Bursa İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Karaaslan, sosyal paylaşım sitesinde, “sıcak diye oruç bozmayın burası daha sıcak”. K. Atatürk diye yazmış. Atatürk’ün Cehenneme gittiğini, güya dünyadakilere, “orucu bozmayın, burası daha sıcak” diyesiymiş. Adamın aklındaki şeytani hakarete bakın.
Bu olaydan hemen sonra, TRT de Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanvekili Nasuhi Güngör’ün Star Gazetesi’nde yayınlanan bir yazısında, yaşamını yitiren 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hakkında ağır ifadeler yazdığı medyada yayıldı. Güngör, Star'daki yazısında "Demirel sahteliktir, korkaklıktır, köylülüktür, hiledir, kirli savaştır, ölümdür!" diye yazması toplumda şaşkınlık yarattı. Oysa İslamiyet, “ölülerinizi hayırla yâd ediniz” der. Bunları söyleyen de, özel bir kanalın görevlisi değil, devletin TRT sinde çalışan bir personel. Demek ki devlet büyüklerine, Atatürk’e, vefat etmiş Cumhurbaşkanına hakaret bunların fıtratında varmış…
Haramzade evlat gibi 90 yıllık Cumhuriyetin kazanımlarını satıp satıp yiyorlar, üstelik onları Cumhuriyete kazandıranlara küfür ediyorlar. Böyle vefasızlık, böyle hainlik olur mu?
Ömrü devlete 50 yıldan fazla hizmeti olan, darbelere, muhtıralara karşı altı defa giderek, yedi defa gelerek demokrasi mücadelesi veren; ebediyete göçmüş, devletin her kademesinde hizmet vermiş bir devlet adamına yapılan bu hakaret hiç de hoş olmasa gerek. Bilmem TRT idaresi buna ne der. Aynı küfürcü Nasuhi Güngör ve öteki hakaretçi Mustafa Karaaslan, gerçekten doğru bir şey söyleyecekse, 17-25 Aralık öteki nice yolsuzluk ve rüşvet olayları karşısında bir şeyler söylemek istemez miydi?
Ordunun darbelerine, muhtıralarına uğramış, demokrasi için, yurda hizmet için vakarla, sabırla mücadele etmiş, Süleyman Demirel, Cumhuriyetin kazanımları ile köyündeki çobanlıktan TC nin Başbakanlığına, Cumhurbaşkanlığına yükselmiş Demirel, R.T. Erdoğan’ın ordusuna kurduğu kumpas gibi, muhtıralar, darbeler yediği Türk ordusunu kumpas şöyle dursun, aleyhinde kötü söz bile sarf etmemiş. Olgun bir devlet adamı tavrı ile ülkesinin, demokrasinin gereklerini sabırla sonuna kadar savunmuştur.
Onun kusurları yok muydu? Elbette vardı. Bu dünyada hiç kimse tam kusursuz olduğunu söyleyemez. Demirel de demokrasinin bu sancılı yıllarında hizmet ederken kendisini eleştiren gazeteler, gazeteciler, karikatüristler hakkında davalar açmamış. Oysa R.T. Erdoğan, ufak tefek şeylerden bile, nice gazeteciler, aydınlar hakkında yüzlere varan davalar açmıştır. Demirel bu yönüyle çok olgun tavırlı bir insandı.
Yurda yaptığı hizmetler ve demokrasi yolundaki olgun tavrı nedeni ile Türk halkının kalbinde hak ettiği yeri aldığı için, cenazesine yurdun her yerinden, evinden, çeşitli tören alanları ile Isparta’daki defnedildiği yere kadar on binlerce kişi katılmış, gül yağmuru ve gözyaşları ile defnedilmiştir. Kocatepe Camisindeki cenaze namazına ben de katıldım, hayatımda böylesine bir cenaze kalabalığı görmedim. İnsanlar camiye ve caddelere sığmıyordu. O sevgi seline insanlar zorla mı getirilmişti. Günahıyla sevabıyla ebediyete göç eden S. Demirel’e Tanrı’dan rahmet, ailesine ve Türk Ulusu’na esenlikler dilerim.
Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
Yorum Gönder