Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk büstünün olduğu bir sitede oturuyorum…
10 Kasım ölüm yıldönümünde Ata’mızı anmak için burada toplanıp sevgi ve şükranlarımızı sunuyoruz…
Yıllardır site yönetimi bu günün anlamını dile getirmek görevini bana vermektedir…
İlk yıllarda büyük bir coşku ile yaptığım bu görevi, ne yazık ki son yıllarda büyük bir utanç ve zorlukla yerine getiriyorum…
Nedenini, 10 Kasım 2015 günü yaptığım konuşmada dostlarımla paylaşmak istiyorum.
10.11.2015
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
İşte o konuşma…
SEVGİLİ ATATÜRKÇÜLER…
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü Ölümünün 77. yıldönümünde anmak üzere toplanmış bulunuyoruz…
Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum...
Uzun yıllardan beri oturduğum sitemizin yönetimi tarafından büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümlerinde bir konuşma yapmak görevi bana verildiğinde, Atatürk hayranı olarak ilk yıllarda bu görevi büyük bir keyif ve gururla yerine getirmeye çalıyordum…
Ne yazık ki son birkaç yıldır bu görevi büyük bir utanç ve üzüntü içinde kendimi zorlayarak yapıyorum…
Gönül isterdi ki bu gün siz Atatürk sevdalılarına, Atatürk’ün bize emanet ettiği devrimlerine, gereği sahip çıktığımızı göğsüm kabararak anlatabilseydim…
Ne yazık ki, koruyamadığımız ve her gün elimizden kayıp giden bu değerlerden söz etmekten utanır hale geldiğimizi düşünüyorum…
Atamıza ve eserlerine gün geçtikçe yapılan saldırılar dozunu arttırırken, Atatürkçü geçinen bizler ve yurdun dört bir yanında bizim gibi düşünenlerin çoğu vurdumduymaz davranmaktadırlar…
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında yasa bulunmasına ve yaptırım içermesine karşın, Atatürk’e hakaret edilmekte ve anısına saygısızlık yapılmaktadır…
Kimisi Ayyaş derken…
Kimisi yurttaşlarına bıraktığı mirası yok sayarken…
Kimisi heykellerini yer değiştirme bahanesiyle kaldırırken…
Kimisi Bayram olarak kutladığımız Cumhuriyetin kuruluş tarihi olan 29 Ekim’i yas, Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım’ı Bayram ilan etmeyi arzularken…
Verdiğimiz vergilerle yayınını sürdüren Devletin resmi yayın Kuruluşu TRT’ yayınlarında Atatürk’e hakaret edilirken…
Birkaç cılız sesin dışında, kamuoyunda büyük bir sessizlik hâkim. Yasal tepkimizi bile koyamıyoruz…
Böyle bir ortamda göğsünüzü gere gere Atatürk’ü anlatabilir misiniz?
İşte utancım ve üzüntüm bundan…
Birçok uygar ülkede yokken, Atatürk tarafında sağlanan seçme ve seçilme hakkından yararlanarak milletvekili aday adayı olan ve 29 Ekim Cumhuriyetin kuruluş gününü yas, Atatürk’ün ölüm yıldönümü 10 Kasım’ı Bayram ilan etmek arzusunu dile getiren nankör kadına da bir yanıtım var…
O ve onun gibi düşünenler şunu bilmelidir ki;
Biz Atatürk sevdalıları, 10 Kasım’da büyük Atatürk’ün huzuruna çıkarken, asla yas tutmuyoruz.
Çünkü her fani gibi ölmüş olsa bile, O’nun, devrimleriyle ve içimizdeki sevgiyle sonsuza dek yaşayacağını inanıyoruz…
İşte bu inancımıza ATATÜRK sevdası diyoruz…
Bu sevdadan aldığımız güçle, 29 Ekim’in yas, 10 Kasım’ın bayram olarak ilan edilmesi arzusuna fırsat vermeyerek kursaklarında bırakacağız…
Bu sevdamızla yas için değil, çocuklarımızın aydın geleceği için bize emanet ve armağan ettiği en büyük devrimi laik Cumhuriyet ve diğer devrimleri nedeniyle şükranlarımızı bildirmek, hiç bitmeyen ve gün geçtikçe artan sevgi ve saygımızı sunmak için coşkuyla Ata’mızın huzuruna gelip anıyoruz…
Fransız politik düşünür Montesquieu (Monteskiyo) derki "Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir."
Tüm bu olumsuz koşullara karşın, Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık Türkiye’sinin bu şekilde yönetilmeyi hak etmediğini belirterek diyorum ki, yılmak yok, durmak yok, korkmak yok, Torunlarımızın aydın geleceği için Atatürk ilke ve devrimlerini korumak adına bu yolda her türlü yasal mücadeleye devam etmek zorundayız…
Zulme karşı başkaldıran büyük Ozan Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi hep beraber, “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” demeliyiz…
Bu duygularla, yüreğimizin ve dünyanın en büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizin anısı önünde saygı ile eğiliyor, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.
10.11.2015
Yorum Gönder