Muhammed Ali, tüm Dünyanın tanıdığı ve sevdiği, maçlarını canlı olarak televizyonlardan izlediği, Dünya şampiyonluğunu da kazanmış olan eski bir boksördür.
Kendisinin maçlarını televizyonlardan canlı olarak izleyen, kendisini seven ve taktir eden bir kişi olarak, Muhammed Ali'ye biz de Allahtan rahmet diliyoruz.
Muhammed Ali'nin bizim için önemli bir özelliği de, genç yaşlarında sonradan Müslümanlığı kabul ederek, büyük çoğunluğu Müslüman olan Türk Ulusunun da din kardeşi olmasıdır.
Tüm bu özelliklerinden dolayı, millet olarak Muhammed Ali'nin kaybından üzüntü duymamız ve Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in de, aynı duygularla Muhammed Ali'nin kaybından üzüntü duyması çok doğaldır.
Ancak, doğal olmayan husus; ülkemizin her gün bombaların patlatıldığı onlarca polis ve askerimizin şehit edildiği, sivil vatandaşlarımızın hayatlarını kaybettikleri, her gün şehitlerimizin cenaze namazlarının kılındığı, göz yaşlarının sel olduğu acılı ve perişan haline bakmadan, milletin yaşamakta olduğu büyük acıyı içinde yaşayarak hissetmeden, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak ülkemizdeki tüm şehit cenazelerinde saf tutacağına, dünyanın öbür ucunda Amerikada vefat eden eski boksör Muhammed Ali'nin cenaze törenine katılmak üzere Amerika ya uçmasıdır.
Tayyip Bey'e soruyoruz; ülkenin perişan haline ve yaşamakta olduğu bunca ağır acılara rağmen, senin Dünyanın öbür ucunda ne işin var?
Ülkemizin yaşamakta olduğu terör ve yas ortamı bir yana, bu işin bir de mali portresi vardır. Amerika komşu kapısı değil ki, dünyanın öbür ucunda, ülkemize çok uzak bir ülke olup, bu ülkenin fakir insanlarının vergileriyle edinlen devletin parası, asla bu tören için kullanılamaz.Mutlaka gideceksen, özel uçağını kaldırarak onca masraf yapacağına, tarifeli bir uçağa atlayarak gidemez miydin? Senin yaptığın şey, devlet kesesinden hovardalık yapmakla eş değerdir.
Bize göre, Muhammed Ali'nin cenaze törenine katılacak olan bir şahsın, Muhammed Ali ölmeden önce de onunla yakın ilişki ve samimiyet içinde olması gerekirdi.
Bakıyoruz, on dört yıldır ülkemizi Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak idare ve temsil eden,Tayyip Bey; bugün özel uçağına atlayarak cenaze törenine katılmak üzere Amerika'ya uçtuğu Muhammed Ali'yi, bu zaman zarfında, özel veya resmi konuğu olarak ülkemize davet ederek misafir etmemiş, onurlandırmamış, kendisi de birçok kez yapmış olduğu Amerika gezilerinin hiç birinde, Muhammed Ali'yi ziyaret etme gereğini duymamış olup; özetle, sağlığında dost olarak özel veya resmi bir ilişki içinde olmadığı Muhammed Ali'nin ölümünden sonra, Tayyip Bey'in birden bire onun cenazesine sahip çıkarak, ülkemizin ağır koşullarına ve yaşadığı şehit acılarına rağmen, resmi bir protokolde yeri olmayan, bir ülkenin devlet başkanı, cumhurbaşkanı ve başbakanı gibi resmi bir sıfatı bulunmayan, sürekli özel bir ilişki içinde bulunduğu çok yakın bir dostu da olmayan Muhammed Ali'nin Amerikada yapılacak olan cenaze törenine katılma gereğini duymasını,anlamakta zorlanıyoruz.
Ancak, kendi kafamızda bu katılımın muhtemel nedenleri üzerinde bir düşünce jimnastiği yaptığımızda; Tayyip Bey'in ümmetçi kişiliği ve anlayışının, tüm dünyanın gözünün ve kulağının orada olacağı bu törene katılarak, dünya vitrininde boy göstererek kendi şahsi ego ve arzusunu tatmin ve Amerikada yürütülmekte olan ve 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarını da kapsayan Reza Zarab soruşturması nedeniyle,kendisinin de suçlanacağına ve Amerika ya giderse tutuklanacağına ilişkin kendisi hakkında ortaya atılan iddialara cevap verme, bu suçlamalardan korkmadığını ve suçsuz olduğunu gösterme gereği ile Muhammed Ali'nin cenaze töreni için Amerikaya uçtuğunu değerlendiriyoruz.
09/06/2016
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder