Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
TÜM GÜN ADİLEYEDELERDİ
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Can Dündar kamuoyunda "Mit Tırları" olarak tanınan davaya ilişkin görüntü ve bilgileri yayınlamaktan yargılanıyor. Konuya ilişkin gelişmelerin ayrıntıları Cumhuriyet gazetesinde böyle yer aldı.
SAVCI TUTUKLANMA İSTEDİ
Savcılık, Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül'ün "silahlı terör örgütüne üye olmak, siyasi veya askeri casusluk ve devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklamak" iddiasıyla tutuklanmasını istedi.
Dündar ve Gül, soruşturmayı yürüten Başsavcıvekili İrfan Fidan’a ifade verdi. Savcılık ifadesinin ardından Dündar ve Gül, tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. İki gazetecinin de 'silahlı terör örgütüne üye olmak, siyasi veya askeri casusluk ve devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklamak' suçlarından tutuklanması talep edildi.
SAVUNMALARI BİTTİ
Dündar ve Gül, nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliğinde ifade verecek. İki gazetecinin duruşması saat 17.48 itibariyle başladı. Dündar ve Gül'ün savunmaları sona erdi.
Mahkeme heyeti karar için ara verdi.
CAN DÜNDAR: GAZETECİLİK YARGILANIYOR
Tutuklama talebinin ardından Can Dündar, Twitter hesabından bir fotoğrafını paylaştı. 7. Sulh Ceza Hakimliği Duruşma Salonu önünden bir fotoğraf paylaşan Dündar, "Sıra duruşmada, gazetecilik yargılanıyor" diye yazdı.
ADLİYEDE DESTEK İÇİN TOPLANILDI
Dündar ve Gül'e, çok sayıda meslektaşı ve CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Enis Berberoğlu, Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu'nun aralarında bulunduğu çok sayıda kişi destek verdi.
İFADE VERMEDEN ÖNCE AÇIKLAMA YAPTILAR
İfade vermeden önce adliye önünde basına açıklama yapan Can Dündar, "Biliyorsunuz MİT TIR'larında silah taşındığına dair yaptığımız haberden dolayı bir soruşturma yürütülüyor. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın şikayetçi olduğu bir soruşturma bu" dedi. "Gazeteciliği, halkın haber alma hakkını, kamuoyunun hükümet yalan söylüyorsa bunu bilme hakkını savunmaya geldiklerini" dile getiren Dündar, "Hükümetlerin hiçbir şekilde illegal yollara sapmaması gerektiğini göstermeye, kanıtlamaya, bunun savunmasını yapmaya geldik" dedi.
"BU SIR DEVLETE AİT BİR SIR MI?"
Cumhurbaşkanı'nın bu durumu kendi kişisel davası olarak ele aldığını, "Takipçisi olacağım"dediğini söyleyen Dündar, Cumhurbaşkanı'nın tek başına şikayetçi olmasının nedenini bilmediğini söyledi. Dündar, "Bu sır devlete ait bir sır mı? Kendi şahsi sırrı mı? Bunu da herhalde bu soruşturma gösterecek" dedi. Casuslukla suçlandıklarını ve Cumhurbaşkanı'nın "Vatana ihanet"dediğini belirten Dündar, "Bizler casus değiliz, hain değiliz, kahraman değiliz. Bizler gazeteciyiz. Burada yapılan şey de baştan sona gazetecilik faaliyetidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nın iddialarına ilişkin haklarında iki kez müebbet istendiğini belirten Dündar, olayın bu çapta büyümesini anlayabildiğini, çünkü ortada bir suçüstü olduğunu söyledi. Dündar, "Suçüstü yakalanmış bir hükümet var. Bunun yarattığı bir panik var. Bu anlaşılabilir birşey. Ama bütün bu soruşturma sürecinin bu paniği daha da büyüteceğini düşünüyorum. Bunu uluslararası boyuta taşıyacağını ve bize de burada gizli ibaresi altında yapılan silah ticaretini, insan ticaretini belgeleme ve bütün dünyaya kanıtlama şansı vereceğini düşünüyorum" dedi.
"ASIL SUÇLULARI DEĞİL, SUÇU ORTAYA SERENLERİ SORUŞTURMA KONUSU YAPTILAR"
Cumhurbaşkanı'nın önceki gün "Silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur" ifadesinde bulunduğunu söyleyen Dündar, "Ben de aynı şekilde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur diyorum" dedi. TIR'lar için önce gıda yardımı dediklerini, sonra içinde silah çıktığını, bunun da Türkmenlere gittiğini söylediklerini hatırlatan Dündar, "Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş 'Vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu' açıklamasını yaptı. Herhalde bizim soruşturmamızda gelip tanıklık yapacaktır. Bugünkü hükümet adına o sözünü tekrarlayacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu. Dündar, "Türkmenler'in de bize gelmediğini söylemeleri üzerine bu kez asıl suçluları değil, bu suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar" dedi.
"DEVLET BİR ŞEY YAPIYORSA MİLLETİN BUNU BİLMEYE HAKKI VAR"
Can Dündar, bir gazetecinin "Rus uçağının düşürülmesinin ardından MİT TIR'larının, Türkmenler'e gittiği yönünde yapılan iddianın tekrar gündeme getirildiği gün ifadeye çağrılmasını nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine ise "Hikmet diyelim. Biliyorsunuz bazı TIR'lar tekrar bombalandı Rus uçakları tarafından. Devlet birşey yapıyorsa milletin bunu bilmeye hakkı var. Çünkü bu devlet bizim devletimiz. Ve biz de gazeteci olarak milet adına kamuyu denetlemekle görevliyiz. Bu kez karşılarında hemen sinmeye hazır gazeteciler yok. Bu kez kararlılıkla bu işi takip edecek, dik duracak, sonuna kadar arkasında duracak gazeteciler var" diye konuştu.
"HALK TEHLİKE ALTINDAYSA GAZETECİ BUNU YAZMAKLA GÖREVLİDİR"
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül de, "Gazeteci aynı zamanda, eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır. Geriye doğru dönersek, Suruç katliamı ve Ankara katliamı var. Bu haberler biraz da bununla ilgili haberler. Dolaysıyla halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmakla görevlidir" diye konuştu.
Açıklamanın ardından Can Dündar ve Erdem Gül, ifadelerini vermek üzere adliyeye girdiler. Dündar ve Gül, saat 11.20 sıralarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'ın odasına alındılar. Bu arada savcının odasının bulunduğu 5. kattaki koridor gazetecilere kapatıldı.
Can Dündar'a adliye koridordarında destek
Adliyede demokrasi nöbeti
4 AYRI SUÇLAMA
MİT TIR’ları haberi, Cumhuriyet Gazetesi’nde “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle 29 Mayıs tarihinde yayımlanmıştı.
Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, bu haber hakkında “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “Siyasi ve askeri casusluk”, “Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldığını bir basın açıklamasıyla duyurmuştu.
ŞİKÂYETÇİ: ERDOĞAN
Hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel olarak da şikayetçi olmuştu. Cumhurbaşkanı dilekçesinde, “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” denilmiş ve Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istenmişti.
KİRLİ OPERASYON
Bu haberden 2 hafta sonra da Erdem Gül’ün “Kirli Operasyon” başlıklı haberi yayınlanmış, orada da IŞİD bayrağının dalgalandığı Atme kampına nasıl cihatçı taşındığı, görüntülerle belgelenmişti. Haberde cihatçıları taşıyan otobüs şoförlerinin ifadelerine de yerverilmişti. Gül, 12 Haziran’daki haberinde de Erdoğan’ın yok dediği silahların, Jandarma Genel Komutanlığı laboratuvarında yapılan inceleme raporunu yayımlamıştı.
Yorum Gönder