ABD’nin Irak’a harekâtı sırasında “iliştirilmiş gazeteci” kavramı ortaya atılmıştı. Bu gazetecilerin görevi özetle, savaşa Pentagon’un gözünden bakmaktı… Biz de bir kavram ortaya atıyoruz: Oluşturulmuş gazeteci. Onlar da olaylara AKP’nin gözünden bakmakla görevliler.
Bugün bu türün nadide bir örneğini anlatacağız, Nagehan Alçı’yı.
AKP döneminin “oluşturulan” bu örneği, bir başka oluşturulmuş gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı ile evlenerek geniş kitleler tarafından tanındı. İkilinin evliliği, ikiliyi de büyüttü. Rasim Ozan Kütahyalı, Deniz Gezmişlere Taraf gazetesinde küfrederek başladığı gazetecilik yolculuğunu, aynı anda iki gazetede köşe ve dört televizyonda program yaparak geliştirdi. Nagehan Alçı da bu evlilikten sonra iki televizyonda birden program yapmaya başladı.
ATATÜRK DİKTATÖR, ERDOĞAN DEMOKRAT
Nagehan Alçı, geçenlerde Atatürk’e diktatör diyerek ününe ün kattı. AKP’nin yarattığı siyasi iklimde cüret bulan bu tür gazeteciler, Atatürk’ü diktatör ilan ederken, Erdoğan’ı da demokrat buluyorlar kuşkusuz.
Nagehan Alçı, faşizm olarak adlandırılacak tüm dönem uygulamalarını “demokratikleşme” olarak görüyor. Ne de olsa, bu iklim ona ve türdeşlerine – şimdilik – demokrat, gerçek gazetecilere ise faşistçe davranıyor. (Bu “şimdilik” lafımı lütfen not ediniz ve günü gelince anımsayınız).
REZİLLİK
Nagehan Alçı konuşulmayı çok sevmiş olmalı ki, yeniden gündeme gelecek bir “rezilliğe” imza attı. Boyalı gazetelerde mutlaka görmüşsünüzdür, haber şöyleydi: “Nagehan Alçı, Adnan Hoca’nın iltifatları karşısında ne yapacağını şaşırdı.”
İçiniz kaldırır ve haberin devamını okursanız, oluşturulmuş gazetecimizin kendine yakışır bir pasla bu “iltifatları” başlattığını görürsünüz.
Beyaz TV’de “İslam ve cinselliğin” konuşulduğu programda Negahan Alçı, Adnan Oktar’a şu çok “önemli” soruyu yöneltiyor: “Neden hep sizi güzel kadınlarla sohbet ederken görüyoruz?”
Cemaatini hep genç ve yakışıklı erkeklerle dolduran Adnan Oktar bu soru karşısında durur mu, almış pası ne de olsa. Yüzünü beğenmediği kadınlarla da “zeki olmaları” koşuluyla sohbet ettiğini belirten Oktar, bu konuda seçici davrandığını söylüyor.
Yanıttaki pespayeliğe mi yanarsınız, İslam’ın hangi çapsızlar tarafından ekranlarda anlatıldığına mı yanarsınız, yoksa bu ülkede bu adamın arkasından gidilebilmesine mi?
HOCA’NIN TATLI KEDİSİ
Oktar aldığı pası “gol” yapmaya niyetli; Nagehan Alçı’ya da izleyicilerin gözü önünde “iltifat” yapmaya kararlı. Adnan Oktar Nagehan Alçı’yı “Türkiye’nin en akıllı gazetecilerinden birisiniz” diye pohpohlayarak ceza sahasına giriyor, gole hazırlanıyor ve şutu çekiyor: “Tatlı bir kediye benziyorsunuz aslında…”
Adnan Oktar, canlı yayında Nagehan Alçı’nın gözlerinde bir tepki görememiş olmalı ki, gollerine devam ediyor. Şimdi burada sıralamaya gerek olmayan cümlelerle, Nagehan Alçı’yı uzun uzun ne kadar güzel bulduğunu anlatıyor.
O cümleleri dinlerken, aklıma Rasim Ozan Kütahyalı geliyor… Bir başka oluşturulmaya çalışılmış ama becerilememiş gazeteci Helin Avşar’a verdiği röportajdaki fotoğraflar canlanıyor belleğimde. Türk röportajına yeni bir soluk diye sunulan o pespaye görüntülerde Helin Avşar, Kütahyalı’nın düğmelerini teker teker açıyor ve şuh bir şekilde konuğuna sokuluyordu, yapışıyordu…
Kim bilir, bu da AKP türü yeni dönem evliliğidir belki de…
Şimdi siz mutlaka Adnan Oktar’nın bu iltifatları karşısında Nagehan Alçı’nın ne dediğini merak etmişsinizdir. O cümleyi de aktaralım: “Aman hocam şimdi yazarlar, çizerler”
Kısacası sistem çürüdü, artık kokuyor!
Mehmet Ali Güller/AYDINLIK
Yorum Gönder