Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can DÜNDAR ile Ankara temsilcisi Erdem GÜL'ün,halkın haber alma ve basın özgürlüğü adına yaptıkları MİT Tırlarıyla ilgili haberleri nedeniyle,hem de yayının yapıldığı tarihten altı ay geçtikten sonra,devlet sırrını ifşa ve casusluk suçlamasıyla, tamamen siyaset kokan hukuksuz ve haksız bir kararla tutuklanmaları üzerine, devlet sırrı kavramının ne anlama geldiği, demokrasi,basın özgürlüğü ve kişi özgürlükleri adına daha bir önem kazanmıştır.
Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, ceza hukukunun en temel ve evrensel bir kuralıdır.
Kanunsuz suç olmaz ilkesine göre, unsurları ve sınırları ceza kanunlarında açıkça belirtilip tarif edilerek suç sayılmayan bir eylemden dolayı,hiç kimse, asla cezalandırılamaz.
Mahiyeti ve doğuracağı sonuçlar itibariyle devlet sırrı olmadığı halde, idari makamlar tarafından sözde devlet sırrı yaratılarak ve sır sayılması mümkün olmayan bir konunun devlet sırrı olduğu iddia edilerek, halkı haberlendirmekten sorumlu ve görevli olan gaztecileri devlet sırlarını açıklama ve casusluk yapmakla suçlayıp tutuklanmalarına neden olmak, açıkça kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlalidir.
Yürütme organının, keyfi bir şekilde, her konuyu devlet sırrı kavramı içine sokmaları ve yargı organının da, hiçbir yorum ve değerlendirme yapmadan, buna harfiyen uyarak, devlet sırrı olmaması gereken bilgilerin peşine takılarak insanları cezaevine kapatmaları, bir demokrasi ve özgürlükler ayıbıdır.
Gelip geçici olan siyasal iktidarların, herkesin malumu olan politik pisliklerinin gizlenmesi, devlet sırrı kavramı içinde değerlendirilemez.
Can DÜNDAR ve Erdem GÜL'ün; uydurma devlet sırrı yaratılarak, devlet sırrını ifşa ve casusuluk yaptıkları iddiasıyla tutuklanmaları nedeniyle yeniden güncel hale gelmiş bulunduğundan, tarafımızdan kaleme alınarak daha önce yayınlanmış bulunan 02/06/2015 tarihli “DEVLET SIRRI NEDİR?” başlıklı makalemizi aşağıda aynen yayınlıyoruz.27/11/2015 Güner YİĞİTBAŞI
DEVLET SIRRI NEDİR?
Devlet sırrının ne olduğuna geçmeden önce; bir defa, kelime anlamı olarak “sır “ ne demektir? Onu belirlemekte fayda vardır.
Sır; varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey olarak tarif edilmektededir. Gizli tutulan bu şey; bir bilgi, bir belge, bir fotoğraf, bir harita, bir plan, bir silah, herhangibir buluş, bir icraat, bir karar, bir fikir ve benzeri başka bir şey olabilir.
Bu sır tarifinden hareketle, bir şeyin devlet sırrı olabilmesi, yani varlığının açığa vurulmak istenmeyerek gizli kalması ve gizli tutulması için; o şeyin gizli tutulmasında, açığa vurulmamasında, devletin; askeri, siyasi, ekonomik,diplomatik ve Uluslar arası çıkar ve menfaatlerinin bulunması, o şeyin bir başkaları tarafından elde edilmesi ve/veya açıklanması halinde, devletin; askeri, siyasi, ekonomik, diplomatik ve Uluslar arası çıkar ve menfaatlerinin zarar görmesi ve/veya zarar görme ihtimal ve yakın tehlikesinin bulunması zorunludur.
Demek ki; bir şeyin devlet sırrı sayılabilmesi için, adı üzerinde, gizli kalmasında, açıklanmamasında, devletin askeri, siyasi,ekonomik,diplomatik ve Uluslar arası çıkar ve menfaatlerinin varlığı şart olup, devlet ile eş değer olmayan, devlet aygıtını geçici bir süre yönetmek üzere seçimle iş başına gelen hükümet ve siyasi iktidarların,kendi siyasi çıkarlarını ve geleceklerini tehlikeye atmamak, oy kaybına neden olmamak için, bazı kötü karar ve icraatlarını, kendi halkından gizlemek amacıyla, bazı şeyleri gizli tutmak istemeleri, devlet sırrı içinde değerlendirilemez.
Gündemdeki tartışma konusu olan MİT TIR'larıyla, Suriye Devleti ile mücadele içine giren Suriyeli muhalif örgütlere silah ve cephane mi, yoksa Türkmenlere insani yardım mı gönderildiğini açıklığa kavuşturan ve AKP iktidarı tarafından Devlet sırrı olarak nitelendirilen bilgi, görüntü ve belgelerin açıklanarak haber konusu yapılması, devletimizin siyasi, askeri, ekonomik,diplomatik ve Uluslar arası çıkar ve menfaatlerini zarara sokan ve/veya zarara sokma tehlikesi yaratan, bu nedenle de gizli tutulması ve açıklanmaması gereken bir devlet sırrının ifşası olarak değerlendirilemez.
Bize göre, AKP iktidarının bu haberi devlet sırrının ifşası ve casusluk faaliyeti olarak ilan etme ve soruşturma konusu yapma çabası, Suriye politikasındaki hatalı tutumunu örtme ve yaklaşan seçimler nedeniyle, kendi siyasi çıkarlarını koruma çabasından ibarettir.
Zira; AKP iktidarının bugüne kadar izlemiş olduğu Suriye politikası çok açık ve net olup, hiçbir gizli yanı bulunmamaktadır.
AKP iktidarı; Suriye'de cereyan etmekte olan iç çatışmada, açık ve net olarak pozisyonunu belirlemiş ve resmi Esat yönetimine karşı saf tutarak, tavrını açıkça ortaya koymuş, bir ara Esat'ın düşmesi için gün saymış, kendince süreler koymuş, bir hafta sonra Suriye'ye girerek Şam da Cuma namazı kılacağız demiş, Suriye Devletine isyan eden muhaliflere açıktan destek olmuştur.
Suriye'nin bu iç savaşında, bizim dışımızdaki bazı ülkeler de tavırlarını açıkça koymuşlar, İran, Rusya, Çin Esat yönetimine desteğini açıklamış, Amerika ve onun malum ortakları bazı Avrupa ve Arap devletleri de, AKP iktidarı ile birlikte, Esat karşısında saf tutmuşlardır.
AKP iktidarı, hatalı bir dış politika izleyerek, Suriye'nin iç işine burnunu sokmak ve Esat karşıtı bir tavır sergilemek suretiyle, Esat yönetimindeki Suriye Devleti ile adı konmayan bir savaş içine girmiş olup, bu nedenle; MİT TIR'larıyla Suriye Devleti ile savaşan muhalif gruplara silah ve cephane gönderildiğinin ifşa edilmesi, AKP'nin iktidarda olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini, askeri yönden, Suriye ile savaşa girme riski ve tehlikesiyle karşı karşıya getirmeyecektir. Aynı şekilde, Esat ile papaz olan AKP iktidarı, Suriye ile olan siyasi, diplomatik ve ekonomik tüm bağlantılarını sona erdirmiş ve bu nedenle, siyasi, diplomatik ve ekonomik (dış ticaret) yönden uğrayabileceği tüm zararlara uğramış olduğundan, MİT TIR'larıyla Suriye muhaliflerine silah ve cephane sevkiyatı yapıldığının Cumhuriyet Gazetesinde açıklanması, AKP iktidarına oy yönünden zarar verecek olsa da, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin siyasi,askeri, ekonomik ve Uluslar arası çıkar ve menfaatlerine, bundan daha fazla bir zarar vermeyeceğinden, bu bilginin açıklanması, devlet sırrının ifşası ve casusluk faaliyeti olarak nitelendirilemez.
Şayet, AKP iktidarı; görünürde, Esat yönetimini destekliyor veya hiç değilse tarafsız kalıyor görüntüsü çizseydi ve buna rağmen, MİT TIR'larıyla el altından ve gizlice, Esat yönetiminin aleyhine muhaliflere silah ve cephane yardımı gönderseydi, görünürde tarafsız olması nedeniyle, Esat yönetimi ile siyasi, diplomatik, askeri ve ekonomik ilişkileri dostça devam ediyor olacağından, Cumhuriyet Gazetesinin MİT TIR'larıyla Suriye muhaliflerine silah ve cephane gönderildiğini ifşa eden haberi, devletin, askeri,siyasi,diplomatik,Uluslararası ve ekonomik çıkar ve menfaatlerine zarar veren ve/veya zarar verme tehlikesi doğuran bir devlet sırrının ifşası olarak kabul edilebilirdi.
Bize göre olayın hukuki değerlendirilmesi bundan ibaret olup, basının dördüncü kuvvet olduğunu dosta ve düşmana gösteren Cumhuriyet Gazetesini ve onun değerli yönetici ve yazarı Can DÜNDAR'ı, halkımızı bilgilendiren, kamuoyunu aydınlatma görevlerini yerine getiren bu yürekli gazetecilik ve habercilik hizmetinden dolayı gönülden kutluyoruz.
02/06/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder