaklar içeri...
Neymiş? Yargıyı eleştirmiş. Recep Tayyip Erdoğan da, “Olması gereken olmuştur”diyere k Kılıçdaroğlu’nu n soruşturulmasın ı onaylıyor. Yeni 12 Eylül’den (2010) önce, yani yargı siyasallaştırıl madan önce kendisi söylemediğini bırakmamıştı ama...
Anayasa Mahkemesi eski Genel SekreteriBülent Serim, Erdoğan’ın kimi konuşmalarını çıkarmış, göndermiş:
- Türbanın kamusal yaşamdaki yeri için verilen yargı kararından sonra: “Ulemaya sordunuz mu? Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek? Bu ulemanın işidir.”
- Cumhurbaşkanlığ ı seçiminde, TBMM’nin toplantı yeter sayısına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “367 kararı”üzerine: “Bu bir yargı darbesidir. Bu demokrasiye sıkılmış kurşundur.”
- Ulaşım ücretlerine ilişkin belediye kararının iptali üzerine: “Gelsin belediyeyi Danıştay işletsin.”
- Yargıtay’ın, Mehmet Haberal’ı serbest bırakmayan 9 yargıç için tazminat veİlhan Cihaner’in salıverilmesi kararı üzerine: “Yargıtay pervasızlık ve kanun tanımazlık içinde. Yargıya güven kalmadı, anayasa çiğnendi, hukukla ilgisi yok, ideolojik bir karar.”
- Anayasa Mahkemesi’nin, anayasa değişiklik paketini denetime alması üzerine: “Anayasa Mahkemesi’nin bu yaklaşımı, hukuk devleti ilkelerinin değil, ideolojik bağnazlığın sonucudur. Anayasa Mahkemesi’nin bu yetki gaspı, siyaset kurumunun ve Parlamento’nun itibarını zedeleyecek ve demokraside zafiyet sorunu yaratacaktır.”
- Balyoz davasında 19 tutuklunun salıverilmesi üzerine: “Maalesef çetenin nöbetçi hâkim ve savcıları oluyor.”
Andıç dosyasından gözlemler
Andıç dosyasını inceleyen bir hukukçudan dinledik:
“Genelkurmay tarafından kurulduğu iddia edilen bilgisunar sitelerinin çoğu açılmamış bile. Bir kısmı açıldıktan sonra kapatılmış. Polis, açıldığı iddia edilen internet adreslerinde yayımlanan metinleri bir uluslararası belgeleme sitesinden edinmiş. Bunların gerçekten Genelkurmay tarafından açılıp açılmadığı, açıldı ise söz konusu metinlerin o sitelerde kullanılıp kullanılmadığın ın belgelenmesi gerekiyor.
Dahası, o sitelerde yer aldığı öne sürülen ve‘hükümete karşı kara propaganda’ diye nitelenen metinlerin çoğu, Türkiye’de yayımlanmış gazetelerde çıkmış yazı ve haberlerden alıntılar.”
Aynı hukukçudan bir gözlem daha:
“İlker Başbuğ, internet andıcı bağlamında‘darb e’ yapmaktan soruşturuluyor. Darbe, organizasyonuyl a, planlamasıyla başka bir şey; dava dosyası ile darbeye kanıt olarak gösterilen internet andıcı bambaşka bir şey. Varsayalım ki, Genelkurmay bilgisunar siteleri kurmuş ve hükümete karşı birtakım siyasi hareketlere girişmiş. Bunun, Askeri Ceza Yasası’nda cezası belli. Sorumlusu, siyasete karışmakla suçlanır ve yargılanır; darbeyle, terörist olmakla değil.”
Arzu, istek
TBMM İnsan Hakları Komisyonu BaşkanıAyhan Sefer Üstün, İlker Başbuğ’un neden Yüce Divan’da yargılanmasının istendiğini anlamadığını belirterek “Sanki Anayasa Mahkemesi’ne gidince farklı bir karar mı verecek?” dedi.
Eski İlim Yayma Cemiyeti Sekreteri olanAyhan Sefer Üstün’ün bir bildiği var herhalde...
Anayasa Mahkemesi, Abdullah Gül’ün döneminde epey değişikliğe uğradı. İlim Yayma Cemiyeti’nin kurucu üyelerindenSaba hattin Zaim’in öğrencilerinden Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım, Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirildi örneğin. Engin Yıldırım, Zaim’i andığı bir yazısında diyor ki:
“Sabahattin Zaim hocamızın derslerinde, sohbetlerinde sık sık tekrarladığı İngilizce bir deyiş vardı: ‘Where there is a wish, there is a way’. Yani, arzu ve istek varsa, bir çözüm, bir çıkış yolu vardır. Umutsuz durumlarda bu deyişi hatırlatır, özgüvenimizi adeta tekrar canlandırırdı.”
Arzuları, istekleri var; çıktılar bir yola, gidiyorlar...
CHP tüzük kongresine gidiyor
CHP’de il ve ilçe kongreleri öncesinde tüzük kurultayı yapılmasına ilişkin toplanan imzalar, yeter sayıya ulaştı.
Tüzük kurultayına ilişkin önergede, en tartışmalı hüküm hiç kuşkusuz 39. maddede yapılması istenen değişiklik. Önergeye göre, MYK, genel başkan dışında 14 kişiden oluşacak ve PM tarafından seçilecek. Genel başkan, MYK üyeleri arasından genel başkan yardımcıları ile genel sekreteri seçecek. MYK üyeleri, ancak Parti Meclisi üyelerinin üçte birinin önerisi ve salt çoğunluğun güvensizlik oyu ile görevden uzaklaştırılabi lecekler.
Bu değişikliğin özelliği; genel başkanın, MYK üyelerini seçme ve azletme yetkilerinde önemli bir tırpanlama içermesi...
Önerge ayrıca, il ve ilçe kongrelerinde blok liste önerisi verilmemişse, çarşaf liste ile seçimlere gidilmesine ve genç üyelere yüzde 10 kota konulmasına ilişkin değişiklikleri de öngörüyor.
Tüzük kongresi için yeterli imza toplandığına ilişkin açıklamanın bugün yapılması bekleniyor.
Işık Kansu/Cumhuriyet
Yorum Gönder