Hasdal Askeri Cezaevinde tutuklu olan muvazzaf askerler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in ani olarak ziyaretlerine gelmesine şaşırdı. Bu geliş, onları son derece mutlu etti. Tutuklu komutanlar, kendi durumlarından önce Güneydoğu’da yaşananlar, 24 askerimizin şehit edilmesinden sonra yaşananları Genelkurmay Başkanına sordular. Bazı komutanlar, Güneydoğu ve sınır ötesi harekatlar konusunda görüşlerini de aktardılar.
Genelkurmay Başkanı Özel, İstanbul ziyaretinde programındaki boşluktan yararlandı ve Hasdal Askeri Cezaevinde bulunan komutanları ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı Özel, tutuklu komutanlarla “açık görüş” odasında Kara, Hava, Deniz ve Jandarmadan tutuklu olanların kıdemlileriyle bir araya geldi. Bunlar arasında Orgeneral Bilgin Balanlı, Korgeneral Mehmet Otuzbiroğlu, Tümamiral Kadir Sağdıç da yer aldı.
Güneydoğu olaylarını konuştularGenelkurmay Başkanı olduktan sonra ilk kez Hasdal Cezaevine gelen Orgeneral Necdet Özel’in komutanlarla “açık görüş” odasında bir araya gelmelerinde de duygusal sahneler yaşandı.
Tutuklu komutanlar, son 26 askerimizin şehit edilmeleri nedeniyle Genelkurmay Başkanına “Başımız sağolsun komutanım” dediler. Orgeneral Özel, Çukurca saldırısında yaşananlar ve ardından 22 taburla başlatılan operasyon hakkında arkadaşlarına bilgi verirken, komutanlar terörle mücadele konusunda neler yapılabileceği konusunda da görüşlerini aktardılar. Hemen tüm komutanlar, yurtiçi ve dışındaki operasyonlara değindiler.
“Bize ayrı, Deniz Fenerine ayrı”Genelkurmay Başkanının, tutuklu komutanlara “sizler nasılsınız?” diye sormasından sonra, komutanlar içinde bulundukları durumu “esarete” benzettiler ve duruşmalarda da belirttiklerini Genelkurmay Başkanına şöyle anlattılar:
“Biz, niçin burada tutuklu olduğumuzu bilmiyoruz. Sahte belgelere dayalı olarak hakkımızda suçlamalar yapılıyor. Türk askeri cami bombalar mı, kendi uçağını düşürür mü? Ama derdimizi anlatamıyoruz. Burada esaret altındayız. Mahkeme heyetinden avukatlarımız sürekli tutuksuz yargılanmamız için istekte bulunuyor. Ancak, bu istek dikkate alınmıyor. Hep aynı gerekçelerle tahliye taleplerimiz reddediliyor. Tabii ki yargıya saygılıyız. Ancak, tutukluluk adeta cezayla dönüştü. Hakim ya da hakim heyetinin tutuklamalar konusunda bu kadar takdir yetkisi olmamalı"
Tutuklulukta geçen sürenin “cezaya dönüştüğüne” ilişkin şikayet sırasında, bir komutan “5,5 ay ile 13 aydır buradayız. Deniz Feneri sanıklarına uygulanan adalet bize de uygulansın. Onlar, 3 ay tutuklu kalınca, mahkeme ‘bu cezaya dönüştü” denilip serbest bıraktı. Yurtdışına niçin kaçalım? Ne delil var ki karartalım? Biz, yasaların uygulanmasını, sahte belge üretenlerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz” dedi.
Genelkurmay Başkanı “sabır” dedi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de, “Sizin durumunuzu yakından biliyorum. Hukuk yoluyla her şey açığa çıkacaktır. Tutuklulukta geçen sürenin uzunluğu konusunda genel şikayet var. Sabırlı olun” dedi.
Eşleriyle bugün konuşacaklarGenelkurmay Başkanı Hasdal Cezaevinde tutuklu olan komutanları ziyaret ederken, aynı davanın emekli sanıkları da Silivri Cezaevinde bulunuyor. Hasdal Cezaevindeki sanıkları önceki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner de ziyaret etmiş, Silivri cezaevinde bulunan emekli komutanlar ise kendilerinin ziyaret edilmemesinden dolayı üzüntü duymuşlardı.
Hasdal cezaevinde, tutuklu komutanların bugün yakınlarıyla görüş günü. SÖZCÜ’nün konuştuğu bazı komutan eşleri, “Genelkurmay Başkanının ziyaretleri hem eşlerimize hem de bize moral oldu. Bugün ziyaret günümüz. Bu ziyaretten dolayı memnuniyetlerini de kendilerinden de duyacağız.”
Söyleyeceklerimizin çoğunu unutuyoruzBir komutan eşi, ziyaretlerde yaşadıklarını da şöyle anlattı:
"Her Çarşamba görüş günümüz. Görüş günü onlar ayrı , biz ayrı heyecanlanıyoruz. Tabii ki giriş-çıkış sırasında geriliyoruz. Her ne kadar infaz memurları anlayış gösterse de aramalar, göz taramaları, araçların giriş-çıkışı derken nefes nefese oluyoruz. Aramızda cam bölme olsa da, birbirimizle telefonla konuşsak da aile olarak bir araya gelmiş oluyoruz. Bizim onlara, onların bize çok söyleyecekleri oluyor. Söyleyeceklerimizin çoğunu unutuyoruz. Yazıp kağıtla içeriye girmeniz yasak. Onlar da, aynı odayı, koğuşu paylaştıklarıyla ilgili ilginç anılar anlatıyorlar. Herkes, birbirini anlama gayreti içinde oluyor. Her Çarşamba cezaevinde oluyoruz. Çoğumuzun evi Ankara'da olmasına rağmen, artık İstanbul'da misafirhanelerde, yakınlarımızın evlerinde eşlerimize yakın olabilmek için kalıyoruz. Yaşanan her gün çok uzun geçiyor."
Saygı Öztürk/SÖZCÜ
Yorum Gönder