Medyamız.Devletin PKK ile görüşmelerini sürdürdüğünü.yineledikçe kafam karışıyor.
Zira gerçekte amaçlanan.Milli İstihbarat Örgütü ile Öcalan'ın liderliğindeki terör örgütü arasında sürdüğü artık gizlenme gereği bile duyulmayan ikili görüşmelerse masa etrafında buluşan taraflardan birisinin aslında başımızdaki hükümet dahası Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki AKP'nin tek başına oluşturduğu siyasal iktidar olduğunu bilmeyen mi var.
Ama dokuzuncu yılını 18 Kasım'da dolduran bu tek başına iktidar gücü.tam bir ironi izliyor ve bazen bukalemunlar gibi renk değiştirmeyi.kendi açısından ustalıkla başarıyor.Adeta uç denilirse deve.koş denilirse kuş olduğunu söyleyerek yük taşımaktan kaçınan yaratığı anımsatıyor.
Dokuz yılda sağladığı başarının genel seçimlerde halkın yüzde ellisinin oyuyla desteklenmesine yol açtığını söyleyerek haklı olarak övünüyor.
Ama ortaya çıkmaya başlayan eksilerini görmek bile istemiyor.
Medyamız.Erdoğan'ın Time dergisine kapak adamı seçildiğini sabah akşam tekrarlayan haberlerinde.söz konusu dergideki yazıda 66 gazetecinin cezaevine konularak tutuklanmış olduğunun belirtildiğine yer vermeye çekiniyor.
Devlet hava meydanlarının terminallerine yolu düşenler buradaki VIP yolcusu için ayrılmış salonlarda yığın halinde yandaş gazeteler görüyor,örneğin Cumhuriyet.Sözcü Vatan gibi gazetelerin Diyojen feneriyle arandığının tanığı oluyorlar.Hayrettir.bir tek muhalefet milletvekili zahmet edip Ulaştırma Bakanına DHMİ Genel Müdürlüğü ileTHY'nin yolcuları için kaç adet Star.Yeni Şafak ya da Zaman satın aldığını.öteki gazetelerden hangilerinden.ne kadar alındığını sorarak besleme basının Hazine'den nasıl desteklendiğini sorma gereğini bile duymuyor.
Bu ayrım yaşamsal sorunlarda da kendisini fazlasıyla hissettiriyor.Mesela.PKK terörünün masa başında nasıl çözüleceğini soranlara doyurucu yanıt vermek yerine Başbakan.muhalefeti sürekli haşlayan bir politika sergilemeyi daha yararlı görüyor.
Oysa Kürt sorununu çözmek isteyenler için muhatap olması gereken bir parti var.Kısaltılmış olarak BDP adını taşıyan Barış ve Demokrasi Partisi'ni muhatap almak varken Başbakan'ın.onu düşman ilan edecek kadar karşısına almasının anlamı nedir.Sayın Erdoğan.Kürt açılımı ile.Güneydoğu'da yoğunluk oluşturan.öte yandan ülkenin önemli kentlerinde de oturan Kürt kökenli yurttaşların oylarının tek adresinin AKP olacağını amaçlayan bir senaryoyu vizyona getireceğini sanmıştı.
Kısmen bu yöntemin de başarılı olduğu söylenebilir.Ancak.şişeden çıkan cin öncelikle BDP için giderek güçlenen bir politik öğe olmaktadır.
Nitekim artık hükümetle Öcalan arasında sürdürülen görüşmelerin İmralı'daki özel.tipi cezaevi yerine dışarıda.şimdilik neresi olduğu söylenmiyoryapılması BDP Eşbaşkanlığı'nca talep edilmiştir.Öcalan'ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olduğu elbette biliniyor.Ama artık iktidarla terör örgütü arasında silahların susturulması için sürdürülen görüşmelerde masaya oturacak kişinin.MİT Başkan Yardımcısı'nın da kullandığı deyişle.Sayın Öcalan.ın bizzat kendisinin olması gerektiği.bir önkoşul olarak gündeme getirilmiştir.
18 Aralık'ta tek başına iktidar olduğu zaman merhum Ecevit başkanlığındaki koalisyon hükümetinden sıfır terör devralan bugünkü iktidar.bir temsilcisini olsun selefi Başbakan'ın ölümünün beşinci yılında Devlet Mezarlığındaki gömütüne göndermeyi bile düşünmemiştir .
Orhan Birgit/Cumhuriyet
Yorum Gönder