Sorumlu Aranıyor - Işık Kansu

Recep Tayyip Erdoğan, Uludere’de yurttaşların öldürülmesinin sorumlusunu basında arıyor.

Basın ne yazıyor?

Devletin istihbarattan sorumlu örgütleri yanlış bilgi almış, o yanlış bilgiyi güvenlik güçlerine aktarmış, onlar da “terörist” diye yurttaşların üzerine bomba yağdırmış...

Ortada 35 ölü var...

Asıl sorumlu kim?

Neredeyse soykırımcı ilan edilecek olan Atatürk hayatta değil. İktidarda, katliamcılıkla eş tutulan CHP yok. Başta terörle mücadele olmak üzere iç ve dış tehdit değerlendirmesi,Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları, bir yıllık politika ve planları değerlendirmek üzere toplanan son Yüksek Askeri Şûra masasının başında Genelkurmay Başkanı oturmuyor artık...

Başbakan hayatta ve görevinin başında, iktidarda AKP var ve Yüksek Askeri Şûra masasının başında yalnızca Recep Tayyip Erdoğan oturuyor.

Rastlantının bu kadarı

Yeni Şafak gazetesinde Abdülkadir Selvi, “Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ile Harp Akademileri Komutanı Aslan Güner’in, ‘İlker Başbuğ tutuklanırsa istifa ederiz’ şeklinde bir restte bulundukları söyleniyor. Sonucunu söyleyeyim mi? Genelkurmay Başkanı Özel ile Başbakan Erdoğan’ın, ‘Reste rest’ kararı aldıkları belirtiliyor” diye yazmıştı.

Ne rastlantı! Yazı, tam da kuvvet komutanlarının Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı ziyaret ettikleri güne denk gelmişti. Üstelik, Genelkurmay Başkanlığı da tam o ziyaret sırasında “İstifa iddiası gerçek dışıdır” açıklamasını yapmıştı.

Kulislerde söylenenlere bakılırsa, hükümet kanadı, Yeni Şafak aracılığıyla İlker Başbuğ soruşturmasına karşı oluşacak olası tepkilere karşı ön almıştı.

Mezuniyet

İmam Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği, yeni anayasa için önerilerini TBMM Başkanı’na iletmişler. Laikliğin kaldırılmasını, din derslerinin zorunlu olmasını, kamusal alanda türbanın serbest bırakılmasını istemişler.

Öneri ve isteklerin çoğu, bakıyorsunuz, anayasayı değiştirmeye gerek kalmadan yaşama geçirilmiş bile.

Başımızdaki imam hatip mezunları sayesinde...

Emanet

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kamu yönetiminin ve gücünün “sivil”e aktarılmasından yana olanlardandır.

Biliyorsunuz, bir kesim “sivil” deyince bir kısım dernek ve vakıfları anlıyor. Örneğin, İlim Yayma Cemiyeti, onlar için önde gelen “sivil toplum örgütü”lerinden.

Geçen günlerde İlim Yayma Cemiyeti’nin 60. yılı kutlandı. Ömer Dinçer de, kutlama töreninde konuşma yaptı. İnsan yetiştirme sanatı olan eğitime daha çok önem verilmesi gerektiğini söyledi, bugün sadece bilgi ve becerinin değil, değer ve ahlak sahibi nesiller yetiştirmenin de öneminin ortaya çıktığını belirtti ve ekledi:

‘’Eğitim alanlarındaki çalışmalarımızda maddi ve manevi desteklerinden büyük güç aldığımız 100’den fazla imam hatip lisesini MEB’e kazandıran İlim Yayma Cemiyeti’ne bugünün Milli Eğitim Bakanı olarak şu üç alandaki katkıları için teşekkürlerimi borç biliyorum. İlköğretim, ortaöğretim, din kültürü ahlak bilgisi ile imam hatip liselerinin yenilenen müfredat programları ve yeni hazırlanan kitapların tanıtımı, İlim Yayma Cemiyeti’nin katkılarıyla 81 ilde, 25 bin öğretmene 21 öğretim üyesi tarafından yapıldı. Cemiyetin yurdumuzun pek çok yerinde inşaat halinde bulunan imam hatip okul binası, pansiyon ve spor salonlarının tamamlanmasında çok değerli destekleri oluyor. Son olarak da cemiyetin Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi gibi bazı özel projelere okullarımızda daha fazla kaliteli eğitim için çok değerli katkılar sağlıyor. İlim Yayma Cemiyetimizin 60. yılını bu duygularla kutluyor, daha nice 10 yıllar yapmış olduğu değerli hizmetlere yeni halkalar eklemesini diliyorum.”

Öğretmenler; yeni nesil, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin eseri olacaktır.

TÜZÜK TARTIŞMASI

Eski CHP PM üyesi Erhan Baydar, parti yönetim kadrosunun tüzük değişikliği konusunda “il ve ilçe kongrelerinde tüzük değişikliği önerileri”nin tartışılmasını istediğini anımsatıp dedi ki:

“Parti yönetimi bu yöntemde kararlı ise, tüzüğümüzün 56 ve 57. maddelerini şimdiye kadar uygulamış olmalıydı. 57. madde, yılda en az bir defa il ve ilçe danışma kurulu toplantılarının yapılmasını emrediyor. Aynı madde, bölge danışma toplantılarını da öngörüyor. 56. madde ise, yılda en az bir defa kadın, gençlik ve küçük kurultay yapılmasını düzenliyor.

Bu maddelerin uygulanması, başta genel başkan olmak üzere MYK ve il örgütlerinin sorumluluğundadır. Tüzük ya bilinmiyor ya da uygulanmıyor. Halbuki bu toplantılar yapılsa yeni üye ve kadroların örgüt ile kaynaşması sağlanırdı.

Mevcut yönetim, tüzük kurultayı konusunda kararlı olsaydı, danışma toplantıları düzenlenirdi. Danışma toplantılarının düzenlenmeyişi, tüzük değişikliği konusunda örgüt katılımının sınırlanması anlamına geliyor.”

Işık Kansu/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget