Manzara! - Cüneyt Arcayürek

Halka inmek, halk gibi konuşmak bu ise sorun yok.
Öncülük Arınç’ta. Şeyini şey ettiğim diye başladı.
Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam milletin vekiline hasss... diye bağırmasıyla ivme kazandı.
Yargının hükümetten emir aldığı söylemlerine sinirlenen Anayasa Komisyonu Başkanı anayasa profesörünün, "Bana ne ulan, git savacıya söyle" demesiyle küfür kültürü zenginleşti.
Meclis kürsüsüne fener getirenler mi istersiniz... kürsüye bir mermi bırakıp polisin kendisini tehdit ettiğini öne süren mi...
...ne kadar meyve sebze varsa seçim bölgesinde kürsüye veya Meclis'in herhangi köşesine yayanlar mı...
...hırsını, kinini dizginlemeyip kürsüde bir yumrukta bardak kıranlar mı... kürsü mikrofonunu eğip bükerek kırmaya çalışanlar mı...
...yada karşılıklı küfürlü iltifatlar arasında, beğen beğenme ama ulusal irade gereği parlamentoya gelen Kürt milletvekillerine "On para etmeyen insanlarsınız" diye bağıran İçişleri Bakanı mı...
...Trabzon'dan seçilmiş, Trabzon futbol takımının amigoluğuna soyunarak FB'den şampiyonluk kupasının kazanmadığı maçlara karşın alınıp kulübüne verilmesini isteyen, bu sonucu gerçekleştirmek için ince ince dümen çevirdiklerini ilan eyleyen bir başka bakan mı...
...her telden çalan, parlamento sözlüğünü argo sözcüklerle zenginleştiren vekiller Meclis'te... seç, seç al!..
...Bunlar ulusal oyun turfanda ürünleri!
***
İktidar, şu sıralar kimi vekiller hakkında soruşturma açacak gibi görünmüyor.
Bir ara ana muhalefet liderinin Silivri zulümhanesinin bahçesinde yaptığı konuşmayı "yargılamayı etkiliyor" diye yargıç önüne çıkarabilir miyim diye düşüncelere kapıldı.
Ama fezleke olayı öylesine tepki gördü ki Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ; " Kılıçdaroğlu, nun dokunulmazlığının kaldırılmasını" İsteyen savcı fezlekesinden "Kaygılanacak ne var a canım efendim? CHP Genel Başkanı hakkında sayısını pek bilmiyorum ama allı mı yedi mi adet fezleke var. Bu da onlardan biri" diye demeçler vererek olayın ateşini söndürmeye çalıştı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin de tutukluluk süresini indirmek yerine, sorunu duruşmaları hızlandırarak çözeceklerini açıkladı ve ardından da ortalama yargılama süresini 1 yıla indirecek bir tasarı hazırlamakta olduklarını "müjdeledi!"
Pekâlâ, pek güzel, eliniz dert görmesin bay bakan ama bu müjdeler yaraya merhem olmuyor.
Milletin seçtikleri üç yıldır içeride. Silivri mahkemesi ulusal iradeye inadına içerideki milletvekillerini salıvermiyor.
Hükümet, tutuklu milletvekillerinin tahliyelerini sağlamak için kılını kıpırdatmıyor. Mahkemeleri hızlandıracak, yargılama süresini bir yıla indirecek yöntemleri içerecek taşanların ne zaman Meclis'e geleceği, ne zaman yasalaşacağı bilinmiyor....
Yıllardır içeride yatanların, kanserleşen vakaya dönüşen tutuklu milletvekilleri olayının çözümü sözü edilen tasarılara bağlanıyor ve tahliye kararlarında Silivri mahkemesinin cimri mi cimri tutumu da dikkate alınırsa; tutuklu milletvekillerinin hücrelerdeki zorunlu ikameti tasarılar yasalaştıktan sonra bir yıl daha süreceği, akıl almaz bir olasılık olarak gündeme geliyor.
***
Böyle hükümetle bu kadar demokrasi.
Meclis Başkanı cezaevindeki 70 gazetecinin üçü dördü dışında kalanların terörden içeride yattığını, tutuklu milletvekillerinin tahliyeleri için yapacak bir şey olmadığını söylüyor.
Hükümetin 2 numaralı üyesi Arınç; "Lamı cimi yok vekilin yeri Meclis!" diyor.
Vallahi billahi giderayak hidayete eren yukarıdaki AKP'li ise gazeteci haklarının 1961 'den 50 yıl geride olduğunu beyan buyuruyor.
Kimi paşalar darbe suçlusu içeride. Muhtıra veren paşa hükümet başkanın himayesinde.
Klasiğinden vazgeçtik, demokrasimiz (rafta dolma var yersen tabii) ileriye doğru koşar adım!
Halkımızı böyle avuturken yüzde 50'lik iktidar...
Financial Times, "Türkiye otoriter rejime sürükleniyor" diye bir yazı yayımlamaz mı?
AKP başarılarını kıskanan Avrupalıların sözcüsü gazete ne olacakl

Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget