Mehmet Akif’in “Gökten ecdat inse…” diye başlayan, sözüm ona şehitleri yüceltmek, onurlandırmak için
ekranlarda, meydanlarda sık sık yinelediği şiirini RTE;
…“Ey bu topraklar için toprağa düşmeyecek bedelli / Gökten ecdat inse cüzdanını öpmeye değer” diye okuyabilecek mi acaba?..
RTE ile Osmanlı’nın frak giysili, dış görünüşü ile Batılı izlenimi vermeye çalışan, İslama hasret modelin simgesi Çankaya’daki AKP’linin kimi başarılardan başları döndü, kendilerinden geçtiler…
RTE bir plan ve program gereği Cumhuriyeti yıkıp kafasına göre bir başka cumhuriyet kurmanın peşinde. En büyük başarısı ülkeyi açık hava cezaevine dönüştürmesi!
Çankaya’dakine gelince; kendini beğenmişliğin örneklerini veriyor. Ne oldum delisi özsözünü haklı çıkaracak ölçüde, üstelik diplomatik nezaket ve terbiyeden yoksun konuşmasında konuğu olduğu AB üyesi İngiltere’de, AB’ye “zavallı bir birlik” diyor.
***
Oysa bugün irdelemek istediğimiz konu Dersim’di.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun grupta yaptığı konuşma, ohhh nihayet ve ilk kez “ince politikadan” vazgeçtiği izlenimi verdi.
Bir kez daha anlaşıldı: RTE’yle ancak terbiye sınırlarını aşan saldırgan üslubuna aynı üslupla yanıt vererek mücadele edilebilir.
Adam kavgacı. Bazen hamal, bazen kayıkçı, bazen sokak ağzıyla muhaliflerine saldırıyor. Aman halkımız bizi kavgacı görmesin diye bugüne dek izlenen ince politika cesaretlendirdi, şımarttı RTE’yi.
Muhaliflerine durmadan hakaret eden, aşağılayan, siyaseti söylediğini arkasında durmamakla eşdeğer gören, yargıdan polise kadar devletin halka hizmetle görevli kurullarını ülkeye korku salmak için kullanan RTE ve kadrosuyla “ince politika” gereği nezaket sınırları içinde mücadele etmek olanaksız.
***
Kılıçdaroğlu, RTE’nin savurduğu çamurlara aynı gün aynı üslupla yanıt verdi.
Dersimli olduğunu istismar konusu yapan RTE’ye; “Evet ben Dersimli bir ailenin çocuğuyum. Bu ülkenin çocuğuyum…”
…“Üç evladımı bu ülke için yetiştirdim. Bu halk için çalışıyorlar. Gönüllerinde Kuvayı Milliye ve Atatürk var. Dersimliyim ama şimdi CHP Genel Başkanıyım” dedi.
Zaten Dersimli, Kürt kökenli olması tartışma dışı olan Kılıçdaroğlu’nun RTE’ye hak ettiği yanıtı elbette alkışlanacak bir davranış.
RTE’nin, sureti haktan görünerek ezilmişleri himaye örtüsü altında yürüttüğü, aslında 1923 Cumhuriyeti’ni yıkmayı öngören, Dersim üzerine kurguladığı politikalar, CHP’den ilk kez sert karşılık gördü.
***
CHP’ye ve elbette genel başkanına RTE uydusu olduğunu, hatta uydusu olmadığını iddia eden medyanın Dersim üzerinden yürüttüğü, “Atatürk’le hesaplaşma kampanyasının” gerçek yüzünü açığa çıkarmak gibi önemli bir görev düşüyor.
Kuşku yok, orantısız güç kullanılan Dersim’de acı olaylar yaşandı.
Fakat, AKP’den aldıkları işaretle; günlerdir TV’lerde, Dersim olayları tek yanlı işleniyor.
Yandaşlarla, yandaş olmayan TV’ler sürekli şu temayı işliyorlar:
Başlarında Atatürk, başbakanlar İsmet İnönü ile Celal Bayar, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak bir araya gelmişler. Bir soykırım planı hazırlamış ve Dersim’de uygulamışlar!
Dersim’de yaşanan kanlı olayların nedeni neydi?
RTE bu arayış içinde değil. O, geçmişi karalama peşinde…
Bir devlet adamı gibi gerçeği aramıyor. Tarihin karanlık yüzünü aydınlığa çıkarmayı istemiyor. Arşivi açıklamıyor. Ama işine geldiği zaman işine gelen belgeleri arşivden çıkarıp, TV’lerde sallıyor. Dersim’in ağızlarda sürekli sakız olmasını istiyor. Yarar umuyor.
Dün yalnız o devrin sorumlularını ve CHP’yi karalayan arşivden belgeler çıkararak devlet adamlığında ne kadar yaya ve yavan kaldığını yine kanıtladı.
Asıl amacını, Atatürk’e övgülerinin ne denli aldatıcı olduğunu, gerçek kimliğini bir kez daha açığa vurdu.
Dersim tartışmalarının tek olumlu yanı da bu!
Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet
Yorum Gönder