'Sahte belge' olayı ve MİT'çinin ölümü - Saygı Öztürk

“Ergenekon tutuklusu” CHP Milletvekili Prof.Dr. Mehmet Haberal, kendisini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yardımcısı Gürsel Tekin, TBMM Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’a, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) açtığım davaya, yazmadığım, imzalamadığım dilekçeyi, sanki ben yazıp imzalamışım gibi kendi lehlerine delil yaratmak için göndermiş” dedi.
O belgeyi bulup, bu köşede yayımladık. Böyle bir belgeyi hazırlayanların ortaya çıkarılması için Haberal’ın avukatı Kaan Oral, Silivri Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı şikayet C.Savcısı Orhan Biçicioğlu tarafından yürütülüyor.

O belge, gönderilen dosyada yok
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “sahte belge” iddiasının ortaya atıldığından bu yana konuyu yakından izliyor. Haberal’ın başvurusu üzerine, Dışişleri Bakanlığı hükümet savunmasını hazırlamadan önce Adalet ve Sağlık bakanlıklarından bilgi-belge istedi. Bunlar, Dışişleri Bakanlığı’nda toplandı.

İşte, ortaya ilginç bir durum çıktı. AİHM’de “Hükümet savunması” dosyasının içinde Mehmet Haberal adına yazılmış, imzalanmış “sahte dilekçe” çıkıyor ama, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, kendilerinin böyle bir belge göndermediğini öne sürüyor. Ancak, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bu konuda açıklama yapmadan önce, Strasbourg’da bulunan 2011/AVKO/8321223 sayılı dosyanın içeriğiyle ilgili Daimi Temsilcimizden de bilgi alacak, o bilgilerden sonra kamuoyuna bir açıklama yapacak. Devlet adamlığına da zaten bu yakışır…

Hemen söyleyelim, Türkiye’deki yetkililer, AİHM’de ki dosyada bulunan, Mehmet Haberal imzalı “sahte dilekçe”nin nasıl girdiğini henüz bilmiyor. Bu hafta içinde alınacak son bilgilerden sonra Adalet Bakanı Ergin de açıklama yapacak.

Balbay, niçin tek kişilik odada
“Sahte dilekçe”, PKK’nın ele başına tanınan cezaevi ve sağlık ayrıcalıklarının tutuklu milletvekillerine tanınmadığına ilişkin yakınmalar nedeniyle Adalet Bakanlığı yetkilileriyle de sık sık konuşuyoruz.

Mustafa Balbay, kendisini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Tekin ve Tarhan’a, “Tuncay Özkan’la birlikte kalıyorduk. Sonra ayırdılar. Önce Doğu Perinçek’le kalmaya başladık. 3 gün sonra onu da aldılar. Yanıma, yazarı da olduğum Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olayının sanığını vermek istediler. Kabul etmedim ve can güvenliği nedeniyle yalnız kalmak zorunda bırakıldım” dedi. Bu durumu Adalet Bakanlığı’nın cevabı ise “52 kişinin ismi söylendi. Bunlar arasında Cumhuriyet’e bomba atılması sanıkları da vardı. Ancak, kimse Balbay’ın odasına zorla verilmiş değil” oldu.

Balbay’ın avukatlarından Mehmet İpek, Balbay’ın tek kalmasına Silivri İnfaz Hakimliği nezdinde itirazda bulundu. Ancak, Balbay’ın yanına Tuncay Özkan’ın verilmesi ile ilgili istediği reddedildi ve Özkan’dan başkasını istemediği için yanına kimse verilmedi. Bakalım bunlara karşılık Balbay ne diyecek bekleyelim…

MİT’çi Kozinoğlu’nu, sahipsizlik öldürdü
Yetkililer her ne kadar “Abdullah Öcalan ile Silivri’de tutuklu bulunanlar aynı haklara sahiptir” dese de bu doğru değil. Elimdeki belgeler, Abdullah Öcalan’ın hemen her ay doktorlar grubu tarafından muayeneden geçirildiği, idrar ve kan tahlillerinin düzenli yapıldığını ortaya koyuyor. Keşke, diğer mahkumlar da aynı koşullara kavuşturulsa.

Oda TV iddianamesi kapsamında tutuklanan ve hakkında yakalama kararı verildiğinde MİT’in Yurtdışı Operasyon Dairesi Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Kaşif Kozinoğlu, bırakın kaçmayı kendisi Türkiye’ye geldi. Tutuklandı. Onca Devlet hizmetinden sonra cezaevinde teşkilatı tarafından sahipsiz bırakılmasına üzüldü. Cezaevindeyken kalp rahatsızlığı geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Cezaevine sessizce girdi, sessizce yattı ve büyük sırlarıyla birlikte öldü. Belki birileri ölümü şüpheli bulabilir, dava öncesi ölümüne şüpheli yaklaşabilir. Ancak, ifadesminde ne söylediyse, bu kişinin farklı bir şey söyleyeceği de zaken beklenmezdi.Sonuçta, c ezaevindekilerin de hayatı bu kadar ucuz olmamalı…

Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevliyken, Korkut Eken’le birlikte Polis Özel Harekat timlerini yetiştirmekle görevlendirilen isimlerden birisi de Yüzbaşı Kaşif Kozinoğlu’ydu. Sonra MİT’e geçti. Bosna’da direnişi örgütleyen, Afganistan’da General Raşit Dostum birliklerini eğiten kişi olduğu anlatılır. Kaşif Kozinoğlu için “MİT’in en önemli elemanlarından birisi olduğu” söylenir.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, cezaevi koşulları iyileştirmek yerine “her şeyimiz dört dörtlüktür, mükemmeldir” açıklamalarından vazgeçmesi gerekmiyor mu?

Saygı Öztürk/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget