Medyamızın büyük çoğunluğunun nasıl yandaşlık çizgisine kaymakta olduğunu,CHP'nin haberlerini vermemekte direndiğini,bununla da yetinmeyerek.muhaletete muhalefet etme yöntemini benimsediğini bu sütunda birkaç gün önce yazdım.
Bu gerçeği görmezden gelemeyiz.
Ama görmezden gelinemeyecek bir başka gerçek de CHP'nin de büyük bir şaşkınlık,kafa karışıklığı içinde olduğudur.
Kimi arkadaşlarımız.
CHP'nin.daha doğrusu,Yeni CHP'nin bazı dış odakların olduğu kadar.Numaracı Cumhuriyetçilerin,de hoşuna gidecek olan,bir çizgiyi bilinçli bir biçimde izlediğini düşünüyorlar.Zaman zaman ileri sürdükleri gerekçelere bakıp,anlattıkları olayları dinledikçe,bu arkadaşların tümden haksız olamayabileceklerini düşünürken bir de bakıyorum ki,tam tersi bir çıkış geliyor CHP'den.0 zaman da,bütün bu zikzakların gerçek bir kafa karışıklığının ürünü olduğunu düşünmeden edemiyorum.Türkiye'nin büyük bir değişim süreci içinde olduğu.Cumhuriyet,laiklik ve insan haklarından yana,Mustafa Kemal'in bağımsızlıkçı çizgisi gibi kavramları savunanların,pekişmiş iç ve dış ittifaklar karşısında güç bir konumda bulundukları yadsınamaz.
Güç koşullarda yeni çareler aranırken arada kafaların karışması anlaşılabilir.
Ama tereddütlerin,şaşkınlıkların fazla uzamasını hoş görüyle karşılamak güç.Nitekim bu kafa karışıklıklarından birinin bir örneğini de Mehmet Tezkan'in perşembe günkü Milliyet'teki köşesinde gördüm." İki CHP'li Vekilden Mantıksız Teklif"başlıklı yazısında Tezkan iki CHP milletvekilinin Meclis Başkanlığı'na verdiği dilekçeden söz ediyor.Bu dilekçenin sahipleri tutuklu milletvekillerinin jandarma tarafından kelepçeli olarak Meclis'e getirilmeleri.Meclis'te kelepçeleri çözüldükten sonra yemin etmeleri ve ardından da tekrar kelepçelenerek tutuklu bulundukları cezaevine geri gönderilmeleri için gerekenin yapılmasını talep etmişler.
Doğrusu iki CHP milletvekilinin tekliflerine çok şaşırdım.Bir milletvekili,bir başka milletvekilinin cezaevi aracıyla kelepçeli olarak Meclis'e getirilip yemin ettirilmesini,içine nasıl sindirebiliyor.Sorun tutuklu milletvekillerinin yemin edememeleri.dolayısıyla özlük haklarının işlemeye başlamamasından mı kaynaklanıyor....
Tutuklu milletvekilleri Meclis'e getirilip yemin ettirilirse ne çözülecek.Sorun tutuklu milletvekillerinin yemini sorunu mu?Yoksa sorun,milli iradenin temsilcilerinin uzun süredir tutuklu olmaları sorunu mu,Ya da daha da ötesi"sorun"sanık milletvekili olsun ya da olmasın,demokrasiye aykırı uzun ve keyfi tutukluluk sorunu mu?CHP'nin bir gün yaptığıyla ertesi gün yaptığı birbirini tutmadığından,doğrusu bu konuda sorunu nasıl tanımladığına karar vermek güç.Ama,iki CHP milletvekilinin önerisine akıl erdirip içine sindirmek daha güç,Dilekçeyi veren iki CHP milletvekili ile de telefonla görüştüm.İyi niyetlerinden kuşkum yok.Bu yüzden de olayı bir polemik konusu yapmak istemediğim için isimlerini vermiyorum.Ama onlar illa yanıt vermek isterlerse,ben de kendi yanıt hakkımı saklı tutarak sütunumu kendilerine açarım.
Dediğim gibi,bu iki milletvekilinin iyi niyetlerinden kuşkum yok.Ama dilekçelerinin bir kafa karışıklığını yansıttığını söylemeden de edemeyeceğim.
CHP'nin de iyi niyetinden kuşku aşamasına gelmedim henüz,ama siyasette doğru çerçeveye oturtulmamış iyi niyetin de yeterli olmadığını belirtmek gerek.
Şu ünlü atasözünü unutmayalım.
Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla örülüdür .
Ali Sirmen/Cumhuriyet
Yorum Gönder