GERÇEĞİNDEKİ kesinlik,katılık,acımasızlık ve geriye dönmezlik biraz yumuşasın diye her dinde ve her dilde başvurulmuş deyimler ne denli etkili ya da inandırıcı olursa olsun “ölüm ölümdür” Yani kişi olarak bu dünyayla ilgili artık hiçbir şey yapamaz duruma gelmek demektir.Böyle olduğu içindir ki herhalde bütün dillerde olduğu gibi bizim dilimizde de “gözü açık gitmek” diye bir deyim vardır.
Çok istediğiniz ve dilediğiniz bir durumun gerçekleştiğini göremeden bu dünyadan ayrılmış olmayı anlatmak için.Geçen gün giden Denktaş için böyle denebilir mi?Ölümünün birkaç hafta öncesine kadar. “Kıbrıs Türkleri için bir devlet kurulmasını istiyordu” kuruldu,hem de kendisinin kurucusu olduğu bir devlet,diye, “istediği ve dilediği gerçekleşti” sözleriyle avunabilirdik.Ama son nefesini vermeden önce,son nefesinin gücüyle söyleyebildiklerinden öğrendik ki kesin olarak asıl istediği ve dilediği federe ya da konfedere bir devlet değil,düpedüz “bağımsız” bir devlettir.Yani kendi başına var olan,herhangi bir mutlak bağlılığı olmayan,tek başına da tam egemen olabilen bir devlet.Bir bakıma,federasyon ya da konfederasyon kurmaya karar verirken de doğal ve hukuksal olarak da aranması gereken temel koşul da budur.denebilir ve kurulacak birlikteliğin ortaya çıkabilmesi için şu ya da bu biçimde birleşen devletlerin iradelerini egemenlik sahibi olarak serbestçe açıklamış olmaları istenir.
Nitekim,Kıbrıs davasının bir aşamasında KKTC ilan edilirken bu bağımsızlığın daha önce söz verilen federatif yapının gerçekleşmesi için gerekli olduğu açıkça belirtilmiştir.Ama yürürlükteki dünya düzeninin ve o düzen içinde kurulmuş olan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi devletler arası,hatta devletler üstü mekanizmaların anlayışsızlığına,vurdum duymazlığına ve hatta insafsızlığına ve hatta hatta bizim dilimizle,gâvurluğuna bakın ki KKTC ne o kuruluşlarca tanınmıştır ne de o kuruluşların üyesi olan devletlerce.Her şeyi göze alarak Türkiye dışında “tabii” Dolayısıyla,giden kahramanın ardından “gözü açık gitti” denebilir belki ama asla “gözü arkada kaldı” denemez.Hele salı günü yaşananlardan sonra.O gün öyle diri bir KKTC ve ister istemez diriltilmiş bir Türkiye vardı ki bundan sonra “bağımsızlık olmaz,ille de birleşme ve korunmalı azınlık statüsü” diyenin alnını karışlarsak kimse şaşırmamalıdır .
Mümtaz Soysal/Cumhuriyet
Yorum Gönder