Bir Aile - Özgen Acar

Bir Aile - Özgen Acar baba:“Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı?” Oğul: “Sıfırlamadık babacığım, şöyle ki, bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var, şey yapamadık, eritemedik henüz.

Bir Aile - Özgen Acar
Sayın Türk Halkı!
Sayın Milletvekilleri!
Sayın Yargı Dünyası!
Sayın Genelkurmay Yetkilileri!
Sizler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir “aile” biliyor musunuz?

***

Mayıs 1998’de bir gün TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Sevim Tanürek, kendisine yanan “yeşil ışıkta” yaya geçidinden karşıya yürümektedir.
Özel bir araç, kendisine yanan “kırmızı ışığa” aldırmadan, hızla geldiği yaya [Haber görseli]geçidinde, yoluna devam ediyor, Tanürek’i havaya ve ruhunu da göklere savuruyor. Geride 25 metrelik fren izinin kaldığı yazılıyorsa da sürücünün “şehremini” olan Babasının emrindeki arozözler caddeyi baştan aşağıya yıkıyorlar!
Bu olaydan sonra, sürücüye 3 ay öncesinin tarihiyle “EHLİYET verildiği” haberleri de basına yansıyor! Kaza raporunda Tanürek’i 8’de 8 kusurlu bulan görevli, Deniz İşletmeleri Genel Müdür Yardımcılığı’na atanıyor!

***

2 yıl sonra, o sürücüye Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nce “testis kanseri” tanısı ile askerlik için “ÇÜRÜK RAPORU” veriliyor. Bu rapor, “iş görme gücünün yüzde 60’ını yitirenler için” geçerli!
Sürücü ardından evleniyor, “testis kanserine” karşın bir de çocuğu oluyor! Demek ki iyileşmişti. Bu durumda askere gitmesi gerekirdi… Dağlıca’dan şehit haberleri gelirken, o gemiciklerini yüzdürüyordu!

***

25 Aralık 2013… Savcı Muammer Akkaş’ın yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında Babanın öteki Oğlunu “şüpheli sıfatıyla” ifadeye çağırmak üzere bir belge hazırladığı açıklandı. Neden mi?
17 Aralık 2013’te saat 08.02’deki şu telefon konuşması nedeniyle:
Baba: “Diyorum ki Muammer Bey’in oğlu, Zafer’in oğlu, Erdoğan’ın oğlu, Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf filan 18 kişiyi şu anda büyük yolsuzluk operasyonu şeyiyle evlerinde arama yapıyorlar filan falan.”
Oğul: “Evet!”
Baba: “Tamam mı, şimdi diyorum ki, senin evinde ne var ne yok, sen bunları bir çıkar. Tamam mı?”
Oğul: “Ben de ne olabilir baba? Senin para var kasada!”
Baba: “Onu diyorum işte!”

***

Saat 23.15…
baba:“Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı?”
Oğul: “Sıfırlamadık babacığım, şöyle ki, bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var, şey yapamadık, eritemedik henüz. Bu şey aklına geldi Berat’ların, bu Ahmet Çalık’ın alacağı ekstra bir 25 milyon dolar kalmış. Onu oraya verip o para gelince onu şey yaparız diyorlar, üstüyle de Şehrizar’dan daire alabiliriz diyor, sen nasıl bakarsın baba?”

***

Ancak Emniyet Müdürü Selami Altınok, “gözaltı ve arama” talimatını, “DELİLLERİN YETERSİZLİĞİ” nedeniyle geri çeviriyor!
Dönemin başbakanı Baba, soruşturmayı “hükümeti ve ekonomiyi zor duruma düşürmek amacıyla yapılan bir operasyon” olarak niteleyip ekliyor:
“Bu kişi altın ihracatı yapan biridir. Ülke ekonomisine katkısı olduğunu biliyorum. Hayırsever biridir! Bu tür hayır işlerine de girdiğini biliyorum. Ortada yolsuzluk yoktur. Milletin malına, devletin malına yönelik bir şey var mı?”
Sonrasında dört bakan kurban ediliyor… “Paralel Devlet” ortaklığı yıkılarak Feto, boy hedefi yapılıp “baş terörist” ilan ediliyor! Sarraf da 70 günlük tutukluluğundan sonra salıveriliyor! Savcılar görevden alınıyorlar.
Ne var ki Nev York’taki savcı kül yutmuyor, “HAYIRSEVERİ” ABD’de tutukluyor!

***

Pazartesi akşam TV’lerde izledik. Dini bütün Anne, Bağcılar’da bir eve iftara gittiğinde ve kapı açıldığında; yemeklerin, tabakların “masaya” konulduğu görülüyor. Ama o “GÖSTERİŞ” için yemekleri, tabakları “yer sofrasına” indirtiyor!

***

Şimdilerde Babanın “DİPLOMASI” tartışılıyor. Yüksekokul mu, üniversite mezunu mu? Bakalım bu “DİPLOMA” nasıl sıfırlanacak ya da sıfırlanabilecek mi?
Dünyadaki 200 civarındaki devlet içinde “YOLSUZLUK SIRALAMASINDA” Türkiye bu nedenlerle boşuna ikinci olmadı!

Özgen Acar/Cumhuriyet
Etiketler:

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget