Süleyman Demirel: Kan Çanağından Bağımsız Devlet Çıkardı - Utku Çakırözer

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dün defnedilen KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile tanışıklığı yarım asra yaklaşıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dünkü cenaze töreni için KKTC’ye birlikte gitme teklifini sağlık nedenleriyle reddeden Demirel, telefonla yaptığımız görüşmede Kıbrıs davasının ve Denktaş’ın Türkiye için önemini şu sözlerle anlattı:
Helenizm ve ENOSİS’e karşı hep öndeydi
“Yirminci yüzyılın başında Türkiye için Kıbrıs kaybedilmiş bir hadiseydi. Önce 1878’de İngilizlere muayyen süre için devredilmişti. Birinci Dünya Savaşı kaybedilince Kıbrıs da tamamen kaybedildi. Bu yüzden Lozan’da Kıbrıs yoktur. Kıbrıs üzerinde Türkiye’nin hiçbir hak iddiası yokken, soydaşlarımızın hiçbir iddiası yokken Kıbrıs ortaya çıktı. Nedeni Helenizmin baş hedeflerinden biri olmasındandır. Akdeniz’deki 1800’e yakın ada arasında sadece Kıbrıs Yunanlıların değildi. 300 sene Osmanlılar tuttu, o çöktüğü zaman da yine Yunanistan değil başka bir yere gitti. ‘Bu Kıbrıs kimin olacak’ sorusuna yanıt aranırken kimileri ‘Osmanlı’nın mirasıdır, Kıbrıs Türkiye’nin olacak’ derken en güçlü ses ‘Kıbrıs Yunanistan’ın olacak’ diyen Helenizm ve ENOSİS taraftarlarıydı. İşte bu mücadelenin ön saflarında gencecik bir adam, Rauf Denktaş vardı.”
Tek arzusu hür yaşamaktı
“Denktaş’ın istediği tek şey vardı: Hür yaşayan ve güvenliğe kavuşmuş Kıbrıs halkı. Kıbrıs’ta Helenizmin doğurduğu çeteler Türklerin kanını dökmekteydi. Buna karşı kurulan Mukavemet Teşkilatı’nda en önde yer aldı. 1960’ta Türk-Rum ortak hükümetinin kurulmasında da Makarios bu hükümeti dağıttığında yeniden kan dökülmeye başladığında da hep Denktaş mücadele etti.”
“Ben kendisini 1964 yılının şubat ayında tanıdım. Kıbrıs’taki Türk toplumunun sözcüsüydü. Davasına ne kadar sadık olduğunu, ne kadar yiğitçe, cesur ve kopmaz biçimde peşinden gittiğini bizzat gördüm. 60’lar, 70’ler, 80’ler ve 90’larda hep birlikte olduk. Kıbrıs’ta önce kuzeydeki Rumların güneye, güneydeki Türklerin kuzeye gelişine şahit olduk. 67’de ben başbakanken Grivas ordusunu çıkardık, kanı durdurduk. 70’li yıllarda müdahale durumu ortaya çıktı, ambargo kondu. Denktaş ile beraber göğüsledik o zor günleri.”
Istırabını içine gömdü
“Nihayet 1983’te KKTC ilan edildi. Nereden nereye? Geçtiğimiz yüzyılın başında Türkiye için kaybedilmiş bir hadiseyken, orada bir Kıbrıs Türk devleti var şimdi. Herkes tarafından kabul edilmiş Kıbrıs Türk halkı ve onun kendini savunma hakkı var. Şimdi yapılması gereken Kıbrıs halkının kazandığı hakları muhafaza edebilmesi ve kendini iyi idare edebilmesidir. Bağımsızlığı henüz tanınmıyor ama bir gün tanınacak. Şayet makul, yaşayabilir, sürekliliği bulunan adil bir anlaşma bulunamazsa bu devletin varacağı yer bağımsız Kıbrıs Türk Devleti’dir. Yani kan çanağından bağımsızlığa ulaştırdı halkını.”
“Zorluklar karşısında gerçek bir devlet adamı gibiydi. Bazen halkla bu mücadeleleri yürütenler arasında incelmeler olabilir. Bu durumda ya lider halkına küser ve çekilir. Ya da ‘siz yapmasanız da ben doğru yolu göstermeye devam ediyorum’ der ve mücadeleyi bırakmaz. Liderlik de budur. Denktaş da bunu yapmıştır. Istırabını hep içine gömmüş, incinip darılıp küsüp gitmemiş, halkının yanında olmuştur. Kahramanca bir iş yaptı. Büyük doğdu, büyük yaşadı, büyük öldü.”

Utku Çakırözer/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget