Türk Silahlı Kuvvetlerinin 26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Türk tarihinde ilk kez olarak “Silahlı Terör Örgütü Kurmak ve Yönetmek” suçunu işlediği iddiasıyla nöbetçi Hakim tarafından tutuklandı. İşlediği iddia edilen suçun karşılığı olarak, İlker Başbuğ için
“Ağırlaştırılmış Ömür Boyu Hapis” cezası isteniyor…
Cumhurbaşkanı Gül; “Herkes hukuk karşısında eşittir. Olaya soğukkanlı yaklaşılmalı” dedi…
Yandaş ve dinci yobazlar ise neredeyse zil takıp oynayacaklar. Bütün hayatı boyunca kendisine çok dokunulan ve 65 yaşını geçmesine rağmen, defalarca yaptırdığı estetik operasyonlar sonucu, göbek deliği gırtlağına kadar çıkan kadın gazeteci ise bu tutuklamayı, “Bayram” ilan etti bu olay “Türk Demokrasi’sinin Zaferi”dir ve “kimse dokunulamaz değildir, Demokrasilerde herkese dokunulur” dedi…
Cumhurbaşkanı Gül’e; Türkiye’de herkesin hukuk karşısında eşit olup olmadığını, herkese dokunulup dokunulamayacağını maddeler halinde
soralım mı? Peki, madem istediniz soralım;
*Sayın Gül; Sizin hakkınızda Türk Hazinesinin paralarını haksız yere partinize aktardığınız için açılmış dava var. Hani, Rahmetli Erbakan’ın 1 Trilyon lira ödemeye mahkum olduğu ve sonrasında takside bağlanan, Erbakan’ın cezasını affettiğiniz dava. Siz niçin yargılanmıyorsunuz?
Bana uygulanan hukuk size niye uygulanmıyor? Siz dokunulamayanlardan mısınız?
*Başbakan Erdoğan hakkında da kalpazanlıktan-bilet sahteciliğine, ihaleye fesat karıştırmaktan-görevi kötüye kullanmaya kadar giden onlarca dava var. Başbakan’a dokunulabilir mi?..
*6 Ocak Cuma günkü Yeni Şafak Gazetesinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım için “TAV Bakanı” ifadesi kullanılıyor ve İDO ihalesini kazanan TAV adlı firmaya yasaya aykırı büyük menfaatler sağlandığı yazıyordu. Ulaştırma Bakanına dokunulabilir mi?
*Her biri için haklarında yakalama emri bulunan ve Türkiye’nin binlerce gencinin ölümüne sebep olan PKK’nın Avrupa temsilcilerine, onlarla sohbet eden devlet görevlileri dokunabiliyor mu ?…
* “Türkiye artık bölünmüştür”, diyen BDP Genel Başkanını Köşkte kabul ediyorsunuz. Selahattin Demirtaş’ı öperken ona siz, sarılıp dokunabildiniz. Yasalarımız ona dokunabilir mi?
*Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine küfür eden Diyarbakır Belediye Başkanına dokunulabilir mi? PKK Terör örgütünün bir militanının,” halk mahkemesinde” yargıladığı bu kişiye T.C Yasaları işlemez mi? Ona dokunabilir misiniz?…
*İlçelerin-kasabaların-köylerin Türkçe isimlerini kanunsuz olarak değiştirip, Kürtçe levhalar koyan ve Pazar yerlerinde Türkçe konuşmayı yasaklayan BDP’li Belediye Başkanlarına dokunulabilinir mi?
*Güneydoğu Anadolu bölgemizde kendi mahkemelerini kuran, T.C Devletinin tahsil edeceği vergileri terör örgütü için rahatça toplayabilen yerel yöneticilere dokunulabilir mi?
*Üzerine and içtiğiniz Anayasamızın 174. Maddesince yasaklanmış Cemaat ve Tarikatlara dokunulabilir mi?
*Kaynağı belli olmayan Milyarlarca Dolarlık servetlere sahip olan bu cemaatlere, herhangi bir mali denetim yaptırıp, dokunulabilinir mi?
*Devletin en hassas birimlerini ele geçirip, dijital tuzaklarla insanların geleceklerini mahveden cemaatin elemanlarına dokunulabilinir mi?
*On binlerce inançlı Müslüman’ın sadaka paralarını toplayıp onları soyan “sadaka dolandırıcılarına” dokunulabilinir mi? En azından bunlar tutuklu yargılanabilirler mi?
Dokunamazsınız Sayın Gül, siz dokunamazsınız.Eğer bunlara dokunmak istiyorsanız önce kendinizden başlayın. Bu yüzden, Türkiye’de hukuk karşısında herkes eşittir deyip, komik duruma düşmeyin. Türkiye’de hukuk karşısında insanlar eşit değildir. Devri iktidarınızda çoklu hukuk sistemi uygulanmaya başladı bile…
Gönlü vatan sevgisi ile dolu subay’a başka, cemaatin elemanlarına başka…
Sebahat Tuncel’e başka, Mustafa Balbay’a başka…
Leyla Zana’ya başka, Mehmet Haberal’a başka…
Genelkurmay Başkanı’na başka, Deniz Fenerciye başka…
Bu haksızlık, bu hukuksuzluk böyle devam edemez, etmeyecektir de.
Bizim inanışımıza göre en büyük günah “kul hakkı” almaktır.
AKP İktidarı bu uygulamalarıyla suçsuz, günahsız bir çok insanın hem
“hakkını ve ahını” aldı, hem de evrensel hukuk kurallarını çiğnedi.
Karşılığını da en kısa zamanda görecektir…
Ne demişti delikanlı Başbakan Erdoğan; “Men Dakka duka…”
Not:
*Zırhlı Audi’li tribün paşası. Sıra size geldi galiba, cemaatin bülbülleri böyle söylüyor. İyisi mi siz o arabayı iade edip şimdiden hazırlık yapmaya başlayın, havalar buz gibi, içeride üşürsünüz. Lütfen bizi sizsiz bırakmayın…
*Özel Paşam, siz nasılsınız, iyi misiniz? Sizi yetiştiren Komutanlarınızın tamamına yakını bugün cezaevindeler. Komutanlarınızın kurduğu söylenen “silahlı terör örgütünün” üyesi misiniz? Yoksa Korgeneral olduğunuz 2003 yılından bu yana siz izinde miydiniz?
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu
Yorum Gönder