Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk Düşmanları

Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk Düşmanları
2015 Eylül ayının bir gününde Batıkent İnönü Mahallesindeki evimden 500-600 metre uzaktaki İstanbul yolunda bulunan otobüs duraklarına doğru Rajiv Gandi Caddesi’nden yürürken, çiçekçi dükkanına varmadan kaldırımın kenarına konulan plastik konteynerin  içine atılmış, yarıya geçkin dolu olduğundan, dışarıdan bakınca rahatça görülen 8-10 kadar  siyah beyaz Atatürk resmi atılmış vaziyette görülüyordu. Belli ki birileri tarafından kasten atılmıştı.

Resimler fotokopi şeklinde çoğaltılmış ve Atatürk düşmanlığını göstermek ve yaymak için tertip edilmişti sanırım. Bu resimlerin hepsini çöp konteynerinden alıp eve götürdüm.

Bunu böylece kafama not ettikten sonra, 10 Kasım 2015 günü saat 12.30 civarında Ankara Ulus Rüzgârlı Sokak’tan geçiyordum. O gün, daha önce bana hediye olarak verilen, üzerinde Atatürk’ün askeri üniforma işlemeli fotoğrafı basılı kravatımı takmıştım.  25-30 yaşlarında tahmin hafif sarışın bir adam, beş altı metre mesafeden parmağı ile kravatımı göstererek, “kim bu yav, bu adam kim, akraban mı oluyor” dedi. Adam besbelli, yukarılardan esen Atatürk düşmanlarının estirdiği rüzgârların etkisinde idi. Ona, bu Mustafa Kemal Atatürk, dedim, adamı elimle terslercesine, git işine dercesine el hareketimle işaret ettim, acele de işim olduğu için, ben uzaklaşırken o bir dükkâna doğru girdi.

Kendi kendime demek ki, iktidarın istemi, Atatürk düşmanlığı doğrultusunda rüzgârların artmakta olduğunu düşünerek üzüntü içinde yürüdüm. Aşağıda, ilk anda aklıma gelen veya tepit edebildiğim bu tür Atatürk’e saldırı olaylarına kısaca yer vermek istiyorum. Pek çok, maalesef olaylar var da, yer darlığından bunlara yer verebiliyorum.

Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk DüşmanlarıBir yerde bataklık oluşmaya görsün, başta sivrisinekten tutun da her türlü zararlı, zehirli börtü böcek, haşarat çoğalmaya başlar. İşte bunun gibi, AKP-RTE iktidarının da, 14 yıldır Atatürk’ün Laik TC inde irtica bataklığı oluşturmaya devam ediyor. Peş peşe de, orada burada mısır patlağı gibi, Atatürk, laiklik düşmanlığı, din ve şeriat çığırtkanlığı haşereleri üremeye devam ediyor. Ülkenin başka sorunları yokmuş gibi, bu bataklığın çığırtkanları “anayasa anayasa” deyip duruyorlar. Zaten “darbe anayasası” dedikleri anayasanın pek çok maddesini değiştirmişlerdi. [i]

Ulus’taki Atatürk anıtına kadar bu üzüntü ile yürüdüm.

Anıtın önüne konulan üç meşaleden alevler yükseliyordu, bayraklar yarıya indirilmişti çünkü o gün 10 Kasım (2015) Atatürk’ün ölüm yıldönümü idi. Ama Atatürk’ün, Mehmetçiğin, mermi taşıyan Kara Fatma’nın başlarına barış sembolü olarak bildiğimiz güvercinler konup uçuşuyor, ama başlardan güvercin pisliklerinin sarkmış halleri görülüyordu).

İvedilikle anayasanın yenilenmesini isteyenler, çoğunluğu da ele geçirince, havalanıp Anayasamızın başlangıç maddelerinde bulunan laiklik önceliğini ortadan kaldırmaktır, teke amaçları.

Kim Atatürkçü, Laik, Cumhuriyetçi, aleyhine tuzak kurulmasa bile, en küçük bir pürüzden insanları, polis de kullanarak perişan etmekteler. Şimdi Atatürkçü, Cumhuriyetçi aydın insan, 86 yaşındaki Prof. Dr. Coşkun Özdemir'e yapılan şu ayıp duruma bir bakalım.


86 YAŞINDAKİ PROFESÖRE YOKLAMA KAÇAĞI İŞLEMİ

Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk Düşmanları
 Panel için Artvin'e giden Prof. Dr. Coşkun Özdemir'in kaldığı Öğretmenevi'ne sabaha karşı saat 04.30 sıralarında giden polis, 'yoklama kaçağı' işlemi yaptı.

Prof. Dr. Coşkun Özdemir, ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 77 nci yıl dönümü nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği Artvin Şubesi tarafından düzenlenen, 'Atatürk ve Cumhuriyet' konulu konferansa katılmak üzere dün Artvin'e geldi.
Geceyi Artvin Öğretmen Evi'nde geçiren Prof. Dr. Özdemir, Sabah erken saatlerde ilginç bir olay yaşadı. Saat 04.30 sıralarında kaldığı odanın kapısı şiddetle çalınınca uyanan Prof Dr. Çoşkun Özdemir, karşısında polis memurlarını gördü.

"Kapı Gümbür Gümbür Vuruldu, Neden Geldiklerini Duyunca Güzel Bir Kahkaha Attım"

 Öğretmenevi'nde yaşadıklarını anlatan, sabaha karşı kapısında polis görünce çok şaşırdığını söyleyen Prof. Dr. Özdemir, "Saat 04.30 sıralarında kapı gümbür gümbür vuruldu. Kapıyı açtığımda iki polis, “Coşkun Özdemir siz misiniz?” diye sordu. 'Evet' deyince “bana yoklama kaçağı olduğumu” söylediler. Bunu duyunca güzel bir kahkaha attım. Ben 86 yaşındayım. 1953-1954'te 18 ay askerlik yaptım. İlk kez böyle bir şeyle karşılaştım" diyerek şaşkınlığını dile getirdi.

15 Gün İçinde en Yakın Askerlik Şubasine Başvurması İstendi

Prof. Dr. Coşkun Özdemir'e, Artvin Valiliği Asayiş Şube Müdürlüğü'nce verilen bildiride, 15 gün içinde en yakın Askerlik Şubesi'ne başvurması istendi.

Bu arada, Prof. Dr. Özdemir'in askerliğini Çatalca 33'üncü Tümen 16'ncı Piyade Alayı Sıhhiye Bölüğü'nde yaptığı öğrenildi. [ii]

 “DİNCİLER HİÇBİR ZAMAN ATATÜRK’Ü SEVMEDİLER.
………………………………………
Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk Düşmanları
Ne Müslüman Anadolu halkını bağımsızlığa kavuşturmuş olması, ne İslam Dünyası’na öncülük edecek çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olması, ne İslam dininin gecikmiş değişim ve çağa ayak uydurma sorunlarını çözmüş olması…
Hiçbir katkısı onu dincilerin gözünde yüceltemedi.
Ama İslam Dünyası’nda, sadece devlet adamları arasında değil Müslüman halklar arasında da onun değerini gören, bilen ve onu örnek alan çok kişi oldu.
Tabii ülkemizde de Müslümanlığı özümlemiş olanlar, gerçek dindarlar Atatürk’ün büyüklüğünü ve sadece ülkemize değil, İslam Âlemi’ne yaptığı büyük hizmetleri de algılamışlardır”. [iii]

CUMHURİYET DÜŞMANLARI ÖLÇÜYÜ KAÇIRDI

Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk Düşmanları
 “Rize’de Cumhuriyet meydanındaki Atatürk heykelinin kaldırılarak yerine çay bardağı heykeli konması projesi, Cumhuriyet düşmanlarının geldiği son noktayı gösteriyor. Projenin meydanlarda ilan edilmesi yetmezmiş gibi, AKP’li Belediyenin bu konuda halk oylamasına gideceği dile getiriliyor.
Bu girişimin bir kişinin şahsi düşüncesi olduğu düşünülmemelidir.
Biliyoruz ki, ülkemiz hemen her gün, Anayasa Mahkemesi’nce “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğuna karar verilen, ama kapatılmayan bir partinin Türkiye’yi ortaçağ ülkesine dönüştürme çabalarına tanık olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en kritik günlerinden geçerken, gelinen noktada ulusun birliği, vatanın bütünlüğü tehlikedeyken, toplum hemen her gün yaşanan terör olaylarıyla sarsılırken, Rize’de yaşanan Atatürk heykelini kaldırma düşüncesi kime ve neye hizmet etmektedir?
Rize’ye çay Cumhuriyetle gelmişti. Şimdi ise…
Rize’de Atatürk anıtını kaldırıp yerine Rize’nin sembolü olarak çay bardağını koymak isteyenler çayın tarihini de bilmiyorlar. Bugün Rize’ye hayat veren çay üretiminin tarihi Cumhuriyet ile yaşıttır. Unutulmamalıdır ki Ulusal Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarından Zihni Derin, Cumhuriyetle birlikte Tarım Genel Müdürlüğüne getirilmiş ve ilk projelerinden birini Rize’de uygulayarak çay üretimini başlatmıştır. Rize, o günden bu yana çay üretiminin merkezidir. Rize’ye hayat veren çay ürünü, Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyetin Rize’ye ilk armağanıdır.
Şimdi çay gerekçe gösterilerek Rize’den Atatürk’ü, dolayısı ile Cumhuriyeti silmek istiyorlar. Gericilik ve bölücülük hiç bu kadar kol kola, bu kadar uyumlu ve saldırgan olmamıştı. Ancak başaramayacaklar”. [iv]

İMAM HATİPLİLERİN YAPTIĞINA BAKIN
“Mustafa Kemal Atatürk; bu günkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu, Türk Devletinin varlık sebebi. Dinin en iyi şekilde yaşandığı ülke olan Türkiye'nin mimarı Atatürk.
İmam Hatip Liselerinin 100. Kuruluş yıldönümü dolayısıyla spor salonunda konuşan Başbakan'ın öve öve bitiremediği imam hatiplilerden bir grup, Mustafa Kemal Atatürk'ün salondaki posterini önce indirdi, daha sonra ayaklarıyla Atatürk posterinin üzerine bastılar. Sonrasında polis Atatürk posterini yerden kaldırıyor, yeniden asıyor ve başına koruma bırakıyor.
Ne sahne ama sanki PKK gecesi, BDP kongresi. Bu nasıl bir aymazlık, bu nasıl bir utanmazlık, bu nasıl bir Türk düşmanlığı, bu nasıl bir Atatürk karşıtlığı? Bu nasıl bir kin? Bu mudur altın nesil? R.T Erdoğan'ın terörist çıkmaz dediği güruh bu mu? Tarihlerine, köklerine, kabul etmeseler de kurtarıcılarına garezle dolu olanlar, kin güdenler, bu gününüze vesile olan o büyük Türk Milliyetçisinden ne istiyorsunuz? Bu düşmanlığınızın sebebi gereksiz siyasi ümmetçiliğiniz veya Emevi zihniyeti mi?” [v]

Gericiler yönündeki en büyük engel hâlâ Atatürk

Gericiler tarafından en çok Atatürk’e, yaptığı devrimler,  Ezanın Türkçe okutulması, başta olmak üzere Türkiye’yi aydınlığa çıkaran ve çıkaracak olan devrimler eleştiriliyor. 

Yazımızı, Sözcü’de yazan Sayın Rahmi Turan’ın yazısından alıntı yaparak sürdürelim:

“Atatürk şöyle diyordu:
1) Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kur’an mutlaka Türkçe olmalıdır.
2) Türk, Kur’an’ın arkasından koşuyor, fakat onun ne dediğini anlamıyor. İçinde neler var, bilmiyor ve bilmeden ibadet ediyor. Benim amacım, bütün Türklere, arkasından koştukları kitapta neler olduğunu anlamalarını sağlamaktır.
3) İnsan, anasına nasıl ana diliyle hitap ederse, Allah’a da yine ana diliyle hitap etmelidir.
4) Türk insanı Kur’an’ı kendi ana diliyle okursa, benimsediği dinin yüceliğini derinden ve şuurla kavrar ve daha dindar olur.
Atatürk, dincilerden çok daha inançlı, gerçek bir dindardı ama bunu bir reklam vasıtası olarak kullanmaz, inancını ve ibadetini kendisine saklardı…

Atatürk, halkın gerçek İslâm’ı öğrenebilmesi için Kur’an’ın Türkçe’ye çevirisini bizzat yaptırdı. Bu bile onun dine ne kadar saygılı olduğunu göstermeye yeter.
Yobazlar, Atatürk’e, halkı aydınlattığı, insanları din konusunda bilgilendirdiği için kızıyorlar!
Çünkü, Cumhuriyet döneminde, borularını eskisi gibi öttüremiyorlardı.
Son 13 yıla kadar tabii ki…
Günümüzde şartlar değişti, çağların gerisinde yaşayanlar ortalıkta cirit atmaya başladı.
Önlerindeki en büyük engel, hâlâ Atatürk!
Atatürk’ün ölüsü bile korkutuyor onları!

Belçikalı bir yazar şöyle diyor:  “Türkiye Atatürk’ü Allah’a borçlu. Geri kalan her şeyini Atatürk’e borçludur” .[vi]

ÇAĞDAŞ TÜRKİYE’NİN İMAMINA BAKIN HELE
SGK’nın, Diyanet tarafından görevlendirilen imamı Elvan Bal, 10 Kasım nedeniyle Atatürk’e ve cumhuriyete ağır hakaretlerde bulunduğunu siz de basından öğrenmişsinizdir..

“Müslümanlar, 10 Kasım kurtuluş bayramınız kutlu olsun” diye mesaj paylaşan İmam Bal, Cumhuriyet’in ilanını da “darbe” olarak niteledi ve “2023’te darbe imparatorluğunuz yıkılacak” dedi. Evet, bunu, Diyanet’in 657 Sayılı Memrin Kanununa göre çalışan devletim imamı-memuru söylüyor.

10 KASIM KURTULUŞ BAYRAMI İMİŞ
Emin Çölaşan, Sözcü’deki 10 Kasın günlü yazısında, Cumhurbaşkanı G.M.K.Atatürk, 24 Nisan 1924 Tarihli tarihli TC. nin Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı mektupta, ona başarılar dilerken, Türkiye’nin savaştan çıkmış, her şeyden mahrum, yoksulluk halini dile getirmiş, bunu da Gericilerin iy anlamasına vurgu yapmıştı. İşte buna kızan İmam Bal ve yandaşları Emin Çölaşan’a ağır hakarete varan paylaşımda bulunmuştu.

Facebook sayfasına “Müslümanlar… 10 Kasım kurtuluş bayramınız kutlu olsun” başlıklı bir paylaşımı taşıyan Bal, paylaşımda yer alan “Müslüman’san Hilafeti neden yıktın? Ezanı neden yasakladın? Latife Hanım senden neden ayrılmak istedi? Neden soy ağacın çıkartılmıyor?” gibi sorulara atıfta bulunarak “Kısaca bunları niye yaptın?” diye sordu.

Ankara'da yaşayan bir imamın kendisine hakaretler yağdırdığını yazan Çölaşan, kendisi için kullanılan "Vay o. çocuğu vay." kelimesinin açılımına yaparak ölmüş annesine “Orospu” dendiğini yazdı.

2023’TE CUMHURİYETİ YIKACAĞIZ
Diyanet’in imamı Bal, İsa Genç adlı bir şahsın hazırladığı “CHP’liler soruyor; ‘2023’te ne olacak?’ diye. 2023’te, yüzyıllık olarak kurduğunuz darbe imparatorluğu yıkılacak” diyerek “darbe” olarak nitelediği Cumhuriyet’in yıkılacağını paylaştı. Paylaşımda ayrıca “2023’te Osmanlı ecdadı yeniden dünyaya hükümdar olacak” ifadesi de bulunuyor.

Çölaşan’a Da Ağır Hakaret
Skandal imam, yazarımız Emin Çölaşan’ın 10 Kasım’da kaleme aldığı “Atatürk’ün ‘hedef gösteren” mektubu” başlıklı yazısı nedeniyle de ağza alınmayacak çirkin hakaretlerde bulundu.

Atatürk’ü Öteleyip Kötüleyenler Atatürk Düşmanları

R.T. ERDOĞAN’DAN ATATÜRK HAKARETLERİNE KARŞI TIK YOK.

Gönül isterdi ki, Laik TC nin Cumhurbaşkanı, Recep Tayip Erdoğan ve Başbakanı Davutoğlu bu düşmanlık ve saldırılara karşı tepkisini koymalıydılar. Şimdiye kadar gerek Cumhurbaşkanı, gerek Başbakan, gerekse, başta Milli Eğitim Bakanı ve öteki bakanlardan Atatürk’e yapılan bu olumsuz ve çirkin saldırıların çirkinliği konusunda bir söz söylediklerini hiç duyamadık. Acaba bu saldırıları olumlu mu karşılıyorlardı…

Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, kendini eleştirenlere karşı durmadan davalar açarken, TC nin kurucusu G.M Kemal Atatürk için yapılan hakaretlere karşı dava açmak şöyle dursun,  Atatürk’e saldıranlara karşı tek bir eleştiride bulunmamıştır.  En azından bunların çok çirkin olduğunu söyleyen tek bir demeç ve söz söylememiştir. Bu da ayrı bir üzüntü verici olaydır.

Daha pek çok Atatürk’e  saldırı ve hakaret olayları var, özellikle AKP-RTE iktidarında bu eylemler palazlanmaya başladı.

Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
DİPNOTLAR

[i]  177 maddelik 1982 Anayasası’nın 113 maddesi değiştirildi. İlki 1987, sonuncusu Mart 2011 olmak üzere, tam 17 kez küçük ya da büyük anayasa değişikliği yapıldı.
1987’de siyasi yasaklar, ağırlıklı olarak 67, 75, 175. maddeler ve geçici 4. madde değişti. 12 Eylül’ün siyasi yasak koyduğu politikacılara hakları bu değişikliklerin ardından halkoylamasıyla geri verildi.
1993’te özel televizyonların yayına başlamasıyla birlikte anayasanın 133. maddesi değiştirildi.
[ii]  https://www.haberler.com/86-yasindaki-profesore-yoklama-kacagi-islemi-7858966-haberi/
[iii]  Aydınlanma Emre Kongar 10 Kasım’da Atatürk Düşmanları http:www.ıstanbul.com/kimdir-bu-ataturk-dusmanlari-125071.html
[iv]  https://www.facebook.com/ADDBesiktasSubesi/posts/813865815398249
[v] https://www.zohreanaforum.com/ataturk-haberleri/50347-ataturk-dusmanlari-turk-dusmanlaridir.html
[vi]  https://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/rahmi-turan/ataturkun-allah-inanci-bunlardan-cok-daha-fazlaydi-981771/

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget