İzmir’de gazetecilik yaptığım yıllardı…
12 Eylül askeri faşist yönetiminin olduğu yıllar.
Henüz gözaltına alınıp tutuklanmamıştım.
Bir arkadaşım haber verdi:
“Tunceli’nden İzmir’e gelenler otogarda polisçe kimlik denetiminden geçiriliyor; Tunceli doğumlu olanlar memleketlerine geri gönderiliyor…”
Neden yazıyorum bunları?
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Dersim Olayları”yla ilgili açıklaması karşısında 12 CHP milletvekilinin yaptığı basın toplantısından ötürü.
Önce şunu belirteyim:
CHP Tunceli Milletvekili Aygün’ün açıklamasının bir kısmına katılmıyorum.
Türkiye’nin önünde bir yığın sorun varken şu soru geliyor insanın aklına:
“Elbet yakın tarihimizle yüzleşeceğiz, pek çok olayı tartışacağız. Ancak bayram değil seyran değil, Dersim nereden çıktı!..”
***
Sorun, tek parti döneminin uygulamalarını tartışma dışı bırakarak çözülemez. Bu dönemi kutsayarak, eleştiriden saklı kılarak inandırıcı olamazsınız. Eleştiri ve tartışma kültürünü, parti içi demokrasi gereği içselleştirmelisiniz.
CHP’li Hüseyin Aygün açıklamalarının bir bölümünde haklı olabilir, orası ayrı bir konu.
Ama bunun bir zamanı olmalı…
Gündemi değiştirmemeli…
Bugün AKP hükümetinin ifade özgürlüğünden, deprem karşısındaki acizliğine, dış politikadan eğitime kadar her alandaki başarısızlığının, otoriterliğinin gümdemde olduğunu unutmamak gerekir.
Bakın kimi milletvekilleri hemen “durumdan vazife çıkarıp” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na muhtıra verdi.
CHP Tunceli’nde iki milletvekili çıkardı…
Tunceli halkı aydın, ilerici bir yapıya sahiptir. Tunceli’nde okuma oranı yüksektir.
1925 yılında Şeyh Sait İsyanı, ardından Birinci Ağrı ve İkinci Ağrı isyanları ve ardındaki iç ve dış güçler.
Elbet Türkiye yakın tarihiyle hesaplaşmalı…
Demokrasisi gelişmiş ülkelerde yakın tarih tartışılır.
Bizde bunlar olmaz…
Korkaklık!
Pısırıklık!
Kenan Evren modeli Atatürkçülük!
Bu tipler bugün CHP’den milletvekili seçildi…
***
Ne yazık ki Türkiye’de yakın tarihimizle hesaplaşmaktan korkuluyor.
Abdülmecit’in ölüm yıldönümü anılıyor, ama 29 Ekim törenleri deprem nedeniyle iptal ediliyor.
Toplumun umurunda değil.
Başa dönüyorum…
CHP’li Aygün görüşünü ortaya koymuş; doğru, yanlış… zaten bu konuda kitapları var…
Görüşüne karşı çıkabilirsiniz.
O ayrı bir konu…
Burada gerçek olan CHP’de parti içi disiplinin olmadığı…
Birileri Aygün üzerinden Kılıçdaroğlu’na meydan okuyor…
Bir CHP’li emekten yana olmalıdır, ulusalcılık maskesiyle tüm Kürt yurttaşlarımızı potansiyel terörist olarak görmemelidir.
Kör milliyetçilik CHP’ye oy getirmez, MHP’nin değirmenine su taşır…
Ben bu tür CHP’lileri çok iyi tanırım…
İstedikleri şudur:
“Parti küçük olsun ama bizim olsun…”
***
Bir kez daha yineliyorum…
CHP Tunceli Milletvekili Aygün’ün amacını aşan sözlerinin bir kısmına katılmıyorum.
Tek parti dönemiydi ve Türkiye henüz çoğulcu demokrasiye geçmemişti.
Tartışmaktan çekinmesin CHP’liler…
Dersim’i de tartışsınlar, Sabahattin Ali’nin hangi derin güçlerce öldürüldüğünü de.
CHP’yi MHP’leştirmek isteyenler sahnede boy gösterirken amaçlarının ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Kılıçdaroğlu, CHP için son fırsattır…
CHP içine sızmış sahte Atatürkçü, Kenan Evren modeli CHP’lilerin sayısı 50’yi geçmez…
CHP’li Aygün ipin ucunu fazla kaçırmış, tamam…
CHP, Türklerin, Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin, Süryanilerin, Alevilerin, Sünnilerin, gençlerin, yoksulların üreticilerin tüm emekçilerin yanında olmalı ve büyümeli.
Bir de Kemal Kılıçdaroğlu lider olmalı lider!
Kimse kızmasın, tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi…
Yarın (Cumartesi): Zeynep Oral, Ataol Behramoğlu, Işıl Özgentürk, (Saat:13.15-14-15) – Nilgün Cerrahoğlu, Serdar Kızık ve Hikmet Çetinkaya (Saat:14.45- 15.45) TÜYAP Kitap Fuarı Cumhuriyet Kitapları’ndayız.
Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet
Yorum Gönder