Bugün en çalkantılı ülkelerin başında Suriye, İran ve İsrail geliyor...
Üç ülke, bölgeye barışın gelmesini engelleyen, savaş ortamından yararlanacağını düşünen yönetimlerin elinde.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres bir yandan barışçıl mesajlar verirken öte yandan İran’a gözdağı vermekten geri kalmıyor.
Elbet burada akla gelen soru şu:
“İran nükleer silah yapımından vazgeçti mi, vazgeçmedi mi?”
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bu konuda hazırladığı rapor henüz açıklanmadı.
Rapor açıklanınca her şey apaçık ortaya çıkacak...
Suriye’de Beşşar Esad rejimi yıkılacak mı yıkılmayacak mı?
BM’nin Suriye’ye yaptırım kararı Çin ve Rusya’nın “ret oyu” vermesiyle gerçekleşmedi.
Kapitalizmin kucağındaki Rusya ve Çin bu tutumlarını sürdürürler mi?
Yarın ne olur bilinmez...
Burada Türkiye’nin konumu önemli. Türkiye’deki ABD üsleri ve füze kalkanı nedeniyle İran’la ilişkilerimiz iyi sayılmaz.
İran üstü örtülü mesajlarla Türkiye’ye gözdağı veriyor, “şunu yaparız, bunu yaparız, yıkarız, yakarız” diyor.
***
Bir gerçeği vurgulamakta yarar var:
İran ve İsrail birbirlerine düşman olsalar da “Arap Baharı”ndan oldukça kuşku duydular.
İsrail Hüsnü Mübarek’in devrilmesini istemiyordu...
Bunun ötesinde Ortadoğu’ya demokrasinin geleceğinden korkuyordu.
Çünkü bölgenin demokratik tek ülkesi olan İsrail, ABD’nin şemsiyesi altında, istediği gibi, bir başka deyişle kafasına buyruk hareket ediyordu.
İsrail’i seven tek bir Arap ülkesi yoktu, Türkiye’yle de arası bozulmuştu.
Bölgede yapayalnız kalmıştı İsrail...
Bu nedenle üç ülke çatışmadan yanaydı, ayakta durabilmeleri için...
Yabancı medyada çıkan yorumlara baktığımda İsrail, düşmanı Beşşar Esad’ın devrilmesini de istemiyor.
İsrail yine bölgede Müslüman Kardeşler’in siyasal etkinliğinden korkuyor.
Esad devrilirse, radikal Sünnilerin iktidar olacağı kesin...
Daha önce bu konuya değindiğim için, fazla derinliğine girmiyorum.
***
Yakın tarihimize baktığımızda Ortadoğu hep barut fıçısı gibidir. Savaşlar, Filistin sorunu, İsrail’in acımasızlığı, Mısır-İsrail, İran-Irak savaşı...
Vahşi kapitalizmin sinsi yüzü Yeni Dünya Düzeni, ABD ve AB ülkelerinin bölgedeki çıkar hesapları...
“Arap Baharı”nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya demokrasi ve özgürlük getireceğini sananlar şimdi oralarda neler olup bittiğini gördüler.
Olan yoksul Arap halklarına oluyor, emperyalist güçler kendi çıkarları için her yolu geçerli kılıyor.
Libya’nın 51 kişilik Geçici Ulusal Konsey Başkanı Abdürrahim el Kib ne diyordu anımsatayım:
“Libya’yı şeriat yasalarıyla yöneteceğiz...”
Biliyorsunuz, ABD ve AB ülkeleri bu açıklamayı ayakta alkışladı...
Başta değindiğim gibi, emperyalizmin kuralı budur...
Kendi çıkarlarını korumak, kollamak...
Demokrasi falan hikâye onlar için.
***
Bölgedeki sorunlar bir dizi...
Hangisini yazacaksın...
İsrail, İran’ın nükleer tesislerini vurur mu? İsrail’de nükleer silah varsa İran’da niçin olmasın? İddia edildiği gibi Adana İncirlik’te ABD’nin nükleer başlıkları bulunuyor mu?
ABD ve AB ülkeleri Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da etkinliğini arttırmak için ne gibi planlar hazırlıyor, bilmiyoruz.
Burada Türkiye’nin izleyeceği politika önemli... İş salt Suriye’yle bitmiyor...
Bölgenin istikrara kavuşması için nükleer silahlara gerek yok...
İran’ın, Suriye’nin ve İsrail’in elinde nükleer silah bulunursa Türkiye’nin başı derde girecektir.
Bu nedenle bölge silahlardan arındırılmalı, ortak barış sağlanmalıdır...
______________
Bugün: Zeynep Oral, Ataol Behramoğlu, Işıl Özgentürk (Saat:13.15-14.15) - Nilgün Cerrahoğlu, Serdar Kızık ve Hikmet Çetinkaya (Saat:14.45- 15.45) TÜYAP Kitap Fuarı Cumhuriyet Kitapları’ndayız.
Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet
Yorum Gönder