Benzer Süreç - Işık Kansu

Geçen aralık ayında yitirdiğimiz Güney Gönenç, hasta yatağında yazdığı son kitabı “Karanlık Zamanların Şarkısı”nda Hitler Almanyası’nı şöyle anlatmış: “Hitler 30 Ocak 1933’te başbakan oldu. Nazi partisi,
Kasım 1932 seçim sonuçlarına göre parlamentoda yüzde 33 oranında temsil ediliyordu.27 Şubat 1933 günü Hitler ve hempalarının düzenlediği sonradan ortaya çıkacak olanMeclis binası yangını sahneye konur. Binayı kundaklayıp tümüyle yakarak suçuvelveleyle solcuların üstüne attıktan altı gün sonra yineledikleri seçimde
Nazilerin meclisteki temsil oranı yüzde 44 oldu. Anayasayı değiştirmek için gerekliyüzde 67 çoğunluğu meclisteki 81 komünist milletvekilinin tümünü ve120 sosyal demokratın bir kısmını tutuklayarak sağlayan Naziler,23 Mart günü parlamentonun kabul ettiği ‘yetki yasası’ ile ülkenin bundan sonra kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmesini kabul ediyor,böylece yasama yetkisi tümüyle yürütme erkine devredilmiş oluyordu.Kasım 1933’te yaptığı referandum ve seçimlerde katılım oranı yüzde 96,partinin oy oranı ise yüzde 92 olmuştu.”Gözümüz, benzer bir süreci bir yerden ısırıyor, ama nereden?
Fantezi
SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Onur Karahanoğulları, anayasa gereği,ancak bakan olarak atananların başbakan yardımcısı olabileceğini,ancak son Bakanlar Kurulu’nda Bülent Arınç, Ali Babacan,Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ’ın doğrudan Başbakan Yardımcılığı’na getirilmesininhukuksal sakatlığa neden olduğunu gündeme getirmişti.Karahanoğulları’nın bu savı, CHP milletvekili Mahmut Tanal tarafından da Meclis kürsüsüne taşınmıştı. Tanal, bu hukuksal sakatlık savına dayanarak,“6 Temmuz 2011 tarihinden bu tarafa, Bakanlar Kurulu’nun yapmış olduğu kanun hükmünde kararnamelerin tamamı yok hükmündedir, böyle bir Bakanlar Kurulu yoktur aslında” demişti. Konuyu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a sorduk:
“- SBF öğretim üyesi anayasa hukukçusu Karahanoğulları,bir makalesinde sizi ilgilendiren bir konuyu dile getirdi.
- Anayasa uzmanı deyip de herkese güvenme. 367 ucubesini de başımıza getiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı idi.
- Makalede,sizin doğrudan başbakan yardımcısı olarak atanmanızın anayasaya aykırı olduğu ileri sürülüyor.
- Okudum, sizin gazeteniz yazdı.Yazdıktan sonra da CHP’li Tanal bu habere istinaden bir şeyler söyledi, başka bir şey de olmadı. Var mı bir ikincisi?
- Olmadı da, ben size yine de soruyorum.
- Böyle fanteziler her dönemde herkes tarafından söylenir.” Anlamış olduk ki, iktidara göre,Anayasa Hukuku Profesörü Karahanoğulları’nın bilimsel makalesi,bir “fantezi”den ibarettir.
Anayasaya aykırı öneri
Eski Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Bülent Serim’e göre,Abdullah Gül’e yeniden seçilme hakkı vermemek için Cumhurbaşkanlığı süresinin 7 yıl olduğuna ilişkin hazırlanan yasa önerisi anayasaya aykırı. Çünkü:“Çünkü 101. maddede Cumhurbaşkanı’nın süresinin 5 yıl olduğu yazılıdır.Kamu hukukunda kazanılmış hak yoktur.Bilinen durum ‘hukuk güvenliği’ yönünden de sakınca doğurmaz.Abdullah Gül hakkında anayasaya,eski süreye bağlı olduğuna ilişkin bir geçici kural da konulmamıştır.
Örneğin Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıla indirilirken,mevcut üyelerin eski kurala bağlı olduğu anayasanın geçici maddesinde düzenlendi.Yasayla bir anayasal kural değiştiriliyor. Bu olanaksız.”Yasa önerisinde, Abdullah Gül’ün ikinci kez aday olmasını önlemek için önceki cumhurbaşkanları yönünden “bir daha seçilememe”yasağı getirilmesi de anayasaya aykırı. Çünkü:“Yine 101. maddede, ‘Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır’ denildikten sonra,‘Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir’ kuralı getirilmiş.Görüldüğü gibi anayasal yasak ‘süreye’ değil, ‘kişiye bağlı’.Önceki cumhurbaşkanları ne sürede görev yaparlarsa yapsınlar ikinci kez seçilebilirler.Öyle görünüyor ki, Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı ve
Başbakan arasında bir seçim yapmak zorunda kalacak.”Başımıza halife sultan seçtirme önerisinin sonucunun ne olacağını merakla bekliyoruz…
Kurultay istemleri
CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’tan,muhalefet grubunun olağanüstü tüzük kurultayı önergesindeki istemler ilekendi istemlerinin uyuşup uyuşmadığını öğrenmek istedik. İşte yanıtı:“Hayır, bizim tercihlerimizle bu talep örtüşmüyor.Tüzük bir anlamda partimizin anayasasıdır ve bunun üzerinde henüz bir mutabakat elde edilmiş değildi.Geniş katılımla hazırlayalım bu değişiklik önerilerini istedik.Temmuz ayında
yapalım istedik. İlçe kongrelerinde,il kongrelerinde bu konuları tartışalım,söylemedik bir söz kalmasın istedik.
Çünkü ne kadar katılımcı bir anlayışı çalıştırırsanız bu tür konularda,o kadar doğru sonuçlar elde edersiniz.
Bu kabul görmedi.”

Işık Kansu/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget