İçişleri Bakanı İdris Naim Bey, Başbakanımızın millete sunduğu bir tür erken yılbaşı hediyesidir…
Bir tür Çılgın Proje’dir.
Cepsizlik
Başbakan’ın hiçbir icraat ve projesinin hikmetinden sual olunmaz..
O icraat ve projeler karşısında, milletçe cepsiz ceket giymiş duruma düşeriz.
Ellerimiz gibi..
Bu projeleri de nereye koyacağımızı bilemeyiz.
Ki Cumhurbaşkanı Sayın Gül bile “5 artı 5”diye değiştirilen anayasa hükmüne rağmen, ellerini de kendisini de nereye koyacağını bilemez duruma düştü.
Çünkü Başbakan, “Bu seferlik 7 yıl” diye yeni projesini ilan etti.
İçi dışı bir
Projelerin içi de dışı da bir.
Kaddafi’in elinden önce İnsan Hakları Ödülü alıp sonra da kendisinin de tekmelenerek öldürülme sürecinde edilgin rol alma projesi gibi.
Bu türden projelere maruz kalanlar, dedik ya, cepsiz ceket giymiş duruma düşerler.
Şimdi biz İdris Naim Şahin’i nereye koyacağız?
Rafa
“Öteki Çılgın Proje’yi nereye koyduysak oraya!” diyemeyiz…
Çünkü o kanal açar gibi yaparak çağ açma projesiydi.
Ama aslında amacı, CHP’nin projelerini örtmek ve yerli- yabancı büyük şirketlerin iştahlarını kabartarak destek sağlama projesiydi.
Seçim kazanıldı, iş bitti. Proje rafa kalktı.
Eped-Edep
İdris Naim Projesi’ni rafa kaldıramayız.
Elan ve halen muvazzaf İçişleri Bakanımızdır.
Başbakanımızın gençlik ve belediye arkadaşıdır.
Onun her sözü gerekirse manşete çekilmelidir.
Ki kendisi de bunun bilincindedir, buna göre beyanat vermektedir:
“Terör sadece pusu kurmakla olmaz. Şiir yazarak da olur!”Bu tür demeçleriyle yalnız siyasette değil, edebiyat ve ebediyet âlemindeki yerini şimdiden “rezerve” etmiştir.
Ceza-i evvel
Kendisi iktidar için bir tür Canlı kalkandır.
İşsizliğe, sürekli artan borçlara, boşanmalara, toplumsal dokunun bozulmasına, şiddete, cinayetlere karşı kullanılan bir canlı kalkan!
“Şiir yazarak da terör yapılabilir..” diyerek 74 milyonun önüne bir zarf atmıştır.
Bu arada Sayın Başbakan’ın “Ceza-i Cemaziyel Evveli” üzerinden meri hukukumuzun bir acı gerçeğine de parmak basmak istemiştir.
Yürürlükteki mevzuatımız, sadece şiir yazarak değil, “Şiir okuyor” gibi yaparak da “halkta kin ve nefret duyguları uyandırılabileceğini” hükme bağlamaktadır.
Nitekim Erdoğan’a verilen 10 ay hapis 860 liralık para cezasının gerekçesi de budur.
Şiir sevicilik
İdris Naim Bey, “şiir” tartışmasının ucunun gidip “Şiir-sever” liderine dokunacağını elbette biliyor.
Ve sorumlu bir siyasetçi olarak malum hukuki gerçeği ilan ediyor:
Mevzuatımıza göre (şiir, resim, piyes, şarkı dahil her tür vasıta)
“Halkı din ve ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etme” aracı sayılabiliyor.
Yargıtay’ın mahkûmiyet gerekçesi bir içtihattır:
“(Sanık) ‘Minareler süngü/Kubbeler miğfer/Camiler kışlamız/Müminler asker’şiirini okuduktan sonra, hiçbir şeyin kendilerini sindiremeyeceğini, gökler ve yerler açılıp üzerlerine tufanlar yağsa, yanardağlar saçılsa bile kendilerinin susturulamayacağını, yanardağ ve yıldırım olup ezanları susturanların karşısında patlayacaklarını, referanslarının İslam olduğunu, bu ülkede inançlara saygı duyulmadığını, kula kulluk edilmeyeceğini söylemiş,(…) konuşması şiir sonrasında başlayan tekbir sesleri arasında sürüp gitmiştir.
(…) Sanığın hitap ettiği kitle, parti mensuplarından, meraklılardan oluşan karma bir topluluktur. Adli psikoloji, bu topluluğu ‘yığın’ olarak tanımlar. (...) Bu topluluk birbirinin etki alanına girer. Bazen bir haykırış kişiyi sarsar, psikolojik kudretini belli noktalarda yoğunlaştırır. İrade öğesi kaybolur. Yığın, artık sürükleyicinin etkisindedir!
(…) Sanık bir kesimi, diğeri aleyhine kapalı da olsa kışkırtmıştır. (…) Demokratik hak ve özgürlükler, demokrasiyi yok etmek için kullanılmaz.
Sanık, savaş çağrısı yapmaktadır. Bu itibarla (hapis cezası için) temyiz itirazları yerinde görülmemiştir!” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Esas 1998/10296 ve Karar 1998/82685)
Kapalı da olsa
Kararda, “Sanık bir kesimi ‘kapalı da olsa’ kışkırtmıştır” deniyor.
Erdoğan, kesinleşen 10 aylık mahkûmiyetten 4 ay yattı.
Silivri’de ise değil kesinleşmek, daha yeni başlamış davalardan 20 aydır, 30 aydır yatan var.
“Şiir ile terör” bağı kuran Sayın Bakan, Silivri’de yaşanan ve yaşatılanlar konusunda da bir beyanat verse:
“Men dakka duka” mı, yoksa “Bir tür ak içtihat” mı?
Öğrensek...
Teslimiyet
İdris Naim Projesi gerçekten başarılıdır.
Bu köşe bile, bile bile bugün ona teslim oldu!
Ahmet Tan/Cumhuriyet
Yorum Gönder