(Ağustos)
“Şunu milletimin huzurunda açıklıkla ifade edeyim, bedelli askerlik noktasında bir şey bizim gündemimizde yok…”
“Bravoooo…”
“Parası olan var, parası olmayan var…”
“Eveeeettt…”
“Şimdi parası olan ile parası olmayan bizim nazarımızda bir… Herkes bizim neyimiz oluyor bir nevi?..”
“……?”
“Kardeşimiz…”
“Yaşaaaaa…”
“Biz yola ne ile çıktık?…”
“Otobüsle…”
“Hayıırrr…. Bir sloganımız vardı hani… Size söylemiştim…”
“Uzun olan mı, kısa olan mı?..”
“Öbürü… Bakın şu şapşal suratlı aziz kardeşimiz ne kadar güzel hatırladı… Neydi o slogan; biz kimsesizlerin kimsesiyiz…”
“Eveeeeettt…”
“Ey Ce Ha Pe…”
“Yuuuuhhhh…”
“Sen kimsin yav?.. Bakıyorsun çıkmış bedelli askerlik diyor… Bi defa parası olan var, bir de neyi olmayan var?..”
“Parasıııı…”
“Gördünüz mü işte, parası olmayan askerlik yapacak, parası olan yapmayacak…”
“Yuuuuhhh…”
“Kimsesizlerin kimi olduğumuza göre, neleri de neleri gayet güzel yapmaz mıyız?..”
“Eveeeettt…”
*
(Dün)
“En geç bir haftaya kadar bu bedelli askerlik adımını atarız… Hemen hayırlısıyla kanunu da bir bakıma geçiririz…”
*
Aşağı, yukarı böyle oldu…
Terör bitti, komşularla da sıfır sorun olunca, şu beş ayda ordunun asker gereksinimi mi azaldı?..
Yoksa çocuklardan, dünürlerden, damatlardan birisinin askerlik zamanı mı geldi?..
Ya da; zenginin para gücü, adalet ve vicdan duygularından çok mu daha güçlü gülüm?..
Bilemeyiz…
Belki de; sürü olmanın çocuklarımıza ödettiği bedeldir…
*
Ama ne zamandır bir türkü çalar kerpiç evlerde… Bir hüzünden öte, bir acı sitemin türküsüdür, çok severim:
“Yemen yolu çamurdandır
Karavanam bakırdandır.
Zenginimiz bedel öder
Askerimiz fakirdendir…”
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
Yorum Gönder