Başta Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım olmak üzere.futbol camiasının kimi adlarının şike soruşturmasıyla gözaltına alınmaları.bende uzun tutukluluk sürelerinin toplum vicdanı önünde bir kez daha gündeme getirileceği umudunu uyandırmıştı.
Tutuklama olayının bizatihi kendisinin ne kadar gerekli olduğu.bu halde de tartışma götürmekteydi.Adı.sanı ve ikametgâhı bilinen bu kişiler hakkında yurtdışına çıkma yasağı konabilir.ama yargılama pek de âlâ tutuksuz sürdürülebilirdi.Şurası kesindi ki.yapılan tutuklamalar kamu vicdanını derinden yaralamıştı.
Başka bir deyişle.bir tedbir olan tutukluluk kurumuna başvurulmasıyla uğranılan zarar istenen faydadan büyük olmuştu.Türkiye'de hiç de küçümsenmeyecek bir kitle olan Fenerbahçe camiası.doğru ya da yanlış.haksızlığa uğramışlık duygusuna kapılmıştı ve infial içindeydi.
Bu gözlemlerimiz.şikenin neden soruşturulduğuna yönelik sorular yaratmaya yönelik değil.Söylemek istediğimiz soruşturmanın pek de âlâ.tutuksuz şekilde yapılabileceğiydi.Ayrıca davaların hızlı bir şekilde görülmemesi ve adaletin geç tecellisi konusundaki genel eleştiriler bu olayda da geçerliydi.davalar bir an önce görülmeye başlanmalıydı....
Nihayet.önceki gün TBMM'de grubu olan partiler bir araya gelerek konuyu ele aldılar ve çözüme yönelik bir adım attılar.Uzun ve otomatik tutukluluk sürelerinin futbol camiasına da sirayet etmesi kamu vicdanında sonuç vermişti.Ama top kafayla bulunan sonuçlar olaya at gözlüğüyle bakmanın ürünü olduğundan sorunun yalnız futbol yönü ele alınmış.genelde tutukluk konusu yine bir kenara bırakılmıştı.
Bulunan çözüm.şikenin ağır cezalık olmaktan çıkarılıp alt ceza sınırının.yıldan.yıla indirilmesi oldu.Böylelikle şikeden içeride bulunanlar.suçun sabit olması halinde alabilecekleri ceza ve yattıkları süre göz önünde bulundurularak tahliye edilebileceklerdir.Konu.adı futbolda şikeye karışanlar açısından çözülmüş ama örneğin yayımlanmış kitabından dolayı içeride yatanlar açısından hiçbir şey değişmemiştir.
Aslında buna şaşmamak gerekirdi.
Bizim toplumumuzda.futbol dünyasının da.tutuklama mağduru olmasının olayı çözeceğini sanmak büyük bir yanlıştı.Nitekim de öyle oldu.Aziz Bey ve diğerleri yakında serbest kalacaklar.ama otomatiğe bağlanmış uzun tutuklular diğerleri için sürüp gidecek....
Oysa son girişim.genelde otomatiğe bağlanmış uzun tutukluluk halleri sorununun çözümü için de ipucu olabilirdi.Konunun çözümü TBMM'deydi.Yasama toplanıp tutukluluk hallerini otomatiğe bağlı olmaktan çıkarabilir ve tutukluluk sürelerini de gelişmiş AB demokrasilerinin düzeyine indirebilirdi.Zaten iktidar partisi AKP de aralarında olmak üzere.bütün siyasi partiler tutukluluk sürelerinin uzunluğundan yakınıyorlardı.O zaman.toplanıp bu süreyi bir yılla sınırlamayı engelleyen ne vardı ki.
Gerçi hükümet bu süreleri kısıltmayı öngörüyordu ama yine de söz konusu olan makul süreler değildi.Dört.beş yıl gibi sürelerden söz ediliyordu yine de.Eğer bir ülkede.hâlâ dört.beş yıllık tutukluluk sürelerinden söz edilebiliyorsa.orada demokrasi açısından OHAL rejimini bile aratmayan OHA rejimi egemen demektir.
Çözüm basittir.tutukluluk sürelerini İngiltere.Fransa.Almanya düzeyine indirmek atılacak ilk adımdır.Unutmayalım.bugün karşı karşıya bulunduğumuz sorun.yalnız tutuklu milletvekillerinin meselesi değil.bizatihi herkes için geçerli olan uzun süreler yüzünden tutukluluk kurumunun yargısız infaza dönüştürülmesidir.Bunun önlenmesinin mümkün olduğunun bir örneğidir son düzenleme.
Hiç değilse CHP bu konuda öncü olmak durumundadır .
Ali Sirmen/Cumhuriyet
Yorum Gönder