Tarih: 24 Kasım 2011.
Yer: Kayseri Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi.
Euro Cup Kadınlar basketbol maçında Kayseri Kaski Spor ile İsrail’in Maccabi Bnot takımları karşı karşıya geliyor.
Maç esnasına tribünde 30 kişilik bir gurup “Kahrolsun İsrail” diye slogan atıyor.
Evet taşkınlık şu bu yok, sadece slogan atılıyor!
Derken maçtan birkaç gün sonra bugüne kadar hiç olmadık ve duyulmadık bir şey oluyor!
Slogan atanlar kameralarla bir bir belirlenip tamamı hakkında dava açılıyor ve “Kahrolsun İsrail” diyenlerin her biri için 1 yıl hapis isteniyor!
Gerekçeyi mi soruyorsunuz?
Slogan ile kin ve düşmanlık ortamını tesis imiş!
Bunlar olanlardır ve şimdi gelelim iddialara?
Mehmet Bekaroğlu’nu tanırsınız!
Refah ve Fazilet partilerinde mebusluk yapmış bir Profesör, şimdi ise Numan Kurtulmuş Partisinde İstanbul İl Başkanı.
İşte bu Bekaroğlu, Twitter’da konu ile alakalı olarak dehşet bir iddiayı seslendiriyor!
Diyor ki tribünde “Kahrolsun İsrail” diye bağıranlara savcılık resen dava açmış değil!
Peki ne olmuş!
Yargı üstünde etkisi olan önemli bir ismin girişimi ile dava açılmış!
Bekaroğlu’na göre o önemli isim maçtan sonra suç duyurusu yapmış yani ihbarda bulunmuş ve savcılık da bunun üzerine hareke geçmiş!
Kim midir o önemli isim!
Halen AKP kabinesinde bulunuyor!
Adı mı?
Spordan Sorumlu Bakan Suat Kılıç bey!
Bakın tekrar ediyorum bu iddiaların sahibi AKP güruhunun eski yol arkadaşı olan bir akademisyendir ve haliyle ciddiyet arzediyor!
Söyleyin ne olur bu fotoğrafı nasıl okumalıyız!
Hani bu AKP İsrail’e güya köpürüyor idi?
Hani Gazze’ye yardım yolunda hayatını kaybeden 9 kişi için yastaydılar ve ısrarla özür bekliyorlardı?
İsrail özür dilemediğine göre nedir bu yapılan?
Türkiye özgür bir ülke değil mi, birileri için kahrolsun demek nasıl suç oluyor?
Görüyorsunuz İsrail’e laf bile söylettirmiyorlar!
Hiç kimse öyle bir şey yok diyemez zira ortada kapı gibi bir dava var ki duruşması 27 Ocak’ta yani 3 gün sonra!
AKP’nin İsrail yardakçısı olduğunu anlamak için kalp gözüne ve hatta iki göze ihtiyaç yok lakin dinleri İslam yerine AKP olan körler görmüyor bunu!
AKP ve Cemaate karşı olursanız, başınıza bunlar gelebilir!
1) Her an darbeci yani Ergenekoncu ilan edilip tutuklanabilirsiniz!
2) Bilgisayarınıza virüsle suç dosyaları yüklenilebilir!
3) Hakkınızda gizli tanık uydurulup aylarca içerde tutulabilirsiniz!
4) Bütün telefonlarınız dinlemeye alınır ve olmadık iftiralarla itibarsızlaştırılabilirsiniz!
5) Geçmişiniz taranır ve su faturalarınıza kadar incelemeye alınırsınız!
6) Sizin soyadınızı taşıyanlar da gadre uğrar!
7) İktidar ve Cemaatin etki alanı olan bir yerde çalışıyor iseniz işinizi kaybetmeniz kesindir!
8) Tutuklanmak ya da işten kovulmak gibi başınıza bir hal geldiğinde ise toplumun kahir ekseriyeti bu durumla dalgasını geçer ve “Salak, memleketi kurtarmak sana mı kaldı” deyip eğlenir!
9) Çevrenizi kaybedersiniz, eski arkadaşlarınız bile korkudan telefonlarınızdan kaçar!
Peki durum bu ise neden mi muhalefete devam diyenlerle beraberiz?
İster salak, ister ahmak ne derseniz deyin, zaman zaman bedeller ödememize rağmen üniversite yıllarımızdan beri eğilmek bizim karakterimizde yoktur!
Günü kurtarma adına zerre de olsa imkanınız var ve susuluyorsa işbirlikçi olunur diye düşündüğümüzden Türkiye’yi yakmakta olan yangını söndürmeye karınca misali su taşımaya çalışıyoruz, hadise budur!
Rakı Atatürkçüleri!
Atatürkçülük nedir frak giymek mi yoksa, vals ya da tango yapabilmek mi?
Bu saydıklarım Emperyalist Batının yaşam ve eğlence ritüelleri değil mi?
Durum bu ise kahramanlığını anti-emperyalist duruşu ve mücadelesine borçlu olan Mustafa Kemal’ı Batının lümpen değerleri ile örtüştürmek ve açıklamak ona haksızlık etmek değil midir?
Atatürk dendiğinde akla ilk gelen rakı ya da tango değil onun temel şiarı olan bağımsızlık olmalıdır!
Buradan hareketle bendeniz Atatürkçüleri ikiye ayırıyorum:
Birincisi Atatürkçülükten geçinenlerdir ki, onlar büyük önderi kendi jakoben saplantılarına araç yaparlar ve en önemlisi bugün olduğu gibi birazcık zoru gördüler mi toz olurlar!
Diğeri ise gerçek Atatürkçülüktür ki (Asla Kemalizm değil) onlar da Mustafa Kemal’in emaneti olan “vatanın bölünmezliği ile Türklüğün ilelebet yaşaması” için en zor şartlarda bile risk alırlar!
Futboldaki kaosun müsebbipleri!
Futbola ilgisi olanlar yaşananları ibretle seyrediyor!
Küme düşme mi olacak, kaç takım düşecek, puan mı silinecek ve UEFA buna ne diyecek bilen yok!
Tam bir belirsizlik ve hatta kaos var!
Her kafadan bir ses çıkıyor ve orta yolu bulacak ne bir isim ne de bir merci var!
Görüyorsunuz iyi kötü bir futbolumuz vardı, onun da içine ettiler!
Peki bütün bunlar niçin mi?
Fenerbahçe’yi ve dolayısı ile futbol sektörünü fetih uğruna!
Güç bende şımarıklığı ile zücaciye dükkanına giren fil misali yakıp yıkıyorlar!
Bu AKP geleli beri TSK ve MİT de dahil bütün kurumların ele geçirilmesi yetmedi şimdi özel alanlara saldırıyorlar!
Yahu devlet sizin yetmedi mi?
Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj
Yorum Gönder