Bu sözler kelimesi kelimesiyle bir rektörün ağzından çıkmıştır ve TRT’de edilmiştir: “Bir insanın Şia olması Hıristiyan olmasından kötü çünkü Hıristiyan nihayetinde ehli kitaptır yani üç dinden bir tanesindendir. Allah onu selamete erdirebilir, cennete koyabilir. Şialıkta ise sapkınlık var, dini bozmaya çalışmak var!”
Evet ifade aynen böyle!
Peki bu sözü eden kim midir?
İslam’ı bilmekte ve muhafazakarlıkta güya iddialı olan biri Prof. Dr. Sedat Laçiner’dir!
Başka bir ifade ile kısa bir süre önce Doçent olan ve Cumhurbaşkanı Gül tarafından Çanakkale 18 Mart Üniversitesine Rektör olarak atanan isimdir!
Soruyorum bu ifadeler cehaletin ötesi değil midir?
Şialığı İslam’ın dışına atmak ve Hıristiyanlara cennet vaad etmek İslam’ın Kutlu Kitabı Yüce Kuran’ın neresinde var?
Kim bu yönde tek bir hadisi şerifi gösterebilir?
Kim bu beyanı Şanlı Muhammed Aleyhisselam ile Ehli Beytinin gerçek Müslümanlığıyla örtüştürebilir?
Şimdi birileri çıksa bu Sedat Laçiner’e, “Sen Evanjelizmle raks eden yeni Amerikan İslam’ından mısın yoksa Vatikan’ın icadı olan sentetik Müslüman mısın” dese ne karşılık verecek?
Bu tabloda da görülüyor ki yeni süreçte hedef artık Müslümanlar değil, bizatihi İslam’ın kendisidir!
Şia müminlerini İslam’ın dışında mütalaa etmek ve Hıristiyanlara cenneti bahşetmek sadece cehaletle açıklanacak türden bir gaf olamaz!
Görmeyen gözler görün, duymayan kulaklar duyun artık birileri İslam adıyla yeni bir dini tedavüle sokup mübarek dinimize savaş açmış durumda!
Yapılması gereken Laçiner denen bu adama tepki koymak ve bunu hukukla ambalajlayıp onun hakkında tazminat davalarını açmaktır!
Cambaz Başbakan’a yalancı mı diyor?
Sanal medya’ya göre onun adı Cambaz!
Bu nitelemeyi yapan da Başbakan Erdoğan!
Kastedilen kim midir?
Taraf yazarı Mehmet Baransu !
İlginçtir bu Baransu habire Başbakanı yalanlıyor!
Mehmet Baransu, “MİT Uludere bombalamasında istihbarat vermedi” açıklamasını yapan Tayyip beye adeta yalancı diyor ve MİT’in ardı ardına üç defa istihbarat verdiğini iddia ediyor!
Baransu ismi önemli zira bu delikanlı sırtında çuvallarla Balyoz belgelerini savcılığa teslim eden ve onlarca generali tutuklatan ademoğludur!
O gün Başbakan dahil hiç kimse “Nereden buldun o çuvalları” sorusunu sormamış ve askere operasyonu onun üstünden yapmışlardı!
Ve bugün o Baransu onlara musallat olmuştur!
Mehmet Baransu’nun, “Bir AKP’linin İsviçre’den valizle getirdiği dolarlar nerede kullanıldı?” sorusu hala cevap arıyor!
Bir şeyin şuyuu vukuundan beterdir, göreceksiniz üç vakte kadar pislikler saçılacaktır!
Özel yetkili mahkemelerin ilgi alanları
1)TSK yani darbe ile askeri vesayet konuları!
2) CHP’li belediyelerin yolsuzluk iddiaları!
3) MHP’li belediyelerin yolsuzluk iddiaları?
4) Ülkücülerle ilgili çetecilik iddiaları!
5) Başbakan’a yapılan suikast hikayeleri!
6) AKP karşıtı olan gazeteci, siyasetçi ve aydınların tutuklanması olayları!
7) Cemaati rencide edenlerin bertaraf edilmesi!
8) ABD ve AB’yi düşman diye sunup hedef alanların enterne edilmesi!
9) Karşıt görülen yayınlanmamış kitapların tutuklanması yani kitap basımının engellenmesi!
10) Sivil toplum örgütleri ile Fenerbahçe gibi spor kulüplerinin fethedilmesi olayları!
Şimdi hicap duyuyor musun Sayın Başbuğ?
Takriben iki buçuk sene önceydi!
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a karargahta düzenlediği basın toplantısında şu soruyu sormuştum: “AKP iktidarının Türk Silahlı Kuvvetlerine bazı çevrelerce (Cemaat) takınılan hasmane tavra göz yummasından ötürü hicap duyuyor musunuz?”
Cevap maalesef şöyleydi: “Hicap duymak ağır bir ifade. Hayır, hicap duymuyorum”
Önceki akşam İlker Başbuğ için özel görevli savcının harekete geçtiğini duyunca nedense bunu hatırladım!
Sadece bu diyalog değil bir başka genel ifade de zihnimde dalgalandı:
“Susma, sustukça sıra sana gelecek!”
Evet İlker Başbuğ dün sırf Genelkurmay Başkanlığı hevesini tatmin uğruna sustu ve gelene ağam, gidene paşam dedi lakin bugün mukadder sonuçla yüz yüze geldi!
Öyle olmasaydı zaten bu şanlı Ordu bugünkü gibi acınacak hale gelir miydi hiç?
Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj
Yorum Gönder