Ayakkabının topuğuyla, beldeki kemerle casusluk - Saygı Öztürk

Türk Büyükelçiliklerine yerleştirilen dinleme cihazları sergilenmiş. Kimisi diyafonda, kimisi telefonda. Ya, ayakkabı topuğunun altına yerleştirilmiş telsiz vericisine, kemere yerleştirilmiş dinleme aygıtına ne dersiniz?

Ayakkabının topuğuyla, beldeki kemerle casusluk - Saygı Öztürk
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı’nın 85. yıldönümü nedeniyle gidenlerin ilk şaşırdığı isimlerine düzenlenmiş giriş kartlarının üzerinde fotoğraflarını görmesi, telefonların içeriye girişte alınması oldu. Dolayısıyla içeriden dışarıya “bilgi” çıkmasının da önü kesildi.

MİT Müsteşarlığı’nın 5 yılda bir gerçekleştirilen “basınla buluşma” geleneğini, Müsteşar Dr. Hakan Fidan da sürdürüyor. Her şey en ince ayrıntısına kadar planlanmış. Fidan, daha programın başında, herkesin merak ettiği “Uludere’de 35 vatandaşımızın öldürülmesi”yle ilgili geniş bir açıklamanın çıkışta gazetecilere verileceğini söyleyerek, bu konuda gelebilecek soruların önünü “ince bir taktik”le kesti.

Dışarıya çıkışta önce zarflar açıldı. 1,5 sayfalık basın açıklaması, daha önce Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın söylediklerinden farklı değildi. Taraf gazetesinde yayımlanan iddialar yalanlanıyor, “35 vatandaşımız ile ilgili olabilecek grup, yer, tarih, sayı ve geçiş güzergahına ilişkin Teşkilatımızca herhangi bir istihbarat paylaşımı gerçekleştirilmemiştir” deniliyordu. Ancak, Taraf’ta yayımlanan haberdeki bir belgenin de doğru olduğu belirtiliyordu. Yani, MİT’e ait bazı bilgilerin de “sızdırıldığı” bu açıklamadan da anlaşılıyor.

“Kadın öğretmenle teması işitildi”
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT’in tarihini de yansıtan müze-salona gelmeden önce, biz de MİT’in tarihine ışık tutan belgelere, bir zamanların vazgeçilmez dinleme cihazlarına bakıyoruz. Baskül içine gizlenmiş telsizden, “taşıma kabı” olarak kullanılan vidaları görüyoruz. Ajanlar gizli mektupları vidalar içinde gönderiyormuş.

Büyük bir defter görüyoruz. “1927-1928 yıllarında Trabzon’dan giden şahıslar” yazılı bu defterde, giden her kişinin fotoğrafı, onlarla ilgili bilgiler yer alıyor. 1944-1945’in “hedef şahıslar”ı yani MİT’in takibinde olan kişiler fotoğraflarla yer alıyor. Örneğin Kars’ta görevli öğretmenin M.E’nin fotoğrafının karşısında şunlar yazılı:

“Kars’daki öğretmen M.E hakkında bilgimiz yoksa da, öğretmenin aynı okulda görevli kadın öğretmenle teması işitildi.”

Başka bir bölüme geçiyoruz. Yunanistan, Bulgaristan, SSCB, Polonya ve diğer bazı ülkelerde Türk Büyükelçiliklerine yerleştirilen dinleme cihazları sergilenmiş. Kimisi diyafonda, kimisi telefonda. Ya, ayakkabı topuğunun altına yerleştirilmiş telsiz vericisine, kemere yerleştirilmiş dinleme aygıtına ne dersiniz?

Ünlü casus Muhammed Mamo
Boncuklarla yapılmış Atatürk portresinin altında “Muhammed Mamo” yazıyordu. O mu kim? Yıllarca Suriye’de Türk casusu olarak bulundu. Uzun süre cezaevinde kaldı. 1980’li yıllarda, Suriyeli casuslarla takas edildi. Türk vatandaşlığına alınan Muhammet Mamo’dan öyküsünü Kırıkhan’da dinlemiş, kapsamlı bir röportaj yapmıştım. Ancak, daha ben Ankara’ya bile gelemeden, gazeteye “yayın durdurma” tebligatı ulaşmıştı. O’nun nasıl bir kahraman ve unutulmaz bir ajan olduğunu, MİT’in tarihini yansıtan o salondaki plakette yazılı olanlardan daha iyi anlamış oldum.

MİT, 85. yıldönümü nedeniyle tarihçe, imaj, kariyer ve “sınırdaki ışık” adıyla belgesel hazırlatmış. 1927 yılında Milli Amale Hizmet (MAH) adıyla kurulmuş, 1965 yılında MİT adını almış. MİT’in “imaj” filminde, satranç taşları arasında tanımlar yapılıyor “İstihbarat geleceği doğru görmektir” deniliyor. İmaj filminde “zeka ile tecrübenin birleştirilmesi mükemmel sonuçlar alınacağı”, istihbarat “satrançta en az 10 hamle sonrasını hesaplamak” olarak anlatılıyor. Sonuçta, “Siz bilmezseniz de, biz sizin için çalışırız” deniliyor.

MİT’te yeniden yapılanma
MİT’in Teşkilat yapısında Fidan’la birlikte bazı değişiklikler de yapılmaya başlanmış. Bunların içinde “MİT Genel Sekreterliği Koordinasyon Kurulu” yeni bir birim. Bu kurulda hemen bütün bakanlıkların temsilcileri bulunacak, ihtiyaçlara göre bu birim çalışma konuları belirleyecek, istihbarat paylaşımı da gerçekleştirilecek. Anladığım kadarıyla bir dönem Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği’nin işlevi, bu kez MİT ağırlıklı olarak yerine getirilecek. Bu kurulun alt birimleri her hafta, üst birimi ise her ay MİT Müsteşarı Fidan’ın başkanlığında toplanacak. İlk toplantı da bu ay gerçekleştirilecek.

İstihbarat denilince yalnız terör, casusluk gelmesin. Ticaretten, ekonomiye kadar bir çok alanda MİT kurumların istediği çalışmaları yapacak ve bunları ilgili birimlerle paylaşacak. MİT, hem yurt içinde, hem de yurtdışında buna göre bir yapılanmaya gidiyor. Bölgenin özelliğine göre esnek bir teşkilat yapısı oluşturuluyor.

MİT’in, Elektronik İstihbarat Köyü
MİT’in yeni yapısında iç ve dış istihbarat tam anlamıyla ayrıldı. 3 olan müsteşar yardımcılığı da 4’e çıkarıldı. Birinci Müsteşar Yardımcısına bağlı “Güvenlik ve İstihbarat”, “İstihbarata Karşı Koyma” başkanlıkları oluşturuldu. MİT’in en önemli birimlerinden olan ve kısaca “ETİ” olarak adlandırılan Elektronik ve Teknik İstihbarat Başkanlığı, Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Başkanlığı’nın, personeliyle birlikte MİT’e devredilmesiyle yine kısa adı “GES” olan Gölbaşı Elektronik Sistemler Başkanlığı’yla birleştirilecek.

Belki öteden beri olan “analiz” bölümüne ise daha ağırlık verileceğini öğreniyoruz. Bine yakın yabancı televizyon istasyonları yakından izleniyor, gelişmeler değerlendiriliyor. Kuşkusuz, MİT müsteşarı her şeyi konuşamıyor. Bazı konularda bu yüzden “konuşamamaktan kaynaklanan algı eksikliği” yaşanıyor. Örneğin, Oslo, İmralı görüşmelerini Fidan anlatabilir miydi?


MİT Müsteşarlığı Yenimahalle’de, etrafı yüksek binalarla çevrili, etrafı ne kadar yüksek duvarlarla çevrili olursa olsun içerisi görülebilen, 600 dönümlük bir arazi içinde. Başbakan, “şehir dışına çıkın” demiş. Şimdi, MİT yeni yer arayışında. Bu arada GES’in 3 bin dönümlük arazisinin yanında 3 bin dönümlük daha yer alınmış. Şimdi orası “Elektronik İstihbarat Köyü” oluşturuluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden Saray köyündeki tesisler alınmış. Orası da istihbarat okuluna dönüştürülüyor.

“Rahatlık isteyen gitsin”
Hakan Bey, bu okuldaki istihbaratçılarla konuşurken, “Rahat bir hayat için geldiyseniz şimdiden ayrılın. Siz, fedakarlık yapacaksınız ki dışarıdakiler rahat etsin” öğüdünde bulunuyor.
Kendi durumunu anlatırken, bu göreve geldikten sonra özel hayatının tamamen bittiğini, bir lokantaya, bir arkadaşına gidemez hale geldiğini belirtiyor. Fidan, bazı soruları geçiştirdi. Ancak, MİT Müsteşarının basınla bu kadar konuşması da ancak 5 yılda bir oluyor…

Çıkışta, MİT Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Ş.B.’nin kartviziti de verildi. Her ne kadar cevap alamazsak da, bu durum bile “MİT basına açılıyor” diye yorumlandı.

Saygı Öztürk/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget