Dünyada var olan İslam ülkeleri içinde tek laik ülke Mustafa Kemal Atatürk’ün laik Türkiye Cumhuriyetidir…
Laik Cumhuriyet, emperyalist ülkelerce işgal edilen ve hilafeti de bünyesinde barındıran Osmanlı İmparatorluğunun enkazının külleri üzerinde kurulan, Kurtuluş Savaşının bir anıtıdır…
Anayasamızda, “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” şeklinde tanımlanmıştır…
Tüm uygar ülke hukuk devleti demokrasilerinde, laiklik demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur…
Ülkemizde de Anayasada böyle tanımlanmasına karşın, laikliğin gereklerini uygulamada tam yerine getiriyor muyuz? Sorusunun yanıtı ne yazık ki koca bir hayır’dır…
Laik, demokratik hukuk devletlerinde kadın-erkek eşitliği söz konusu olup, sosyal yaşamda ve eğitim alanında harem-selamlık söz konusu değildir…
Çünkü bu kural şeriatla yönetilen ülkelerde söz konusudur…
AKP iktidara geldiği günden beri bu uygulamaların her alanda gittikçe çoğaldığını, yazılı ve görsel medyaya yansıyan haberlerden öğreniyoruz…
Son uygulaması bu gün yazılı medyaya yansıyan bir haberde görülmektedir…
Haber şöyle;
“Döşemealtı İlçesi’ndeki Karataş İlkokulu’nda bir öğrenci velisinin kızlı- erkekli oturma düzenine karşı çıkması nedeniyle geçen yıl başlayan ve yaklaşık 1.5 yıldır devam eden kriz aşılamadı. Geçen yıl ilkokul birinci sınıf öğrencileri, öğretmen G.K. tarafından karışık oturtuldu. Okula Aşağı Oba’dan taşımalı gelen kız öğrenci 7 yaşındaki M.K.’nın velileri B.K. ve M.K. çifti, çocuklarının bir erkek öğrenciyle aynı sırada oturmasına karşı çıktı. Sınıf öğretmeninin öğrencilerin oturma düzenini değiştirmemesi nedeniyle aile çocuklarını okula göndermedi.”
92 yıllık Cumhuriyet tarihinde görülen bu tür olaylar, AKP dönemindeki uygulamaların bir sonucudur. Bu konuda hazırlanan olanaklarla yurttaşların böyle davranmalarını cesaretlendirmiştir…
İlkokul çağına gelmiş çocuğun okula gönderilmesi zorunludur. Göndermeyen veliye para cezası verilmektedir…
AKP’ni kurucusu ve bu güne kadar tek söz sahibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçmişteki (RP İstanbul İl Başkanı ve Belediye Başkanı iken) söylemlerine baktığımızda bu günlere nasıl geldiğimiz daha iyi anlaşılacaktır…
-“Bütün okullar İmam Hatip yapılacak.” (1994)
-Elhamdülillah şeriatçıyız. (1994)
-Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır. (1994)
-‘‘Hem laik hem Müslüman olunmaz. Bu millet isterse laiklik tabii ki gidecek’’ (1994)
-“Ben İstanbul'un imamıyım.” (1995)
-“Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır.” (1996)
“Meslek liselerinin ideolojik bakışla dışlanmasını bu ülkenin geleceğine vurulmuş acımasız bir darbe olarak görüyorum” (2010)
-"İmam-Hatipler bir düşüncenin isyanıdır" (2014)
Zaman içinde bunları söyleyen ve iktidara geçtikten sonra çoğunu gerçekleştiren Recep Tayyip Erdoğan, laiklik konusunda eleştiri alınca bu kez,
-“Laiklik her şeyin teminatıdır, korunmasındaki en büyük güvencede biziz” diyebilmektedir…
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…
Yazdıklarımın tümü birlikte değerlendirildiğinde, AKP’nin dilinde düşürmediği “Ülkeye demokrasi getirdik” söyleminin içinin ne kadar demokrasiden yoksun olduğu görülmektedir…
Laiklik olmadan demokrasi olmaz…
Tıpkı İran İslam Cumhuriyetinde olduğu gibi…
Buna ne dersiniz?
04.11.2015
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder