Fransız gazeteci Jean-Yves Janset
‘Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim ama Hocalıdaki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz’ diyordu.
Ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün oluşturan Türkiye’min bugünkü haline baktığımda içim sızlıyor.
Atatürk dönemi iç ve dış politikası, devrimleri ve yapılan yeniliklerin değerleri teker, teker yok edildiği bir Türkiye gerçeğini yaşıyoruz.. Bugün işçilerimizin, öğrencilerimizin, sağlıkçılarımızın sokaklarda hak aradığı karanlık bir Türkiye içindeyiz. Sokaklara dökülen bu insanlarımız insanca bir yaşam, demokratik ve özgür bir Türkiye istedikleri için sokaklardalar.
Hükümete seslerini duyurmak istiyorlar, hükümet ne yapıyor bu sesleri ciddiye almadığı gibi başkalarının duymalarına da engel oluyor. Yoksullar, işsizler, işçiler, kamu emekçileri, doktorlar, mimarlar, mühendisler, aydınlar, sanatçılar, kadınlar, gençler herkes sokaklarda. Yıllardan beri Kamu Emekçileriyle Toplu Sözleşme Yapacağız” söylemi bir türlü gerçekleşmemiş bu güne kadar çalışanlarımız oyalanmışlardır.
Kamu emekçilerinin geleceklerini çalmayı hedefleyen 4688 sayılı yasa tam anlamıyla emeği yok, insan özgürlüğünü hiçe sayan tamamıyla emeğe zincir vuran bir yasadır. Eylem yapan insanlarımızın seslerini duymak istemeyen AKP binlerce insanımızı yok sayarak hiçbir televizyon kanalında tam göstermiyor veya birkaç saniyelik görüntülerle geçiştiriyor. Amaç bu isyanlar büyümesin, eylemlerin neden yapıldığını bilmeyenler öğrenmesinler.
Özgürlükten, ileri demokrasiden bahseden, bol bol nutuklar atan iktidar sözcülerinin ve bizzat iktidarın büyük ayıbıdır bu. İktidar her ne kadar pembe tablolar çizse, gerçeklerin kayalara çarpan rüzgârlar gibi sadece tozunu alabiliyor. Kayalar tüm zulümlere, kasırgalara rağmen ufalanmıyorlar, dağılmıyorlar ve olduğu gibi duruyorlar. Bu durum karşısında elbette eylemler büyüyecek ve gün gelecek ki AKP halkın yanında olmadığı için pişman olacaktır.
IRKÇI SARKOZY
Gelelim emperyalist ve sömürgeci olan Fransa’nın ırkçı cumhurbaşkanına. Sarkozy efendinin 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını (soykırımı) inkâr edenler için suç sayılmasını öngören yasa teklifine. Türkiye bu güne kadar gerek Amerika gerekse Fransa tarafından pişirilip pişirilip önümüze konan bu çok önemli konu için maalesef sınıfta kalmıştır.
Kuvvetli bir lobi hazırlayamamıştır. Güney Kafkasya ziyaretinde Ermenistan’a giden Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy o zamanlarda 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını desteklediklerini belirtmiş ve bu iddiaların kabul etmeyenlere cezai işlem uygulanmasını amaçlayan yasa taslağı hazırlayabileceklerini söylemişti.
Türkiye bu adamı ciddiye almamıştı. Nitekim 29 Ocak 2001 tarihinde, ”Fransa, 1915 yılındaki Ermeni soykırımını tanır” ifadesiyle kaleme alınan bir yasayı onaylamıştı
Yasa teklifinde, ”Fransız yasaları tarafından tanınan soykırımların reddi, bir yıl ve 45 bin Euro para cezasına çarptırılır” ifadesi yer alıyordu.
O tarihten bu yana böyle bir girişimde bulunacağı belli iken hiçbir önlem alınmadı. Bizim âdetimizdir zaten hep son anda kükreriz.
(Ben yazımı yazarken yasa teklifinin meclisten geçtiği düştü haberlere. Ne diyebilirim ki?)
Biz kendi kendimizi yaktık aslında. İçimizden milletvekili ve aydın geçinen adamlardan bazılarının sözlerini hatırlayalım. Bas bas bağırmadılar mı bu adamlar Ermeni soykırımı vardır diyerek. Şimdi kına yaksınlar münasip bir yerlerine. Türkiye’yi kötüle al ödülünü. Başınızı yesin o ödüller ne diyeyim ki?
Olay parti meselesi değil Türkiye’nin haklı olduğu bir davada bu davanın çürütülmesi ve onur meselesiydi. Onursuz bir takım insanlar durmadan öttüler ve ekmeğini yedikleri vatana ihanet ettiler. AKP Hükümeti sessiz kaldı. Pasif dış politikası ile de bu günlere çanak tuttu.
Kimler yargılanabilecek?
Yasaya göre, ikinci bir kişiyle konuyu tartışan her hangi bir Türk’ten, bunu bir panelde anlatan bir uzmana, konuyu araştıran bilim adamı ve tarihçilerden siyasetçilere ve bunu basın yoluyla yayan gazetecilere kadar, “Ermeni soykırımının olmadığını, hatta olması konusunda şüpheleri olduğunu” açıklayan herkes yargılanabilecek.
Cumhurbaşkanlığında ikinci dönemi garantilemek amacında olan SARKOZY şimdilik başarılı görünüyor ama şimdilik diyorum. Zira Genel Kuruldaki oturuma 577 milletvekilinden sadece 70′e yakınının katıldığı daha sonra 50 ye düşen bu sayıda iki maddeden oluşan teklifin, 44 parlamenter tarafından kabul edilmesi ile her şey bitmiş sayılmaz. Çünkü bunun daha ötesi yani Senatosu var, sonra Sarkozy’nin iktidar partisi UMP içinden bile tepkilerin olduğu biliniyor.
Sarkozy efendi Yahudi soykırımı ile Ermeni meselesini bir göstermeye çalışarak siyasi bir çıkış yaptı aklı sıra. Bunun bilimsel ve tarihsel olarak hiçbir anlamı yoktur. Yıllardır Türkiye Ermenistan’a çağrıda bulunduğu halde tarihi açmak işlerine gelmedi. Ortada gerçekler var. Osmanlıya ihanet eden Ermenilerin Türkleri nasıl katlettiklerini rahmetli babaannemden dinlemiştim. Sonra yüz yıl geriye gitmeye ne gerek var? Ermenilerin Azerbaycan’da Dağlık Karabağ bölgesinde bulunan Hocalı ’da yaptıklarını Azerbaycan Milletvekilleri Türkiye’de televizyonlara çıkıp ağlayarak anlatmadılar mı?
Hocalı ‘da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Janset’inin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:
‘Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim ama Hocalıdaki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz’ diyordu. 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan vermişti. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996′da Ermenistan Başbakanı olarak ödüllendirilmişti. Oradaki vahşeti ve katliamı insan yazarken bile ürperiyor. İşte böyle bir millet var kaşımızda ve bu milletin yaptıkları yanına kâr kalıyor. Fransa tarafından ödüllendiriliyorlar. Yazıklar olsun! Bunlara insan bile denilemez.
Bu davranışı ile özgürlüğün simgesi olan Fransa kendi ayağına kurşun sıkmıştır. Fransa’da ifade özgürlüğü diye bir şey kalmamıştır.
Peki, bundan sonra ne yapabiliriz? Soğukkanlılık ile akıllı politikalar yapmalıyız. Vatan savunmasının soykırım olarak çarpıtılması Türkiye tarafından asla kabul edilmeyecektir. Türkiye derhal gereğini yapmalıdır ki başbakan bir takım açıklamalarda bulundu. Erdoğan, söz konusu teklifin kabul edilmesinin Türkiye-Fransa ilişkilerinde çok ağır ve telafisi zor yaralar açacağını söyledi.
Bakalım neler olacak göreceğiz.
Tünay Süer/Cumhuriyet
Yorum Gönder