Alalama - Mümtaz Soysal
TÜRKÇE sözlük, Frenkçe kaynaklı “kamuflaj” sözcüğünün karşılığını böyle vermekte ve kavramı şöyle tanımlamakta: beneklerle, çizgilerle veya renklerle bezeyerek bir şeyi bulunduğu çevreye uydurmak, maskelemek. “Yeni anayasa” konusunda da son derece uyanık olmak ve Kemalist cumhuriyetin son kalıntılarını silmeye niyetlenenlerin yanıltıcı alalamalarına aldanmamak zorundayız.
Durup dururken Abdülmecit’i anma törenleri gibi gülünç belirtilerle de kendini belli etmeye başlayan bu niyetin en ciddi girişimi “yeni anayasa” etiketiyle perdelenmiş bir rejim değişikliği harekâtıdır. Ana hedef, bu sütunda sık sık yinelendiği gibi, başkanlık sistemine geçmek ve Cumhuriyetin temel ilkelerinde birtakım değişiklikler yaparak başkanlık sisteminin niteliğini öyle belirlemektir.
Alalama, bu girişim, bütün toplumu kapsar görünen çok geniş bir katılım perdesine büründürmekle gerçekleştirilmek isteniyor. Parti gruplarının eşit temsiline dayalı uyum komisyonunun kurulması, Meclis Başkanı’nın Meclis dışındaki partilere ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik bir “görüş bildirme çağrısı”yla tamamlanmakta, vatandaşlar da düşüncelerini internette açılan bir “web” sayfasının “Görüşler” kısmına 31 Aralık 2011 tarihine kadar iletmeye davet edilmektedir.
Çok saf vatandaşlar “aman ne kadar demokratik, daha ne yapılsaydı” diyecekler, bir ölçü daha az saf olanlar kuşku duymaya başlayacaklar, saf olmayanlar amaçlanan oyunu merak edeceklerdir.
Oysa, oyun merak edilmeyecek kadar açık. Çünkü yürürlükteki kurallara göre, alalama için ne yapılmış olursa olsun, anayasa değiştirme ya da yapma kuralları bellidir: TBMM üye tamsayısının en az üçte birince imzalanan yeni ya da değiştirilmiş metin üye tam sayısının üçte iki ya da beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla kabul edilir. Bu süreç boyunca devlet başkanlığında değişiklik olmayacağına göre, AKP’nin etnik haklarda ödünler vererek sağlayacağı çoğunlukla istediği yeni anayasa düzenini oluşturması zor olmayacaktır.
Kötü olan, o noktaya bütün topluma danışılarak ve herkesin görüşü alınarak gelindiği gibi bir izlenimin yaratılmış gibi gelinmiş olmasıdır. AKP istediğini elde edince son pişmanlık fayda etmez.
Çare, o noktaya gelmeden, hatta alalama çabası başlamadan önce, AKP iktidarının iyi niyetini sınayan ve anayasa değişikliği bile gerektirmeyen makul koşullar ileri sürerek onlar şimdiden yerine getirilmeden “yeni anayasa” kampanyasına katılmayı reddetmektir.
Bu koşulların neler olabileceği yarınki sütunun konusudur.
Mümtaz Soysal/Cumhuriyet
Yorum Gönder