Mehmet Zekai Özcan, yıllarca SSK Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. AKP’den milletvekili seçildi. “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası” tasarısının TBMM’de 2008’de görüşüldüğünde alt komisyon başkanlığı yaptı. Düzenlemenin özü kimseye ayrıcalık tanımamaktı.
Ancak milletten fedakarlık yapması beklenirken, milletvekilleri ayrıcalık istemeye başladı. Emeklilik hakkı elde edememiş, çalışmayan eski ve genç milletvekillerine hayatları boyunca maaş ödenmesini, aileleriyle birlikte kısıtsız sağlık hizmetlerinden faydalanmak istiyorlardı. Örneğin, milletvekilliği sona eren 28 yaşında veya 30 yaşında bir eski milletvekili hayat boyunca güvenceye kavuşacak! Oysa TBMM, vatandaşın emeklilik yaşını kademeli olarak 60’tan 65’e çıkarıyordu.
Emeklilik hakkı elde etmiş, halen milletvekili olanların hem milletvekili maaşlarını, hem de emekli aylıklarını (yani her iki aylığı da) eksiksiz ve tam almak istiyorlardı. Oysa TBMM, emekli olan bir kişi için “Emekli Sandığına tabii bir işte çalışamaz veya çalışıyorsa emekli aylığı alamaz” hükmünü bütün vatandaşlara getiriyordu. Eğer SSK ve Bağ-Kur kapsamında çalışıyorsa yüzde 30 ve yüzde 15 olan sosyal güvenlik destek primini ödemesi isteniyordu.
Hiçbir grubun emekli aylığı artmazken, hatta onlardan fedakarlık beklenirken, emekli milletvekillerinin, emekli aylıklarının arttırılması için çaba gösteriliyor, aileleriyle birlikte katkı payı ödemeden kısıtsız sağlık hizmeti almak istiyorlardı. Oysa, Genel Sağlık Sigortasıyla kimseye ayrıcalık yapılmayacağı belirtiliyordu.
Bir ay TBMM’ne gidemedim
Ayrıcalıklara karşı mücadele veren Komisyon başkanı Zekai Özcan’dan, o günlerde yaşadıklarını dinliyorum:
“Getirilmek istenen ayrıcalıklara karşı direndim. Doğruları yaptığım için yalnız kaldım. TBMM’de adeta aforoz edildim. Mektuplar, telgraflar, telefonlar aldım. Hatta Adnan Kahveci’nin ‘maaş zammını almam’ dedikten kısa bir süre ölümü bana hatırlatıldı. Yılmadım. Bu tasarı için daha önce Sayın Başbakanımızın olurunu da almıştım. Ancak sonra yalnız kaldım. Tek bir milletvekili ‘haklısın’ demedi, desteklemedi. Aksine herkes tavır aldı. TBMM Genel Kurulunda hadise olmasın diye 1 aydan fazla bir süre meclise gitmedim. Ankara’dan uzaklaştım. Bugün parlamentoda yoksam bunun temel sebebi milletimizden fedakarlık beklediğimiz bir yasada milletvekillerine özel haklar verilmesine engel olduğum içindir.”
“O düzenleme, ayaklarına takıldı “
Milletvekilleriyle ilgili yapılan düzenlemeler için değişik haberler yayımlanıyor. Konuyu yakından bilen sosyal güvenlik uzmanı eski milletvekili Zekai Özcan, yapılanın doğrusunu şöyle anlatıyor:
“Bugün yapılanlara gelince, bir maddeyi değiştirerek, iki maddede istediklerini gerçekleştirdiler. Basın, emekli milletvekillerinin üzerine yüzde 100 emekli aylıkları arttı diye yüklendi. CHP ve MHP Genel Başkanları yasanın veto edilmesini istediler. 30 yıl prim ödemiş emekli milletvekilinin aylığı 2011’de 5 bin 333 lira iken, 2012 yılı boyunca aylık 8 bin 40 lira oluyordu. 2012’de enflasyon yüzde 8 olsa bugünkü sistemde emekli milletvekili aylığı 5 bin 760 lira olacaktı. Bu durumda emekli milletvekili aylığındaki artış yüzde 39 olurdu. Cumhurbaşkanı yüzde 42 oranını onayladı. Bu durumda emekli milletvekili aylığı, 2012 yılında 5 bin 628 lira oluyor. Oysa, mevcut sistem devam etseydi 5 bin 760 TL olacaktı. Yani, emekli milletvekili maaşları artmadı, aksine azalmış oldu.”
Sosyal Güvenlik açısından kabul edilemez
Zekai Özcan, sosyal güvenlik açısından kabul edilmesi mümkün olmayan hükümlerin de getirildiği belirtiyor şunları soruyor:
“Emekli hakkı elde etmemiş eski milletvekillerinin 4 yıl boyunca yüksek primlerini TBMM’nin ödemesi hangi ilke ile izah edilebilir? Milletvekili olarak hem aktif aylığın, hem de emekli aylığının her ikisini aynı anda tam olarak almak Sosyal Güvenliğin hangi ilkesi ile bağdaştırılabilinir? 15 yıl prim ödeyenle, 40 yıl prim ödeyen arasında hiçbir fark gözetilmeksizin milletvekillerinin aynı emekli maaşı alacak olması hangi nimet-külfet eşitliğine oturtulabilinir?”
Özcan, “Kamuoyunda, emekli milletvekillerine sanki yüzde 100 zam yapılmış gibi emekli milletvekilleri tartışmanın içine sokulurken, kıyak emeklilik diyeceğimiz maddeler ise gözden kaçırılmıştır. Sosyal Güvenlik ilkeleri ile bağdaşmayan bu onay için Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür edilmesini ise anlamam mümkün değildir. Sosyal Güvenlikte hak ve hukuktan bahsetmekte artık mümkün olmayacaktır” diyor.
İşte, gerçek durum böyle…
Saygı Öztürk/SÖZCÜ
Yorum Gönder