Seçilmiş Diktatörler - Kurtul Altuğ

“Roma Cumhuriyeti, hukuki ve yönetim yapısıyla modern devletlere esin kaynağı oluyordu. Cumhuriyete Latince’de ‘republica’ deniliyor. Bu ‘halkın işleri’ anlamına geliyordu. Yunanca’daki demokrasi biçimini ve uygulamalarını tam karşılamasa da cumhuriyet, halkın temsilcileri aracılığıyla kendisini yönettiği bir sistem olarak gelişmiş, Roma Cumhuriyeti Atina demokrasisinden büyük ölçüde esinlenmiş.” (O. Öymen, Demokrasiden Diktatörlüğe)
Bunun açıklaması şu: Roma İmparatorluğu denilen ve içinden diktatörler yetiştirilen sistem de bir cumhuriyettir. Peki; Roma’da seçimle diktatör olmak mümkün müydü? İşte gariplik burada. Eğer gerekirse konsüllerden birini 6 aylığına diktatör ilan edebiliyorlardı. Bunların nadir örneklerinden biri Sezar, bir başka örnek de seçilmiş diktatör Sulla’dır.
Nasıl oluyor bu iş?
Senato üyelerinden bir diktatör atanınca anayasal hükümet ortadan kalkıyor. Diktatör 6 ay için ülkenin mutlak hakimi oluyor. Yani iki dudağının arasından çıkan söz kanun, verdiği karar hüküm haline geliyor. Buna benzer bir örnek, Fransa’da 1958 yılında 5. cumhuriyet kurulurken denenmişti. General De Gaulle, ülkeyi 6 ay kararnamelerle idare etme yetkisi almıştı. Roma’da konsüllerin altında daha az yetkili devlet yöneticilerine “magistra” denilirdi. Magistralar 1 yıllığına seçilir, geniş yetki alırdı. Sadece Roma’da Roma halkı magistralara gerekli yetkileri verebiliyordu. Bu yetkiler arasında bir askeri kuvvete komuta etmek de vardı. Bunu da “Roma Cumhuriyeti kamu düzenini korumak üzere onlara görev” diye halka açıklıyor, halkın olmadığı bir sistemi uyguluyorlardı.
Adı Roma Cumhuriyeti olan bir ülkede Sezar gibi bie diktatör vardı ve sonunda bütçe kaynaklarını gereğinden fazla kullandığı için oğlu gibi koruduğu Brütüs ve arkadaşları tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Eski Yunan’da ve Roma Cumhuriyeti’nde demokrasi yaşatılamadı. Osmanlı neden parçalandı? Tek adama biattan, yolsuzluktan ve işretten dolayı değil mi?
Kraliyetten Cumhuriyete
Krallık deyince akla İngiltere geliyor. Gelenekler üzerine kurulu, yazılı anayasası bile olmayan İngiltere’de cumhuriyetten söz edilebilir mi?
İngiltere’de Komutan Cromwell’in İngiltere’ye demokrasi ve 1215 Magna Charta’dan daha çok özgürlük vaat eden diktatörün saltanatı ancak 5 yıl sürdü (1653-1658). İngilizler, Cromwell’in ölümünden sonra onu mezarından çıkardı ve demokrasiyi katleden adam olarak ölüsünü astı.
Ya Almanya’da Hitler nasıl oldu da sadece hitap gücüyle sosyalist görünerek seçimle iktidara geldi ve diktatörlüğü ilan edip dünyayı felakete sürükledi?
Çağdaş demokrasileri tetikleyen hareket, 1789 Fransız ihtilali ve onun en önemli belgesi insan ve vatandaş hakları bildirgesiydi. Bastil Zindanı’nı zapt ederek başlayan bu halk hareketi,ilerde kurulacak demokratik devletler için bir ışık olmuştur.
Bugün özgürlük adına ne varsa o haklar beyannamesinden alınmıştır ama önce 1792 yılında kurulan cumhuriyet, İngiltere’deki cumhuriyetin ilanından yaklaşık 200 yıl sonra gerçekleşmiştir. Fransa hâlâ cumhuriyetle yönetiliyor.
Şu günlerde ülkemizde yapılan yeni Anayasa tartışmalarını müzakere edenlerin demokrasi tarihini iyi incelemeleri ve demokrasiden diktatörlüğe giden yolun ille de silahla değil seçimle de gerçekleşeceğini bilmeleri gerekiyor.
Demokrasi, rejimlerin en az sakıncalı olanı ve içi boşaltılmadığı sürece, demokrasiyi kullanarak dikatatörlük yoluna sapmayı düşünenlerin alt edemeyeceği kadar güçlü bir rejimin adıdır.
Bu böyle biline.

Kurtul Altuğ/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget