Uludere’de 34 yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan olayın, AKP ve Cemaat kalemşorlarını birbirine düşürdüğünü yazdık dün.
Sevilay Yükselir, Mehmet Baransu’yu Uludere olayını perdelemekle suçladı. Akif Beki de Baransu’yu “Eline çanta tutuşturulmuş, eline kâğıt kalem verilmiş tıfıl kurye, sabiyane akıl” diye niteledi.
Baransu ise Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanı Akif Beki’yi “saray soytarısı” diye yaftaladı.
Beki, yanıtında cemaati hedef aldı: “Cemaatin ferdi birey değildir.” Sevilay Yükselir de, Uludere’nin GES Komutanlığı’nın MİT’e devredilmesinin intikamı olduğunu yazdı.
Kuşkusuz, Yükselir’in sözlerini Baransu’ya “Boşver MİT’i, gel tıpkı eski günlerdeki gibi hep birlikte TSK’ye yüklenelim” çağrısı şeklinde de okuyabiliriz.
KİRLİ ÇAMAŞIRLAR DÖKÜLDÜ
Taraflar, Uludere olayıyla birlikte aslında birbirlerinin kirli çamaşırlarını da sergilemiş oldular. Baransu’dan, Erdoğan’ın basın danışmanı aracılığıyla medyaya yaptığı baskıyı öğrenmiş olduk. Beki’den de, Baransu’nun “eline çanta tutuşturulduğunu” öğrenmiş olduk.
Elbette bunları biliyorduk ama bizim bilgimizin dışında kendilerinin de bu gerçeği kayda düşmeleri önemli!
GERÇEK, AYDINLIK’IN MANŞETİNDE
Gelelim, aralayacağımızı söylediğimiz perdeye…
Evet, birbirlerine düştüler çünkü Uludere faciası ile iki taraf da gerçeği perdelemeye çalışıyor. Baransu MİT’i suçlayarak, Yükselir de Genelkurmay’ı suçlayarak, gerçeği gizliyor.
Peki, gerçek ne? Aydınlık gerçeği manşetten duyurmuştu:
“İlk Bomba Predatörden: Uludere’de 34 yurttaşımızı öldüren bombaların önce predatörden atıldığı ortaya çıktı. F-16’lar bombalamadan 16-18 dakika sonra olay yerine ulaştı.” (Aydınlık, 8 Ocak 2012)
Predatörleri ateşleme yetkisinin ABD’de olduğunu, Nevada’dan kumanda edildiğini de vurgulayalım.
ORG. ÖZEL’İN ŞİFRELERİ
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in Milliyet’ten Fikret Bila’ya söylediklerinin satır aralarında önemli ayrıntılar vardı. Org. Özel, İncirlik’te konuşlu 4 predatörün 23 Kasım 2011’den beri faaliyette olduğunu ama sadece Irak’ın kuzeyinden istihbarat sağladığını açıkladı.
Org. Özel, söyleşinin başka bir yerinde de Uludere olayının sınır ötesinde, yani Irak’ın kuzeyinde gerçekleştiğini vurguladı! (Milliyet, 5 Ocak 2012)
PREDATÖRLÜ TERÖRLE MÜCADELE
Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş’ın 2 Ocak 2012 tarihli “Ne güzel heronlarımız olacaktı” başlıklı yazısı da dikkat çekiciydi:
“Meğerse aylardır arkası kesilmeyen ‘Vay, Heron’dan istihbarat geldi hain subaylar harekete geçmedi’, ‘Vay, Predator koordinatları verdi, Genelkurmay bilginin üstüne yattı’ haberleri sonucunda medya gazıyla oluşturulan ‘süper hızlandırılmış süper sivil’ sistem de buraya kadarmış! Meğerse bizzat ‘Sayın Obama’dan’ istenen Reaper model silahlı Predatorleri satın almış olsak, 35 kişiyi hiç vakit kaybetmeden, gördüğümüz anda, çok daha ‘etkin’ bir biçimde yok edebilirmişiz!”
ÜÇLÜ NEREYE BAĞLI?
“Cambaz”ın biri MİT derken, diğeri Genelkurmay diyerek gerçeği perdeliyor. Gerçi MİT’e de TSK’ye de CIA sızması olduğu ortada… Uludere, her iki adresten “dolaylı” kaynaklansa bile, esas adres ABD’dir!
Bitirirken bir ayrıntıya daha dikkat çekelim:
Zaman’ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, “Mehmet Baransu, Emre Uslu ve Önder Aytaç’ın cemaatin kalemleri olarak algılanmasından rahatsız olduklarını” açıkladı. (Zaman, 9 Ocak 2012)
Acaba bu üçlünün cemaat bağını da aşan, başka bir bağı mı var?
Mehmet Ali Güller/AYDINLIK
Yorum Gönder