Çünkü 2 yıl boyunca şımartıp, Türkiye’nin başına bela ettikleri PKK’nın başlattığı hendek terörüne operasyonla karşılık verilmesinin, her gün yeni şehitler anlamına geldiği o dönemde belli olmuştu.
Artarak gelecek şehitler nedeniyle ülkenin dört bir yanında tepki alacaklarını gören AKP’li çevreler, bu affedilmez hatalarına ortak bulup, sonra da faturayı tamamen bu ortağa yıkmayı planladılar.
CHP ve Kılıçdaroğlu işte bu nedenle hedef seçildi.
Çünkü AKP’li çevrelerin kimi zaman çarpıtmaya bile gerek kalmadan kullanabilecekleri açıklamalar, yanlış seçilen ve yanlış yerde kullanılan ifadeler, hangi partide olduğuna dikkat etmeyen, umursamayan bazı milletvekillerinin terörist cenazelerinde boy göstermeleri dâhil daha birçok malzeme CHP’den bolca geliyordu.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderdiğim, 27 Eylül 2015 tarihli bilgi notunda, “AKP’nin, CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu şehit cenazelerinde protesto etmeye başlayacağını” nedenleriyle anlatmış, bu plana karşı yapılması gerekenleri 7 madde halinde özetlemiştim.
Söz konu maddelerin, AKP’yi 1 yılda yüzde 35’in altına indirecek 5 zayıf noktadan biri olduğunu özellikle vurgulamıştım.
Bilgi notunun sonunda da, “Siyaset, öngörü sanatıdır. Kuruluşundan beri yakından izlediğim AKP’nin atacağı bir sonra ki adımı değil, üç adım sonrasını öngördüğümü size her olay öncesi kanıtladım. Lütfen bu öngörümü dikkate alın. Terör örgütleri, PKK ve teröristler hakkında konuşurken, size ve partiye karşı kullanabilecekleri sözlerden kaçının. Bazı milletvekillerini de özellikle uyarın” diye özellikle rica etmiştim.
Tekrar konuya dönersek, önceleri bir iki meczubun tepkisi şeklinde başlayan AKP’nin bu stratejisi, her zaman olduğu gibi CHP karşı politikalar geliştiremediği için büyüyerek, Kılıçdaroğlu’na, 8 Haziran’da, İstanbul’daki şehit cenazesinde mermi atma noktasına vardı.
Şehit cenazelerinde Kılıçdaroğlu’nu protesto eden, onları medyada haklı göstermeye çalışanlara ve bu senaryoya inanan zavallılara seslenmek gerekiyor.
Ey zavallı güruh, peşinden körü körüne gittiğiniz sahipleriniz, terör örgütü PKK ile Oslo’da görüşürken, “sizi rahatsız eden valiyi, kaymakamı, komutanı, emniyet amirini bize bildirin, görevden alalım” dedikleri konuşmalar yayınlandığında siz neredeydiniz?
Bu ihaneti halka anlattığı için mi CHP ve Kılıçdaroğlu’na saldırıyorsunuz?
Ey zavallı güruh, efendileriniz, Çözüm Süreci garabeti sırasında, herkesin gözü önünde her yere binlerce ton patlayıcıyı depolayan teröristleri görmezden geldiğinde neden sesiniz çıkmıyordu.
Yüzlerce asker ve polisimizin şehit olmasına yol açan bu ihanete karşı çıktığı için mi CHP ve Kılıçdaroğlu’na saldırıyorsunuz?
Ey zavallı güruh, Çözüm Süreci adı altında ülke çözülürken, olmayan beyninizi teslim ettiğiniz sahipleriniz, yol kesip kimlik kontrolü yapan teröristlere göz yumulmasını istediklerinde hangi delikteydiniz.
CHP ve Kılıçdaroğlu’na, ülkenin bölünmesine direndiği için mi, kudurmuşçasına saldırıyorsunuz?
Ey zavallı güruh, reisleriniz Habur’da çadır mahkeme kurdurup, hainler rahatsız olmasın diye Türk bayrağı astırmazken, teröristler pişman değiliz demelerine rağmen pişmanlık yasasından yararlanıp ülkeye girmelerine ve otobüslerin üzerinde gezdirilip zafer kutlaması yapmalarına izin verirken siz hangi çukurda yalanıyordunuz?
CHP ve Kılıçdaroğlu’na, bu alçaklığa karşı çıktığı için mi hırlayarak saldırıyorsunuz?
Ey zavallı güruh, ölümüne inandığınız o beyler, şehitlerimize ‘Kelle’ derken hangi cehennemin dibindeydiniz.
Şehitlere kelle demediği için mi CHP ve Kılıçdaroğlu’na saldırıyorsunuz?
Tasmanızı tutanlar, askerin terörle mücadelesini engellemek için yasalar çıkarırken, teröristlere dünyayı dar etmiş kahraman komutanları Ergenekon, Balyoz iftiraları ile zindanlara doldururken, teröristleri gizli tanık yapıp, ordumuza karşı kullanırken, hangi lağım çukurunda ne yemekle meşguldünüz?
Kahraman ordumuza sahip çıktığı için mi, CHP ve Kılıçdaroğlu’na salyalarınızı akıtıyorsunuz?
Şehitlerimizin komutanı Genelkurmay Başkanı, sahiplerinizin onayı ile terör örgütü üyesi ve yöneticisi suçlamasıyla zindana kapatıldığında hangi çukurda debeleniyordunuz?
CHP ve Kılıçdaroğlu’na, ortağı olduğunuz bu ihanetleri korkusuzca anlattığı için mi kuduz halinizle saldırıyorsunuz?
CHP’de ise maalesef bazı kesimler, Kılıçdaroğlu’na şehit cenazelerinde yapılanlara sessiz kalmayı tercih ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun elbette birçok yanlışı var.
Çevresinde ve CHP örgütlerinde yuvalanan bazı çapsız kişi ve kesimlerin Cumhuriyeti kuran partiye asla yakışmayan tavır ve söylemlerde ısrar etmesine karşı masaya yumruğunu vurmaması onları daha da şımartıyor.
Kötü gidişin önüne geçecek doğru kadro ve politikaları bir türlü üretemiyor.
Ama unutulmasın ki, Kılıçdaroğlu CHP’nin Genel Başkanı’dır.
Kılıçdaroğlu’na yapılan her türlü saldırı, bizzat CHP’yi hedef almaktadır.
Bu nedenle CHP’liyim diyen herkes partiye yönelik saldırılara karşı samimi bir şekilde tepki vermelidir.
Bir köşede, Kılıçdaroğlu’nun bitmesini beklemek ise CHP’nin bitmesini beklemektir.
Gürbüz Evren /Gerçekgündem
Yorum Gönder