Bundan önceki yazılarımızda,CHP'nin niçin iktidar olamadığına ilişkin naçizane görüş ve değerlendirmelerimizi açıklamaya çalışmıştık.
Bu yazımızda, seçimler geride kaldığına ve CHP iktidar veya iktidar ortağı olamadığına göre, CHP olarak bundan sonra neler yapılması gerektiğini naçizane olarak belirtmeye çalışacağız.
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; CHP dahil tüm siyasi partilerin birincil amaçları, kuşkusuz seçimleri kazanarak iktidara gelmek ve ülkeyi yönetmektir.Bu itibarla, siyasi partilerin ve bu arada CHP'nin de seçim başarı kriteri, iktidarı kazanmak olmalıdır.
CHP, tüm çabalarına rağmen, maalesef 1.Kasım seçimlerinde %25'i biraz aşan oy oranıyla ikinci parti olabilmiş,iktidarı kazanamamıştır.Bundan önceki yazılarımızda belirtmeye çalıştığımız nedenlerle, CHP'nin iktidarı kazanamaması çok doğal olup, bu sonuç CHP ve CHP'nin başındaki yöneticiler için, asla bir hezimet de değildir.
Ülke insanımızın çoğunluğunun muhafazakar ve mütedeyyin olmalarına,İslam dininin sağcı politikacılar tarafından yozlaştırılarak bu yozlaştırılmış din üzerinden politika yapmalarına,laik eğitimden din ağırlıklı eğitime ağırlık verilerek, Türk Milli Eğitiminin genleriyle oynanmasına, iş başındaki iktidar tarafından yoksulluğun giderilemediği gibi, bu yoksul insanların istismar edilerek, bu yoksulluk üzerinden insanlara ekonomik yardımlar yapılarak yoksulların oylarına sahip çıkılmasına,ülke insanlarının; dinlerine,mezheplerine, etnik kökenlerine,başı açık ve başı örtülü olup olmamalarına göre kamplara bölünüp kutuplaştırılarak,birbirleriyle düşman yapılmalarına,uzun yıllar,sağcı ve dinci parti liderleri tarafından, Atatürk'ün kurduğu ve Türkiye Cumhuriyetinin temellerinde harcı bulunan 90 yıllık CHP aleyhinde yaratılan, en sembolik örnekleri; CHP Camileri ahır yaptı, ezanı yasakladı yolundaki ahlaksız yalanlardan kaynaklı olumsuz önyargılara, her geçen gün sayıları artan Atatürk düşmanı hainlere,iktidar partisinin tüm devlet olanaklarını, örtülü ödeneği,elindeki ve güdümündeki basının yalan ve iftiralarına dayalı CHP'ye yönelik iftira ve muhalefete ve şeçim yarışındaki tüm adaletsizliklere rağmen, bu koşullarda oluşturulan seçmen profilinden sadece %25 oy alabilen CHP'nin bu seçim performansını; memurun dürüst ve namuslu olmasının yasal bir gereklilik olmasına rağmen, memurun dürüstlüğünün üstün bir vasıf sayılır hale geldiği ülkemizin içinde bulunduğu bugünkü koşullarında, küçümsemek ve KILIÇDAROĞLU'nu çok başarısız ilan etmek, bize göre haksızlık olacaktır.
Şimdi gelelim, bundan sonra CHP acilen ne yapmalıdır? Sorusunun cevabına.
CHP yönetimi ilgili kurullarında ve parti grubunda; öncelikle,seçmen profiline dayalı tüm aleyhe koşullara rağmen, oyunu daha fazla artıramamasının bir özeleştirisini mutlaka yapmalıdır.
Bu koşullarda; kesinlikle, partinin genel başkanı dahil, parti üst yönetiminin değiştirilmesi adına, parti içi bir mücadele ve kavgaya girilmemelidir.
Milletvekili yemini yapılarak, Meclis Başkanlık Divanı oluşturulup Meclisin çalışmaya başladığı ilk günden itibaren, seçimleri kazanarak tek başına iktidar olan AKP'nin seçim bildirgesinde yer alan; özellikle ekonomik ve sosyal içerikli vaatlerini yerine getirip getirmediğinin sıkı takipçisi ve denetçisi olunmalı, gerekirse bu konuyu takip edecek ve denetleyecek olan özel bir komisyon oluşturmalı,AKP'nin seçim vaatlerini yerine getirmesi için onu zorlamalı, AKP ile ortak olan vaatlerde,CHP olarak öne çıkıp, öncülük yapmalı ve bu ekonomik vaatlerin yerine getirilmesi için AKP'ye her türlü katkı ve desteğin verileceği ilan edilmelidir.
AKP iktidarının; seçim bildirgesinde yer alan CHP ile ortak ve halkımız yararına vaatlerin üzerine yatması dahi beklenmeden; Meclisin çalışmaya başladığı ilk günden itibaren, nasıl olsa meclisten geçirmeye çoğunluğumuz yetmez bahanesine sığınılmadan ve de acilen, CHP'nin seçim vaatleri içinde yer alan;
Asgari ücret üzerinden vergi yükünün kaldırılması ve buna ilaveten de,asgari ücretin 1500 liraya veya enaz, en düşük devlet memurunun ücreti seviyesine çıkarılmasına,
Emeklilere ramazan ve kurban bayramlarında ödenmek üzere, yılda iki maaş tutarında ikramiye verilmesine,
Çiftçiyi ve tarımı desteklemeye ilişkin yürülükte olan bir yasa varsa, o yasaya bir ilave yapılarak veya müstakil bir yasa ile çiftçiye mazot'un, geçerli olan mazot pompa fiyatının %50 indirimli fiyatıyla satılmasına,
Seçim barajının %5'e çekilmesine, ilişkin yasa tekliflerinin hazırlanarak, en başta parti genel başkanı KILIÇDAROĞLU olmak üzere, CHP Meclis Grubuna dahil tüm milletvekillerinin imzasıyla Meclis Başkanlığına sunulmalı ve bu yasa tekliflerinin Meclis ilgili komisyonlarındaki yasalaşma seyir ve gelişmeleri hakkında halkımıza bilgi verilmelidir.
CHP olarak, AKP iktidarının girişimi beklenmeden ve acilen, parti içinde milletvekilleri ve akademisyenlerden oluşan bir komisyon kurularak, ülke mozaiğini oluşturan tüm vatandaşlarımızın kültür,dil,din ve geleneklerinden kaynaklı hak ve özgürlüklerine vurgu yapan,ancak devletin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne zarar vermeyecek şekilde, her türlü hak ve özgürlükleri genişleten, kuvvetler ayrılığı prensibini kuvvetlendiren, yönetimde istikrar saçmalığıyla, temsilde adaleti ortadan kaldıran anlayışı terk eden,seçimlerin eşitliğini ve güvenliğini pekiştiren, tam yargı bağımsızlığını sağlayan ve teminat altına alan, Cumhurbaşkanının yetkilerini parlamenter sistemin gereği olan asgari seviyeye indiren, demokrasimizin daha da gelişmesinin önünü açan hükümleri içeren yeni bir Anayasa taslak metni hazırlanmalı ve halkımızın görüş ve tartışmasına açılmalıdır.
Ülkenin ekonomik verileri; özellikle, ihracat ve ithalat değerleri, cari açık miktarı, iç ve dış borç miktarları,toplanan vergiler, örtülü ödeneklerden yapılan harcamalar ve benzeri resmi ekonomik veriler,üçer aylık dönemler halinde, düzenlenecek olan basın toplantılarıyla halkımızla paylaşılmalıdır.
Seçmen, sertlikten hoşlanmıyor gerekçesiyle, 7.Haziran ve 1.Kasım seçimlerinde benimsenen yumuşak ve pısırık muhalefet ve politika derhal terk edilmeli, AKP iktidarının kötü icraatları, onların anladığı dille, sert ve kararlı bir şekilde eleştirilmeli, ancak, yapılan eleştiriler, ayağı yere basan, belgelere dayalı kuvvetli gerekçeleri ve gerekirse karşı önerileri de içermeli ve yapılan eleştirilere halkımız ikna edilmelidir.
Bizim hemen aklımıza gelen bu acil önerilere ilave edilebilecek başka önerilerin de varlığı inkar edilemez.Diğer önerilerin de tespit edilerek derhal uygulamaya geçirilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.
04/11/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder